- Ocak’ta Balıkesir Ticaret Odası’nda Ekonomi Gazetesi’nin organizasyonunda Prof. Dr. Kenan Mortan’ın “Ege Bölgesi Yeni İktisadi Hamlesini Nasıl Yapar” sunumundaydım. Kenan Mortan beynelmilel bir profil. Paris EISTI (Ecole Internationale des Sciences du Taitement de l’Information)’de misafir öğretim üyesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi ve Melbourne Monash Üniversitesi’nde daimi konuk öğretim üyesi görevlerini sürdürüyor.
Konuşmasına başlarken “konvansiyonel düşünce” ve “konvansiyonel adamların” yarattığı çıkmaza dikkat çekti. Konvansiyonel düşünce mevcut kalıpların dışına çıkamayan düşünce demek. Buna geleneksel düşünce diyemiyoruz zira gelenek bir sistemdir. Ama konvansiyonel düşünce her zaman sistematik olmaz. Zira herkes ne yapıyorsa onu yapmaya çalışmak herkes ne söylüyorsa onu tekrar etmek konvansiyonelliğin doğasını oluşturur.
Konvansiyonel insanlar özellikle karar ve hareket mercilerinde iseler işte o zaman içinde bulunulan konjonktürü değiştirmek ve dönüştürmek zorlaşıyor. Mortan Hoca’nın bahsettiği çıkmaz, özellikle Balıkesir’de ve Ege bölgesinin iktisadi hamlesini nasıl yapacağını konuşmaya başlarken önemliydi.
Bugün dünya genelinde bir liderlik sorunu mevcuttur. Avrupa Birliği ülkeleri bu liderlik krizini derinden hissediyorlar. Alışılmışın dışında, risk alarak ve inisiyatif kullanarak hareket etme becerisi Avrupa’da tükenmiş durumda. Dünya genelinde entelektüel üretimler birbirinin tekrarı gibi yahut amorf bir ruh halinin eseri. Birbirine benzeyen standart hayatlar yaşayan insanların farklı düşünceler üretmesi zor bir ihtimal.
Ortak tüketim ve yaşam kalıplarının, global medya içeriklerinin son tahlilde bizi getirdiği nokta bu. Ancak gelişim ve ilerleme bu konvansiyonelliği kırarak mümkün. Özellikle bizim gibi etliye sütlüye karışmamanın, kimseyi kırmamak için sözü eğip bükenlerin, sabahtan akşama birbirini pohpohlayanların toplumunda bu konvansiyonelliği kırmak gerekiyor.
Kenan Hoca o gün konuşmasına başlarken ”sizi tahrik edecek ve rahatsız edecek” şeyler söylemek için buradayım dedi. Ve söyledi de.. Çünkü rahatsızlık olmazsa hareket olmuyor. Avusturyalı İktisatçı Joseph Schumpeter Theorie der Wirtschaftlichen Entwicklung adlı kült eserinde toplumsal değişimin motoru olarak gördüğü girişimciyi tarif ederken onun alışıldık düşünce kalıplarının dışında, toplumsal itiraza ve baskıya da boyun eğmeden düşünebilen ve eyleme geçebilen bir tip olduğundan söz eder. Global olarak sadece iktisadi olarak değil entelektüel ve politik olarak da konvasiyonel kalıpların dışına çıkabilecek adamlara ihtiyacımız var. Gelişim ve iyileşme ancak bununla mümkün olacak.