SUSUZLUK dedim de.. Ayvalıklı “su yok” diye haykırıyor ya.. Bizim köyde de su yok azizim.
Cumartesi gittik, köpecikleri doyuralım, altlarını temizleyelim, evde biraz temizlik diye.
Su akmıyor!
Musluklar tıss…
Köyün tepelik yerindeki su deposu boşalınca, köy sakinleri susuzluk çekiyor.
Muhtar BASKİ’yi arıyor.. BASKİ, tankerle su getirip depoya boşaltıyor.
O su bitiyor, ertesi gün yine aynı işlem.
Taşıma suyla değirmen döndürüyor bizim BASKİ!
Ama azizim, biz de abonesiyiz BASKİ’nin. Kullandığımız suyun yanı sıra atığını katığını falan da ödüyoruz.
Yani, ‘şehirde ne varsa köyde de olacak’ diyorlar ya hep; şehirdeki fatura ödüyorsa, köydeki de ödüyor.
Şehirdeki şakır şakır akıtıyor bol bulduğu suyu.. Biz iki tabağı yıkayamıyoruz meselâ!
Ne yapmak lazım peki?
Valla birader, sondaj mı yapacaksınız, caminin oradaki çeşmenin suyunu şebekeye mi bağlayacaksınız, artık orası sizin bileceğiniz iş.
Her seferinde, BASKİ Müdürü İzzet Bey’e “sularımız akmıyor, yardımcı olun” ricasında bulunmayalım artık. Sağ olsun hiç ikiletmiyor, hemen tankerleri gönderiyor.
Ne ki, taşıma sudur bu. Taşımadan akacak su istiyor bizim köylü.
Dört beş haneli ya köyümüz, yapılacak yatırıma “boşa masraf” gözüyle mi bakıyorlar?
“Böyle idare edeceksiniz, yapacak bir şey yok” mu demek istiyorlar?
Büyükşehircilere ve BASKİ ailesine selam ederim.