MERAL AKŞENER İHANET ETMİŞ OLMADI MI?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

03 Mart 2023 tarihinde Türkiye siyasetinde eşi benzeri görülmemiş bir olay gerçekleşti ve tarihi bir gün yaşandı. Ülkeyi ortak akılla tekrar inşa etme taahhüdüyle kurulan Millet İttifakından veya diğer ismiyle 6’lı Masadan İYİ Parti ayrıldı.

Sakin Güç Kemal Kılıçdaroğlu başlıklı yazımı kaleme aldığımda henüz İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplantısı yapılmamıştı. Kaleme aldığım o yazıda, 2 Mart 2023 tarihinde yapılan Millet İttifakı toplantısı sonrası gelişen olaylar üzerine gerçekleşmesi muhtemel senaryolara yer vermiştim.

Olma olasılığını en yüksek gördüğüm ve yazımda da belirttiğim gibi ciddiye aldığım ilk senaryo Meral Akşener’in masadan kalkacağı yönündeydi. Zira perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Akşener ve İYİ Parti sözcüleri bir yıldır siyasi nezaketi bir tarafa bırakarak,CHP’nin içişlerine karışma hadsizliği pahasına,CHP’li iki Belediye Başkanını yine CHP Genel Başkanı ile yarıştırdılar.

Masadan ayrılmış olmaları ve Erdoğan/Bahçeli diliyle bunu gerçekleştirmeleri, yaptıkları nezaketsizliğin ve hadsizliğin kasıtlı olduğunu ortaya koyuyor. Bunu yaparak CHP’nin sinir uçlarına çok dokundular. Amaç,polemik yaratmak ve böylece ortaya çıkacak olan krizi masadan kalkmak veya masayı dağıtmak için bahane etmekti. Sakin Güç Kemal Kılıçdaroğlu bu oyuna gelmedi.

Millet İttifakı bugünlere kolay ulaşmadı. Komisyonlar kuruldu, binlerce sayfa raporlar hazırlandı, mutabakat metninin altına imzalar atıldı ve milyonlara umut oldu. İYİ Parti kimseyi kandıramaz ve ikna edemez. Mesele adayın kim olacağı meselesi değil. Okyanusu birlikte geçtiklerini, derede boğmaya çalışıyorlar.

Meral Akşener, 6’lı Masanın diğer liderlerine, emek harcayanlara ve en önemlisi bu ittifaka umut bağlayan milyonlara yani Akşener’in kendi kullandığı sözlerle ifade edersek Millete İhanet etti.

Bundan kısa bir süre önce Sözcü Gazetesine verdiği röportajda “6’lı masayı dağıtmam, millete ihanet etmem” diyen kendisi…

Görünen o ki masayı dağıtamadı ama masadan kendisi kalktı. Kullandığı dil bir daha geri dönmeme üzerineydi. Ortaya konan gerekçelerin hiç birinin toplumda karşılığı yok. “Dayatmacılığı kabul edemeyiz” derken asıl dayatmacılığı kendisinin yaptığını gizleyebilmesi ise mümkün değil. Kısa süre içerisinde e-devlet üzerinden partisinden binler istifa etti. Kendi tabanını ikna edemeyen bir liderin milleti ikna edebilmesi mümkün değil.

Tecrübeli bir siyasetçinin böyle acemice bir davranış içerisine girdiğini insanlar merak ediyor ve anlamlandıramıyor…

Aslında masadan kalkmasının nedeni Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağına olan inancı değil. Tam aksine Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını gördüğünden dolayı masadan kalktı. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında, CHP’nin siyasetin güç merkezi olacağının korkusunu aşamadığı görülüyor.

Vatandaşın yüzde 55’inden fazlası, karşısındaki adayın kim olduğunu bilmeden ve fazlaca da önemsemeden “seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeyeceğim” diyor.

Meral Akşener’in masadan kalkmış olması vatandaşın bu tercihini değiştirmeye yetmez.

Biraz da şeytanın avukatlığını yaparsak Meral Akşener şunun hesabını yapıyor olabilir. İktidar sadece deprem enkazının altında kalmadı. Ekonomi kötü, eğitim sağlık sistemi çökmüş, halk yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor ve dolayısıyla seçim sonrası kim yönetime gelirse gelsin bu enkazı kaldırması mümkün değil diye düşünüyor olabilir. Kılıçdaroğlu’nun seçileceğine de inansa ülkeyi düze çıkaramayacağını ve yıpranacağını, yapılacak ilk seçimde, ülkenin kurtarıcısı olarak güçlü bir şekilde iktidara geleceğini hesaplıyor da olabilir. İktidarda, icraatın içerisinde olup yıpranmaktansa muhalefette güçlenmeyi doğru strateji olarak ele de alabilir. Bunu başarabilmesi ise bu siyasi intiharının üstesinden gelmesine bağlı.

Peki, Meral Akşener’in masadan kalkmasının kime faydası olabilir ona bakmak lazım…

İYİ Partiye faydası olmayacağı kesin. Binlerce istifalarda bunu açıkça ortaya koyuyor.

Millet İttifakına ise zararı olmayacağını düşünenlerdenim. Tam aksine tıpkı Kılıçdaroğlu gibi Halil İbrahim sofrasına oturacakların sayısının artmasını savunuyorum. İYİ Parti bunun önünde bir barikattı. Bu barikatın ortadan kalkmasını ittifak iyi değerlendirirse bundan fayda göreceğine inanıyorum.

Cumhur İttifakı, trol ordusu ve yandaş medyanın gücüyle bunu lehine çevirmeye çalışacaktır. Başarılı olup fayda sağlayabilmeleri Millet İttifakının tutumuna bağlı. Olayın sıcaklığı ile ilk günlerde elde edecekleri psikolojik üstünlüğü uzun süre götürmeleri oldukça zor. Götürebilmeleri için sıcak yemek kıvamında sürekli gündemde tutmaları gerekiyor. Ülkenin yakıcı sorunları karşısında bunu da başarabilmeleri güç ve Millet İttifakının bu oyuna gelmeyeceğini, polemiklere girerek gündemde tutulmasına izin vermeyeceklerini düşünüyorum.

Masanın dağılmasını arzu eden ve buna çaba gösteren diğer bir kesimde Kılıçdaroğlu’nun, 5’li Çete olarak adlandırdığı sermayede bundan fayda umacaktır. Usulsüz ihalelerle zenginleşenlerden, zenginleşerek elde ettikleri milyonlarca doları yurt dışına aktaranlardan hesap soracağını her fırsatta kararlılıkla dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını, bu kesimlerin istemediğini bilmeyen yok. Masanın bütünlüğünün bozulmasından umutlandıklarına da şüphe yok. Etkileri var mı yok mu onu zaman gösterir.

Kısaca bundan sonrasına da ışık tutmak gerekiyor…

Millette karşılığı olmasa da İYİ Parti ürettiği gerekçelerle masadan kalktı. Kalkmasının ötesinde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulundu. Bu çağrı, CHP içerisinde bir iç karışıklığı hedefleyen ve siyaseten ahlaksızca yapılan bir çağrıdır. Her iki belediye başkanı bu çağrıya itibar etmedi ve genel başkanın arkasında olduğunu açıkladı.

Şimdi ne olacak?

Ellerinde,Meral Akşener de dahil olmak üzere, Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun yerini doldurabilecek özgül ağırlığa sahip bir isim yok. Hangi ismi çıkarırlarsa çıkarsınlar bunun tek bir açıklaması olabilir o da; Millet İttifakı adayına ilk turda seçim kazandırmamak. Buna cüret ederlerse, halka bunu mümkün değil kabul ettiremezler. Sandıkta milletin tokadı öyle şiddetli olur ki bir daha bellerini doğrultamazlar. Kendilerini de inkar edecek böyle bir yola girerler mi göreceğiz.

Diğer bir olasılık Millet İttifakının adayına zarar vermemek için bir aday çıkarmamaları. Masa dışında olsalar da attıkları imzanın, verdikleri sözlerin arkasında durduklarını, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakının adayına oy vereceklerini, milletvekilleri seçimleri için kendi başlarına çizdikleri yol haritasında mücadele edeceklerini söyleyebilirler.

Her ne kadar kullanılan dille, kalktıkları masaya uçan tekme atsalar da tekrar masaya oturma ihtimalleri de var. Araya akil insanlarda girebilir. Bu durumda “Biz kaygılarımızı dile getirdik. Millet adına tavrımızı ortaya koyduk. Omuzlarında tarihi sorumluluk taşıdığına inandığımız iki belediye başkanına çağrımızı yaptık. Ama kabul görmedi. Ortaya koydukları tavra saygı gösteriyoruz. Asıl olan bu ucube sistem ve bu yönetimden bu ülkenin kurtulması. Kırgınlık ve kaygılarımız olsa da katkı vermek milletimize borcumuzdur” tarzında gerekçeler sürerek Millet İttifakının içinde tekrar yer alabilirler.

Diğer bir iddia da Cumhur İttifakına dahil olacakları yönünde. Bu iddiaya fazla yorum yapmaya gerek yok. Buhar olurlar demek yeterli…

Köprünün altından çok sular akacak gibi gözükse de bir an önce ülkenin ve hayatın gerçeklerine dönmek gerekiyor…

 

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
MERAL AKŞENER İHANET ETMİŞ OLMADI MI?
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!