Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, zeytin ağacının her şeyiyle şifa olduğunu bir kez daha vurguladı. “Ülkemiz bir zeytin cenneti, kıymetini bilmeliyiz” diyen Dr. Ümit Aktaş, “Zeytin ağacı meyvesi ile yaprağı ile insanoğlu için şifadır. Zeytin ağacı ölmez ağaç olarak adlandırılır, çünkü yüzlerce sene yaşar ve bu yüzlerce sene boyunca bize meyve vermeye, yağ vermeye devam eder. Zeytin ağacının yaprakları en önemli, en kıymetli antimikrobiyal maddeleri içerir, kan şekerimizi ve zararlı yağları düşürür. Çok ciddi etken maddelere sahiptir. Siz zeytin ağacının meyvesi olan zeytini sıkarsanız başka işlem yapmadan zeytinyağını elde edersiniz. Dünyanın en kıymetli, en sağlıklı yağı zeytinyağıdır. Ülkemiz bir zeytin cenneti, eğer sağlıklı olmak istiyorsanız hayatınızda bol bol zeytinyağı bulundurun. İlaçsız yaşamak zeytinyağıyla mümkündür. Eğer sağlıklı olmak istiyorsanız her sabah uyandığınızda 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı için, sizden sağlıklısı olmayacaktır” dedi.
Dr. Ümit Aktaş, “Zeytinyağının yanma derecesi çok yüksektir, her yemekte kullanılır, siz de mutfağınızdan eksik etmeyin. Rafine edilmiş değil, saf zeytinyağı tercih edin” dedi.
Özem Zeytinyağları Fabrikası’nda sıkılan ilk zeytinyağının tadıldığı etkinlikte Özem’le Yaşam’ın kurucusu Mehmet Özgü Manisalı, ülkemizin bir zeytin cenneti olduğunu belirterek yanlış yapılanlara, olması gerekenlere dikkat çekti.
Manisalı, “Ülkemizde özellikle kuzey ege, Edremit körfezindeki zeytin ağaçları çok yaşlıdır. İnsan eliyle dikip dikilmediğini bile bilmiyoruz. Bu bize doğanın bir hediyesi, bu nedenle zeytin ağacına, zeytine gerekli değeri vermemiz gerekiyor. Biz bu özenle çalışıyor, olabildiğince zeytine zarar vermeden işleme alıyoruz. Bahçedeki budamadan gübrelemeye kadar her aşamada titizlikle davranıyoruz. Kaliteli bir zeytinyağı da bu şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin üretim ve ağaç stoku bakımından oldukça iyi bir sırada yer aldığını belirten Mehmet Özgü Manisalı, “Buna rağmen kaliteli zeytinyağı üretiminde diğer zeytin üreticisi ülkelere kıyasla ülkemiz daha alt sıralarda yer alıyor. Bunun nedeni zeytin ağacına kötü davranıyoruz. Kimyasal ilaçlama yapılıyor, toplarken ağaca zarar veriliyor. Topladıktan sonra zeytin bekletiliyor ve yüksek sıcaklıklarda sıkılıyor. Bu işlemlerin hepsi zeytine zarar veriyor. Bu yanlışlarla daha fazla zeytinyağı elde ediliyor ancak çok daha az kaliteli zeytinyağı ortaya çıkıyor. Türk zeytinyağı üreticileri bunları yapmadığında dünyanın en kaliteli zeytinyağını üretebilir konuma gelecek ve Türk zeytinyağını tüm dünya duymuş olacak. Bu nedenle üreticinin bakış açısı, uygulaması değişmeli” dedi.