Balıkesir’de çocuk yaşlarda çırak olarak başladıkları ayakkabı imalatını sürdüren yılların ustaları aynı atölyede buluştu. Teknolojiye inat el işi ayakkabı yapmaya devam eden ayakkabı ustaları mesleğin son temsilcileri olmaktan duydukları üzüntüyü dile getirdi.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte el yapımı ayakkabı imalatının azaldığını söyleyen ustalar, mesleğin gelişmesi için önemli olan çıraklık müessesesinin artık sona erdiğini dile getirdiler. Balıkesir’de bir atölyede ayakkabı üretmeye devam eden 35 yıllık usta Nejat Sarıca, 55 yıllık usta Salih Durmaz ve 60 yıllık saya ustası Mustafa Taşkapı mesleğin zorluklarını İhlas Haber Ajansı’na anlattı.
Mustafa Taşkapı: “60 yıllık ustayım”
60 yıl önce eniştesinin yanında saya çırağı olarak mesleğe başladığını söyleyen 73 yaşındaki Mustafa Taşkapı teknoloji ile birlikte ayakkabıcılık mesleğinin gerilediğini söyledi. Taşkapı, “1959 yılında bu mesleğe eniştem sayacının yanında başladım ve o gün bugündür bu mesleğe devam etmekteyim. 60 senedir bu mesleğin içindeyim. 1959 yılından 1965 yılına kadar ustamın yanında çalıştıktan sonra babamın makine alması sayesinde Yeni Hal binası üstünde mesleğimi tek başıma içre etmeye başladım ve ilk kendi dükkanımı açtım. O günden beri de mesleğe devam ediyorum. Yalnız 1990-1995’lerde artık Hal Binası’nın yıkılmasıyla dükkanımı kapatmak zorunda kaldık ve devam eden arkadaşlarımızın yanında mesleğimizi aynı şekilde sürdürmeye devam ettik” diye konuştu.
“Çıraklık diye bir şey kalmadı”
Ayakkabıcılık mesleğinin zorluklarını da anlatan Mustafa Taşkapı, “Bizim mesleğin zorlukları arasında; bize gelen malzemelerin iyiliği, kötülüğü, bozuk olması, o yönlerden kaynaklanmakta. Mesela derilerin bozuk olması, gelen makine parçalarının, kullandığımız şeylerin bozuk olması, arızalı çıkması bizi oyalayan işlerdir. Fakat yine de bilfiil bunların hakkından geldik ve mesleğimizi bugüne kadar sürdürdük. Bugüne kadar yanımda duran çıraklar hep gelip geçici oldu ve şu ana kadar 6-7 kişi çalıştı. Ama şu anda hiç birisi bu mesleğe devam etmemekte. Şu anda çıraklık diye bir şey yok” dedi.
“Ayakkabı üretimi 30 çift ayakkabıdan 10-15’e düştü”
Hazır ayakkabı sektörünün el işi ayakkabıcılığı bitirdiğine dikkat çeken 60 yıllık usta Mustafa Taşkapı, “Hazır ayakkabılar bizim sektörümüzü, kapasitemizi etkilemiş durumda. Yani bizim yaptığımız ayakkabı sıfırdan başladığı için fabrikasyonda değil, el emeği, göz nuru olduğu için, daha emekli oluyor ve bizi de etkiliyor. Fabrikasyon fiyat bakımından, iş bakımından bizi etkiliyor. Ben devamlı makine ile sayanın dikiminden mesulüm. Ve günde yaptığım iş 20 veya 30 çift arasında değişmekteydi. Fakat bugün bu rakam daha aşağıya düşmüştür. Yaptığımız bugünlerde 10-15 çift arası devam ediyor. Yani kesimlemeyle alakalıyız, dikimi tamamen bıraktık. Şu anda yapmakta olduğum iş saya kesimi, modellerin yapımı ve sayaları sayacıya göre düzenlemektir. Sayanın kesimi ve model çizimiyle ilgilenmekteyim” ifadelerini kullandı.
“En iyi ayakkabı deri olandır”
Vatandaşlara iyi bir ayakkabı almanın sırlarını da anlatan Mustafa Taşkapı, “Ayakkabının özellikle deri olmasına ve yapılan firmanın hangi yer, hangi kişim olmasına dikkat etmeleri ve ucuz ayakkabıdan kesinlikle kaçınmaları lazımdır. Çünkü kaliteli ayakkabı deridir ve bu da tanınmış firmalardan veya bildikleri ayakkabıcıdan almalarını tavsiye ederim” diye konuştu.
Salih Durmaz: “Bizi para şöhret değil meslek aşkı çalıştırıyor”
55 yıllık ayakkabı ustası olan Salih Durmaz da mesleğe aşık olduğu için ayakkabı üretmeye devam ettiğini belirtti. Salih Durmaz, “55 yıldır bu mesleği icra ediyoruz. Şimdi artık para için, şöhret için değil, meslek aşkı çalıştırıyor bizi. Seviyoruz bu mesleği. Dünyaya bir kez daha gelsem yine ayakkabıcı olmak isterim. Mesleğe 1964 yılında Milli Kuvvetler Caddesi’nde Orduevi’nin yanında başladım. Bu meslek, zor bir meslek, şerefli bir meslek. Burası son atölyedir ve ben 20 yıllık emekliyim, meslek aşkı çalıştırıyor beni. Bana çocuklar artık çalışma diyor ama seviyorum bu mesleği. El işi ayakkabıcılık hiçbir zaman bitmez. Her şeyi makine yapamıyor. Ayakkabıcılar var da seri imalat olarak bir tek burası var. Şimdi seri imalat yapmak lazım, rekabet edebilmek için günde yüzlerce ayakkabı çıkaranlarla rekabet edebilmek için çok ürün çıkarmak gerekiyor. Ayakkabıcılık artık merkezlere taşındı. İstanbul, Konya, Antep, Bursa, İzmir gibi 5-6 vilayette toplandı ve oralarda yan sanayii de gelişti. Eleman orada, taban bayisi orada, malzeme orada. Onun için küçük vilayetlerde imalat, atölye yaşaması zor. Usta da bu işi para için değil, mesleğine aşık olduğu için devam ettiriyor” dedi.
Nejat Sarıca: “Vakit geçirmek için bu mesleği yapıyoruz”
35 yıldır ayakkabı imalatında çalıştığını belirten Nejat Sarıca ise günümüzde kendisi için bu mesleğin vakit geçirmekten başka bir şey ifade etmediğini kaydetti. Sarıca, “35 yıldır bu mesleği yapıyorum, hala da devam ediyoruz. Emekli oldum, buralarda vakit geçirmek için geliyoruz. Neden geliyorsun diyecek olursanız cemaatle buluşmak için geliyoruz, başka bir amaç yok. Ekonomik olarak bir katkısı falanda yok, vakit geçirmeye geliyoruz buralara. Kahvehaneden iyi geliyor yani buraları. Burada artık meslek de kalmadı, mesleksel bir şey de yok burada, basit, yaptığımız şeyler. Eskiden bir meslek vardı da şimdi yok. Şimdi makine varsa meslek var, makine yoksa el işi zaten kalmadı. Teknolojiden asıl faydalanmayanlar etkilendi. Bizimkisi çalışma desen değil de, vakit geçirmek gibi bir şey. Şimdi artık el işinden deri ürünler yapmaya çalışıyorum ben kendi kendime. Baktım ki o daha güzel, hem egomu daha tatmin ediyorum. Bununla ilgili kendime bir de internet sayfası açtım. Orada kendime göre daha rahat gibi. İki tane yapsam bin kat daha iyi. Burada çalıştığın şeye değmez, burada çalıştığın hiçbir şeye değecek hal yok. Ama dışarıda ne dersin, burada makineden anlaman lazım. Ayakkabı çekme makinesini adam İstanbul’dan buraya gelecekti iki günde kime öğretecekse ustaya öğreteyim diyor. İki günde ayakkabıyı çekiyor yani. Dışarıdaki ustanın yaptığını 2 dakika 15 saniyede 10 çift ayakkabıyı çekiyor makine. Yani ustaya falan gerek kalmadı. Bir tek bizim meslekte var sayacılıkta, bir tek buna makine bulamadılar. İllaki el işi gerektiriyor. Biz de bir tek ondan kaldık ayakta. Yoksa ayakkabı imalatı yok artık emekle yapılan” diye konuştu.