MİLLETVEKİLİ AYTEKİN’DEN EĞİTİM BİR-SEN’E: AYNADA GÖRDÜĞÜNÜZ SURETİNİZDİR ÇAMUR DEĞİL

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, yazılı bir açıklama yaparak Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mehmet Çabuk’un açıklamasına  cevap verdi. Açıklamasında Sendika Şube Başkanının üslubuna değinerek, başkanın küstahça ve ikircikli bir dille konuştuğunu ifade eden Ensar Aytekin “sendika ağası ispat istiyorsan al sana ispat, al sana belge!” dedi.

 Ensar Aytekin’in açıklaması şöyle:

 

“Balıkesir’de kerameti kendinden menkul, eğitim sistemimiz içerisinde başta Laik Cumhuriyet ve akılcı, bilimsel eğitim olmak üzere her türlü değeri kendine  hedef edinmiş Eğitim Bir Sen kısa adlı sözde sendikanın cevabı üzerine cevap vermek, halkın oyuyla seçilmiş bir vekil olarak en haklı gerekçemdir.

Kamuoyunun gündeminde olan ve Eğitim sistemi içerisinde bir skandal olarak ortaya çıkan bir atama kararı üzerine giderek, bu işin “sehven” yapılma olasılığının olmadığını söyledik. Yapılan iş, sözlü mülakata girme zorunluluğu olan bir yeremülakata gerek duymadan bir atama gerçekleştirilmesiydi. Skandal durum ortaya çıkınca Milli Eğitim Müdürlüğü sözde “sehven” yapılan atamayı iptal ederek kişiyi görevli olduğu yere geri gönderdi. Kişi hakkında araştırma yaptığımızda ise şahsın Eğitim Bir Sen kısa adlı sözde sendikaya üye olduğunu gördük.  Kişi ve işlem hakkında, soruşturma açtığını söyleyen İl Milli Eğitim Müdürü, ne hikmetse kişiyi görevden uzaklaştıracağına aynı mevkide atama öncesi yerine görevlendirmeyi tercih etti. Kamu kurumlarında, hakkında soruşturma açılan kaç kişi görevinde kalabilir diyerek olayın üzerine gittik. Ve konunun bir sendika ayağını ortaya çıkardık. Sendikadan, açıklamama cevaben yapılan açıklamada olan biten her şeyin iftiradan ibaret olduğu söylenmektedir. Ortada bir iftira varsa, o da başta sendika olmak üzere halen bu kişiyi koruyanların gerçekleri gizlemek adına kamuoyunu yanıltmasıdır.

Bölge İdare Mahkemesi, yapılan tahkikat sonucu kişi hakkında soruşturma açın talimatını vererek, kararın Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilmesini ve kararın da Karesi Kaymakamlığına tebliğ edilmesini OYBİRLİĞİ ile karar vermiştir. Beyefendilerin açıklamanın sonunda sığındığı ve okuduğumuzu sorduğu Muhakkik raporu bu karardan da anlaşılacağı üzere anlamsız, hükümsüz, geçersizdir.  Muhakkik’in göremediği şeyi Cumhuriyet Savcısı görmüş ve itiraz etmiştir. Kaldı ki Bölge idare Mahkemesi “ön incelemeci sadece durumu tespit eder, bildirir” demiştir. Bu durum bir anlamda görevi kötüye kullanmanın da tespitidir. Dava dosyasında kantin Y.B. üzerineyken muhakkikin, Y.B.’nin eşi H.B. yi dinlemesi de savundukları raporun ne kadar boş olduğunu gösterir.

Yine ilgili sözde sendikanın, atıf yaptığı EK 1 belgesine göre atama yapıldığı iddiası da mantıksız, anlamsız ve içi boştur. Zira her şeyden önce atama işlemi kişinin başvurusu ile merkezi sistem üzerinden yapılmakta ve kayıtların doğru olduğu beyanını, başvurucu kabul etmektedir. Kaldı ki o EK 1 belgesindeki puanların nasıl verildiği de kısa bir araştırma ile ortaya çıkarılabilir. Yazılı sınavda 70 puan sınırında kalan sendika üyelerinin sözlü sınavlarda 100 ve 100 e yakın puanlarla notlarının yükseltildiği tespit edilmiştir.

Bugün toplu iş sözleşmesi için masaya oturma hakkını elinde bulunduran malum sendika, okullarda kurduğu baskı ortamıyla öğretmenleri zorla sendikaya üye yapmakta, sendika üyesi olmayan öğretmenlere mobbing, fişleme vs. uygulamalar ile öğretmenleri kontrol etmek istemektedir. Ve bu durum, bütün eğitim camiasının bildiği bir gerçektir. Bu durumun en güzel örneği ise, cevabi olarak gönderilen yazıda kullanılan dilde görülmektedir. Milletin vekiline ayar vermeye kalkmak, küstah ve ikircikli bir dil kullanmak bu savımızın, bir iddianın ötesinde gerçeklik olduğunun kanıtıdır.

Yine sözde sendika ağası, yaptığı açıklamada 15 Temmuz hain darbe girişiminde verilen şehit ve gazilerden bahsederek, olayı bağlamından anlamından koparmakta ve duygu sömürüsü yapmaktadır. Fethullahçı Terör Örgütünün Temmuz 2005 Abant Kampında anlattığı 4+4+4 eğitim ucubesini Milli Eğitim sistemimize armağan eden sözde sendikanın, 15 Temmuz hain darbe girişiminde verilen şehitleri ve gazi olan vatandaşlarımızın duygularını sömürmekte, aynı cümlenin içinde kaç üyesinin FETÖ’den ihraç edildiğini açıklama gereğini ne hikmetse duymamakta ve kamuoyunun halis niyetini sömürmeye devam etmektedir.

İddiasını ispat olayına gelince. Bu zamana kadar, BELGESİ olmayan bir olayı yayınlamadık, paylaşmadık. Bu yargılamalarda en üst organ olan Bölge İdare Mahkemesi’nin en yeni kararı anlaşılan o ki beyefendiye ulaşmamıştır. Zahmet edip, Recep Kurter’e sana tebliğ edildi mi diye sorsa mutlaka bir cevap alırdı. İspatını soran bu sözde sendika başkanının ve kamuoyunun dikkatine sunmak için İzmir Bölge İdare Mahkemesi kararını da paylaşıyorum.

Sorduğumuz soruların tamamı cevapsız kalmış, sözde sendika ve onun 1 nolu şube ağası söylemlere cevap vermek yerine kullandığı dil ve anlattığı konularla duygu sömürüsüne sığınmıştır.

Memleketin bunca sorunu varken bu işle uğraşılır mı diyerek, bir anlamda suçu kabul etmişlerdir. Evet memleketin bunca sorunu var. Ve memleketin bunca sorunun içerisinde en önemli sorunlardan birisi de Eğitim camiasının sorunudur. Eğitim camiası içerisinde çeteleşmek, üye olmayana baskı yapmak büyük bir sorundur. Çünkü çocuklarımız, yani geleceğimiz öğretmenlere emanettir. Çetelere ve çetecilere değil.

 Son olarak, söylediğimiz şeyler gerçeklerdir. Ve yapılan şey sadece ayna tutmaktır. Aynada gördüğünüz suretinizdir, çamur değil.”

 

mahkeme kararı

Exit mobile version