İBRAHİM DÜRMÜŞ’E ÖZEL BAKANLIK GENELGESİ

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HER mevzuyu bir kenara koyduk, İbrahim Dürmüş’ün belediye meclis üyeliğinden düşürülmesine kilitlendik!

Dürmüş’le başladık haftaya.. Dürmüş’le bitirdik derken..

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bir genelge yayınladı.

Salgın, pandemi, kovit gibi sebeplerle toplantılara, birleşimlere katılamayanların devamsızlıkları nedeniyle meclis üyeliğinden düşürülemeyeceği ilan edildi.

Genelge upuzun gidiyor.

Şu kısmı önemli:

“5393 sayılı kanunun 29. ve 32. Madde hükümleri uyarınca meclis tarafından üyelerin mazeretleri nedeniyle verilecek izinlerin, bir yıl içindeki toplantı süresinin yarısını aşmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte olup, diğer taraftan hastalık halinin izin olarak değerlendirilmesi gerekmekle beraber, hastalık süresinin kanunda belirtilen hadlerin üzerinde olması ve belgelenmesi halinde arka arkaya üç birleşime veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan üyelerin üyeliği düşürülemeyecektir.”

Genelgenin son bölümünde, hastalık gerekçesiyle toplantılara gelmeyenlerin özürlü ve izinli kabul edileceği de belirtiliyor.

 

***

BU durumda Susurluk ve Büyükşehir meclislerinin AK Partili İbrahim Dürmüş paçayı kurtarmış mı oluyor?

Kimi medyacı milleti İbrahim Dürmüş’ü oy çokluğuyla düşüren Susurluk Meclisi’nin CHP ve İYİ Partili üyelerine nanik yapıyor şimdi!

AK Partililer ise muhalefetin bu operasyonunu bakanlık genelgesiyle bertaraf ettiklerini düşünerek seviniyor.

Kararnamelerle yönetilen ülkede, bakanlık genelgelerinin de bir nevi yasa hükmünde sayılması normal!

Oysa genelge, parlamentonun çıkardığı yasayı yok sayıyor bir anlamda.

Bundan da önemlisi, bakanlık genelgesinin tebliğ edildiği günden sonrasını mı, yoksa öncesini mi kapsadığı!

 

***

GENELGEDE “şu tarihten itibaren” ifadesi yok. “Öncesi” veya “sonrası” demiyor. “Düşürülemez” deniyor yalnızca.

Yani, bugüne kadar meclis üyeleriyle istişare toplantısı yapmamış, Dürmüş olayı ekseninde cümle meclis üyesini toplayıp durumu değerlendirme gereği duyan AK Parti cenahının da öncelikle bu ‘öncesi’ veya ‘sonrası’ konusunu çözmesi gerekiyor.

 

***

BELEDİYE Meclisi aday listelerine ön sıralardan girebilmek için taklalar atıp keselerin ağzını açanların.. Ön sıralardan seçilip meclis üyesi ünvanı kazandıktan sonra.. Milletin verdiği görev ve sorumlulukları ihmal etmesi gerçeğini ne yapacağız?

Madem bunca mevzunun merkezinde İbrahim Dürmüş var; O’nun üstünden yürüyelim o halde.

Seçim bölgesi Susurluk’un Meclisi’ni ihmal etmiş, gitmemiş, mazeret üretmiş.. Ama Büyükşehir Meclisi’ni kaçırmamış; tam mesai yapmış.

Hoş, hiç kaçırmadığı Büyükşehir Meclisi’nde de indir kaldırdan başka bir işe yaramamış, bir yaraya merhem olmamış, kürsüye çıkıp konuşmamış, ilçesiyle ilgili bir şey söylememiş.

Susurluk’u boşlamış, Büyükşehir’e ise gelip gitmiş sadece.

Meclis üyeleri, ister iktidar ister muhalefettekiler olsun; Dürmüş olayından ders çıkarmalı kendi payına.

 

***

SUSURLUK Belediye Meclisi’nde böyle bir operasyon yapılmasaydı.. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı apar topar bir genelge çıkarmak zorunda kalmayacaktı. Genelgenin yayın tarihi 18 Şubat 2022. Dürmüş operasyonundan sonra yani.

O halde, ‘Dürmüş’e özel’ denmesinde mahsur yok.

 

 

**********  

 

Gerçekten organize teşebbüs mü?

 

AK Parti Büyükşehir Meclis Sözcüsü Mehmet Birol Şahin, Susurluk’ta İbrahim Dürmüş’ün meclis üyeliğinin düşürülmesinden sonra.. Bandırma’nın aynı hamleyi yaptığına dikkat çekiyor.

Şahin, bunun ‘organize teşebbüs’ olduğunu ileri sürüyor.

Susurluk’ta İYİ Partili Ömer Öztürk’ü, Bandırma’da ise yine İYİ Partili Aydilek Gönenç’i filmin baş aktörleri olarak gösteriyor.

İbrahim Dürmüş olayının ardından, Bandırma’da AK Partili meclis üyelerinin düşürülmesi teşebbüsüne dikkat çeken Şahin, İYİ Parti İl Başkanı Özlem Ural’ı da filmin yapımcı ve yönetmeni olarak lanse ediyor.

Şöyle diyor Şahin:

“Partinin adının İYİ olması gerçekten iyi olmaya yetmiyor. Susurluk ve Bandırma’da eşzamanlı davranış sergileniyor. Ortada organize bir kötülük var…”

Karşı operasyondan da söz ediyor Mehmet Birol Şahin.

Örneğin Altıeylül Belediye Meclisi’nde İYİ Partili Emine Nur Çöller’in üyeliğinin düşürülmesi için dilekçe vereceklerini söylüyor. Çöller düşerse yerine AK Partili Mehmet Kelemençe’nin geleceğine dikkat çekiyor.

İster organize, ister bireysel olsun bu hamleler.. Partiler ve parti grupları bu durumu birbirlerine karşı tehdit, şantaj olarak kullanmak yerine..

Milletin oyuyla oraya gelip millet için çaba göstermeyen kim var kim yoksa gereğini yapmalı hepsi.

Tabi parti grupları ve ittifaklar için aslolan sayıdır, üyenin performansı değil.

Hoş, Çevre Şehircilik Bakanlığı genelgesinden sonra, “şunun üyeliği düşsün” diye verilen dilekçeler işlevsiz kalacaktır kuşkusuz.

‘Düşürülemez’ diyor çünkü.

 

 

**************** 

 

Yücel Yılmaz’ın danışmanları  ve kestane muhabbetimiz!

 

KENDİ ihtisas alanlarında etkili olduğu düşünülen onca danışmanı var Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın.

Eskiden, yani Karesi’deyken çok rol kesmezdi.. Nevi şahsına münhasır takılırdı.

Şimdi her saniyesi rol!

Poz verirken ellerini nerelere koyacağından tutun da, Meclis’i yönetirkenki mimiklerine varana kadar her işe karışan danışmanları var. Onların yönlendirmesiyle hareket ediyor çoğunlukla.

Kimileri bu değişimi, farklılığı, “bu arkadaşa bir şeyler olmuş” bakışını görmüyor, hissetmiyor olabilir.

Biz hissediyoruz!

Ne ki, bir şeyini değiştiremiyorlar.

Çok konuşuyor hâlâ.. Konuşurken asıl mevzu hedefinden sapıyor.. Çok falso veriyor.. Söylememesi gerekenleri söylemeye başlıyor.

Kendinde kalacak mevzuları afişe ediveriyor bilmeden.

Siz buna ‘içi dışı bir’ diyebilirsiniz; başkaları farklı düşünür.

Bir de Cuma namazından sonra bir iki esnaf ziyareti, birkaç kahve muhabbeti yaparak halkın ve piyasanın nabzını tuttuğunu göstermeye çalışıyor ya…

Hani Balıkesir’in kolay yaşanabilir, ucuz bir memleket olduğunu falan anlatıyor kameraların karşısında.

Balıkesir’le İstanbul’u kıyaslıyor meselâ.

Kestane bizde dokuz lira, İstanbul’da otuz sekiz liraymış falan.

Pazara, çarşıya gitmiyor madem; en azından tomarla maaş verdiği danışmanları piyasadaki ürün fiyatlarından haberdar etsin kendisini. Kestaneyi örnek verecekse, fiyatının dokuz değil, altmış lira olduğunu söylemeliler!

Ayrıca, Başkan’ın katıldığı TV programlarını üçer beşer kere izlesinler; başa sarıp sarıp izlesinler.

Falsoları, gereksiz laf kalabalıklarını, alakasız el kol hareketlerini, mimikleri falan işte.

Ama kamera karşısındaki hal ve hareketleri de danışman organizasyonu değil mi zaten?

Partili esnafın işyerinde yaptığı makara kakara muhabbetinden, “halkın içinde dolaşıyor” algısı yaratma çabası boş.  Ayrıca nerede dolaşacak ki zaten; ya halkın içindesindir, ya dışında…

Kestane fiyatındaki falso, “ekmeğin kaç lira olduğunu da bilmiyordur bizim başkan” muhabbetini beraberinde getirir. Sonra, “çarşıdan pazardan bihaber” denir… Yetmez; halktan kopuk, halka tepeden bir yaşam sürdüğünden dem vurulur. Bu da yetmez, “ben zengini severim” yaftası asılır boynuna… Seviyor zaten!..

Yani, Yücel Yılmaz’ı kendi haline bıraksanız aslında, daha akıllıca bir iş yapmış olursunuz.

Danışman kişiler çok karıştıkça, vatandaşın da kafası karışıyor nitekim.

Hâttâ Yücel Yılmaz bile zaman zaman kendi kendine söyleniyordur bu durumlara:

“Beni ne hale getirdiler yarabbim…”

İBRAHİM DÜRMÜŞ’E ÖZEL BAKANLIK GENELGESİ
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!