Kovit-19, ekonomik darboğaz nedeniyle fazlaca reklamı olamadı ama 14 Şubat’ı
kullanmaya çalışanlar duyurmaya çalışıyorlar.
Haberlerde hayatı idame, intiharlar varken bu reklamları ciddiye alan da olmuyordur kanımca.
Günümüzün harcamaya dayalı tüketim toplumunda giderek bencilleşen ortamlarında
ortak yaşama kültürü maalesef bizim öz kültürümüzden giderek uzaklaştırılıyor.
Bizim Anadolu kültürümüzde sevgi zaten ana unsurdur. Bir ortama selamsız girilmez.
tanımadığının bile eli sıkılır. Oturanlar da hafifçe kımıldar, elini uzatır,
“hoşgeldin” der idi ! (koronadan önce )
Şimdi herşeyde olduğu gibi sevgi de , sevmek de sevilmek de ticari malzeme,
parasal araç, alınıp satılır malzeme oldu.
Eskiden sevgililer günü yoktu ama eşini kesen de yoktu.
Önceden evlenme teklifleri paraşütte çekim yaparak, deniz dibinde pankart açarak,
stadın ortasında maç arasında herkes görsün diye değil, yaşam arkadaşını bir ömür beraber yaşamaya
davet için olurdu.
Ama evlilikler 3-5 aylık, boşanmalar da bu kadar çok değildi. Sevgili ayrılmalarında,
boşanma aşamalarında cinayetler hiç yaşanmazdı.
On onbeş yıldır yoğunluğuna bir “Sevgililer Günü” bile var ama sevgi yok oldu.
Katolik ansiklopedisinde III. yüzyılda geçtiği belirtilen efsaneye dayalı inancı yüzünden öldürülmüş
din adamı Valentinus’la güzel Julia arasında geçen aşk öyküsü olarak aktarılır.
Efsanelere dayalı olarak Hristiyan din adamı Valentinus, Roma’nın 12 tanrı inanışına uymayıp İsa’ya inandığı ve anlattığı için hapse atılmış, İsa öykülerini çok anlattığı, efsaneleştiği
için gardiyan, gözleri görmeyen kızkardeşiJulia’yı iyileştirmesi ümidiyle yardım istemiş ,hücreye getirmiş.
Bir süre beraber kalmışlar. Onun anlattıklarıyla Julia’nın ” Görüyorum ” dediği yer alır.
Valentinus 14 Şubat’ta öldürülmüş, Julia’ya gönderdiği mektup 14 Şubat ‘ta eline
ulaşmış. (14 Şubat 270 ).
Julia, mezarın yanına pembe çiçekler açan bir badem ağacı dikmiş. Günümüzde
sevginin ve dostluğun simgesinin badem ağacı olması buradan kaynaklandığı söylenir.
14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ” Aziz Valentinus Günü ” ilan edildiği, ancak 1969 yılında kilise takviminden çıkarıldığı kayıtlarda yer almaktadır.
Ayrıca Roma’da 15 Şubat tarihinde geleneksel ” Lupercalia ” adlı aşk festivalinin olduğu ve gençler
tarafından birbirlerine hediyeler verilerek kutlandığı belirtilmektedir.
Sevgililerin, aşıkların birbirlerine tebrikler, aşk mesajları yolladığı bir gün haline getirildiği ,
son zamanlarda avemelerde satış kampanyalarına dönüştürüldüğü bilinmektedir.
Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre her yıl o hafta cirolar, altı aylık ciroyu yakalıyormuş.
katlanıyormuş.
Hediye verme, yürekle olur, içeriden gelir; talimatla, siparişle olmaz.
Kapitalizmin yarattığı bu satışı cazip kılan günü kabullenemediğim için herhangi bir hediye almam .
Herhangi bir takvim gününde , bir gerekçe olmadan hediye vermeyi daha çok severim.
Yüreğe dayalı gerçek “sevgi” kavramı Anadolumuzda dolu dolu gösterir kendini.
Sevdiğine bağlanır Anadolu insanı, aynı yastığa baş koyduğu hayat arkadaşı ile mezara kadar
Paylaşır hayatı. Yüreğini açar, destek olur, omuz verir. Hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde kötü günde.
Diğer yönden bakıldığında sadece karşı cins arkadaşlığı olarak da anlaşılmamalı sevgi.
Ülkemiz, Atamız, Ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımızla sevgi bağımız güçlü olamaz mı?
Bayrak sevgisi nerede ? Atatürk’ ümüze sevgimiz azaltıldı mı?
Günümüzde yeterince bilinmeyen canciğer çocukluk arkadaşlığı nerelerde kaldı?
Sevgili gününde teröristlerle Vatanı için çatışmada hayatını ortaya koyan Şehitlerimizi, kolunu bacağını kaybeden Gazilerimizi düşünen oluyor mu acaba ?
Her şeyi yönlendiren pazarlama ve ana kolu reklamcılık sektörünün arka çöplüğü televizyonlarda
emrivaki şekilde “ hadi al..al..” , “Sevgilinize sevginizi kıymetli hediyeyle gösterin” ,
“Ne duruyorsunuz harcama yapın” talimatları önceki yıllarda daha fazlaydı ama açların dolduğu, işsizlikten çaresizlerin intihara yöneldiği, asgari ücretle geçinemeyenlerin sıkıntı
yaşadığı günümüz koronalı ortamında önceki yıllara göre azaldı.
Evine ekmek, çocuğuna defter kitap almakta zorlananlara zaten kimse aveme adresleri
gösteremez.
Sevgisiz yaşanmaz. Ama faturaya dayanmayan, internet mesajı,
cep telefonu işaretleri, şekilleriyle değil gönülden hissettirilen gerçek sevgi.
Yaşadığımız topluma, ailemize, dünyaya, insanlara, güzel Ülkemize, Atamıza, Devletimize,
Bayrağımıza, komşumuza, okulumuza, öğretmenlerimize, tepemizde uçan kuşlara,
saksıdaki çiçeklere, rüzgarın sesine, toprağın kokusuna…
Her şeyi sevmek, hissetmek, hissettirmek…
Alışverişle değil tebessümle,
Fiş/faturayla değil öpücükle,
Mesajla değil sesle,
İşaretle değil anlatarak,
Uzaktan değil dokunarak,
Bir gün değil, hergün.
Ankara’dan tüm hemşehrilerimize gönül dolusu selam ve SEVGİlerle.
Servet CAMGÖZ
Ankara Balıkesirliler Derneği/ANKARA