Uzmanlar, maddi kaygıların ötesinde insanların üretkenlik ve sosyalleşme ihtiyaçları nedeniyle çalışmanın gerekli olduğunu, ancak bu durumun abartılması halinde psikolojik sağlamlığın bozulabileceğini belirtiyor.
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, iş temposunun bireyin doğasına göre şekillendiği durumlarda “işkoliklik” kavramının ortaya çıktığını ifade ediyor. İşkolik bireylerin, çalışma saatleri dışında bile işlerine dair faaliyetlerde bulunduklarını belirten Bal, “Bu kişiler, sürekli çalışır, işten uzak kaldıklarında ise huzursuz olurlar” dedi. Bu sürekli iş odaklı yaşam tarzının, ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurgulayan Bal, duygusal tükenme, depresyon ve sosyal hayatta zorluklarla karşılaşılabileceğini belirtti.
İşkolikliğin Belirtileri ve Sonuçları
Bal, işkolikliğin belirtileri arasında özel hayata zaman ayıramama, sosyal etkileşimlerin azalması ve ilgi alanlarının daralması gibi durumların yer aldığını söyledi. Bu belirtilere rağmen bireylerin iş temposunu azaltmak istemeyebileceğini ve bu durumun uzun vadede ruhsal ve fizyolojik sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
Bal, yoğun çalışmanın her zaman işkoliklik anlamına gelmediğini, bazı durumlarda işin doğası gereği dönemsel yoğunlukların normal karşılanabileceğini de ekledi. Ancak, işkolik bireylerin sürekli bir çalışma zorunluluğu hissettiklerini ve işten uzak kaldıklarında huzursuzluk yaşadıklarını belirtti.
Psikolojik Sağlık Üzerindeki Etkileri
Sedef Koç Bal, sürekli işe odaklanmanın ruh sağlığı üzerinde kaçınılmaz olumsuz etkiler doğurabileceğini ifade ederek, “İşkolik bireylerde, başarılı olma arzusu ve rekabetin yarattığı stres gibi unsurlar, zamanla duygusal tükenmeye ve depresif belirtilere yol açabilir” dedi. Bal, bireyin sosyal hayattan uzaklaşarak izole bir yaşam sürmeye başladığını ve bu durumun da kişiler arası ilişkilerde sorunlara yol açabileceğini belirtti.
Aile Hayatındaki Etkileri
İş-yaşam dengesinin bozulmasının aile hayatında da olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Bal, “Evin sorumluluklarının aksaması, iletişim kopuklukları ve aile içi çatışmalar kaçınılmaz hale gelebilir” dedi.
İşkoliklikle Başa Çıkma Yolları
Bal, işkoliklik belirtileri gösteren kişilerin bazı değişikliklerle bu durumu yönetebileceğini belirtti. İş dışındaki alanlardan beslenmenin çalışma verimini artırabileceğini söyleyen Bal, “Planlı bir şekilde ilerlemek, haftayı iş, aile, bireysel zaman, sosyalleşme ve spor gibi bölümlere ayırmak faydalı olabilir” dedi.
Uyku, beslenme ve dinlenmeye yeterli vakit ayırmanın önemine dikkat çeken Bal, bireylerin ruhsal dengelerini korumak için yalnız kalma ya da aktif planlar yapma gibi yöntemleri tercih edebileceğini belirtti.
Alternatif İlgi Alanları ve Uzman Desteği
İşkolik bireylerin, üretkenliklerini iş dışında farklı alanlara yönlendirerek denge sağlamalarının mümkün olduğunu ifade eden Bal, “Sanat, toplumsal amaçlara hizmet etme gibi ilgi alanları keşfedilebilir” dedi. Bal, bireylerin sosyal destek alarak işkoliklikle başa çıkabileceklerini, bu çabaların yetersiz kalması durumunda ise uzman desteği almayı düşünmeleri gerektiğini belirtti.