TESK Başkanı Bendevi Palandöken, vatandaşı kandırmaya yönelik indirim kampanyaları hakkında konuşarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açıldıktan sonra ilk olarak Perakende Yasası’nın konuşulması gerektiğini söyledi.
İndirim tuzaklarının sona erebilmesi için Perakende Yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Vatandaşı kandırmaya yönelik indirim kampanyalarının sona erdirilebilmesi için TBMM açıldığında ilk ele alınması gereken kanunlardan biri perakende yasası olmalı” dedi.
“Kapanıyoruz açıklamasına inanmayın”
Vitrinlerde halkı yanıltmaya yönelik sloganların gelenek halinde geldiğinin altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Vitrinlerde ‘Kapatıyoruz’, ‘Taşınıyoruz’, ‘Yenileniyoruz’ gibi mesajlarla halkı kandırmaya çalışanlar 20 yıldır aynı dükkanda hizmet veriyor. Bunlar ne taşınıyor ne kapatıyor ne de yenileniyor ama vatandaş olağanüstü bir indirim fırsatı varmış gibi alışverişe koşuyor. Bu mesajlar yasaklanmalı veya ‘Kapatıyoruz’ diye vitrinden mesaj verenler takip edilerek kapatmaları için yasal süre verilmeli. Bu süre sonunda dükkanını kapatmayana ceza kesilmeli” diye konuştu.
“İndirim dönemlerinin dışında indirim yapılamamalı”
Eskiden yazdan kışa, kıştan yaza geçilirken sezon indiriminin yapıldığını ama günümüzde yılın 12 ayının da indirim sezonu haline geldiğini belirten Palandöken, “Kış indirimi veya yaz indirimi diye bir şey kalmadı. Bir bakıyorsunuz, yeni sezonun ürünleri vitrine çıktığı anda bile ‘Yeni sezon ürünlerinde indirim’ etiketleri asılıyor. Malın satış fiyatına yüzde 20 zam yapılıp etikete ‘sezon ürünlerinde yüzde 20 indirim’ yazılıyor. Yapılan her şey vatandaşı kandırmaya yönelik. Avrupa’da olduğu gibi indirim dönemlerinin başlangıç ve bitiş tarihleri önceden belirlenmeli ve hiçbir perakende işletmesi bu dönemlerin dışında indirim yapamamalı. Böylelikle gerçek fiyatlar neyse etiketlerde de bunlar yer alır ve hem vatandaşın kandırılmasının önüne geçilmiş hem de sektördeki haksız rekabet önlenmiş olur” ifadelerine yer verdi.
“50+20, 70 etmez”
Vatandaşın en büyük kandırılma yönteminin de indirim oranlarında olduğunu vurgulayan Palandöken, “Vitrinlere baktığınızda sürekli ‘50+20’ ‘50+40’ gibi indirim oranlarını görüyorsunuz. Aralarında ‘+’ olan tüm indirim oranları vatandaşı kandırmaya yöneliktir. Zira iş indirime geldiğinde 50+20, 70 etmiyor. Yüzde 50 indirilmiş fiyatın üzerinden yüzde 20 indirim yapıldığında gerçek indirim oranı yüzde 60 oluyor. Aynı şekilde vitrinde ‘yüzde 50+20’ yazıp, yanına kasada ekstra yüzde 20 indirim dendiğinde vatandaş yüzde 90 indirim varmış gibi mağazaya koşuyor ama kasada ödeme yaparken ‘50+20+20’nin aslında yüzde 68’e geldiğini görüyor. Tüm bunlar vatandaşın indirim algısında yanılmasına yönelik satış stratejileridir. Aralarında ‘+’ yazan indirim oranları yasaklanmalı, gerçek indirim oranları neyse onun yazılması sağlanmalıdır. Bir başka sınırlama da indirime giren ürünlerin sayısında yapılmalıdır. Vitrinde ‘yüzde 70’e varan indirim’ yazdığı halde mağazaya girdiğinizde sadece tek bir üründe yüzde 70 indirim olduğunu görüyorsunuz. Oysa ‘yüzde 70’e varan indirim’ yazılan bir mağazada ürün çeşidinin en az yüzde 30’u bu oranda indirime girmiş olmalı” diye konuştu.