Hilmi DUYAR /POLİTİKA/ Akhisarlı kardeş çocukları, Necati ve Emre Kırcalı, Balıkesir’de Ramazan’ın vazgeçilmezlerinden biri olan Osmanlı Macunu satıp, hem çocukları sevindirdi, hem geleneklerimizden biri olan Osmanlı Macunu’nu çocuklara tanıtıp yedirdi. 33 yaşındaki Necati Kırcalı, aile geleneği olan Osmanlı Macunu yapımını, kendisinin 8 yıldır sürdürdüğünü, aile geleneğini yaşatıp, yakın bölgedeki şehirlerde tanıtmak istediğini belirtti.
Ramazan’ın gelmesiyle birlikte, Ramazan Pidesi, hurma, Güllaç gibi geleneksel lezzetler sofralarda yerini aldı. Macun Şekeri de denen Osmanlı Macunu’nu da Akhisarlı Necati ve Emre Kırcalı, Balıkesirli çocuklarla buluşturdu. Milli Kuvvetler Caddesi ve eski Sümerbank Binası önünde Osmanlı Macunu sattı. Küçükler, tezgahta satılan rengarenk Osmanlı Macununu çok sevdi. Necati Kırcalı, Macun Şekerinin şifalı olduğunu, bu nedenle bile geleneğin yaşatılması gerektiğini vurgulayıp, gelecek kuşaklara aktarılmasının şart olduğunu ifade etti.
OSMANLI MACUNUNUN KAYNAĞI MESİR MACUNU
Kırcalı, yanına gelen yaşlı bir kadının, “Biz çocukluğumuzda gördük. Mahalle aralarında satıcılar dolaşır, okul önlerinde tezgah açarlardı. Çok severdik” demesi üzerine, Osmanlı Macununun tarihçesini anlattı. Kırcalı, “Günümüzden 500 yıl evvel, Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan, Manisa’da bulunduğu günlerde hastalanır. Pek çok hekim yoklasa da, bir türlü onmaz. Sonunda umar bulmak için Merkez Efendi’yi ararlar. Merkez Efendi, 41 çeşit baharat ve bitki ile bir macun hazırlayıp Hafsa Sultan’ın iyileşmesini sağlar. İyileşen Hafsa Sulta, şifalı macunun Nevruz gününde halka dağıtılmasının buyurur. Kağıtlara sarılan ve Mesir Macunu olarak bilinen macun şekeri Sultan külliyesinin minare ve kubbelerinden halka saçılır. Bu gelenek Manisa’da hala sürdürülmektedir. Ancak halk, 41 çeşit baharatı her zaman bulamadığı için kendi yaptığı macunda, bazı baharatları, renk ve aroma vermesi için bazı meyveleri kullanıyor. Mesir Macunu, halkın yaptığı değişik bir tür ile zaman geçtikçe Osmanlı macunu adını alıyor. Biz yaptığımız macunda baharat kullanmıyoruz. Çocuklar yediği için, baharat katmaktan kaçınıyoruz. Şeker, limontuzu, meyve tadını vermek için aromalar kullanıyoruz. Limon, portakal, kivi, çilek ve muzlu macun yapıyoruz. İki renk macun 10, karışık macunu 20 liradan satıyoruz. Para kazanmanın yanında bir geleneği yaşatıyoruz. Gördüğünüz gibi macunumuz kapış kapış gidiyor. Biz bu geleneği aile olarak sürdüreceğiz” dedi.
NEDEN TAHTA ÇUBUĞA SARILIYOR.
Osmanlı macununun neden tahta çubuğa sarıldığını sorduğumuz Kırcalı, “Tahta çubuğa sarıldığında, doğal olmayıp gıda boyası olursa, renk tahta çubuğa geçermiş deniliyor. Yıllar önce tahta çubuk mu vardı? Macun söğüt ya da hayıt dallarından elde edilen çubuklara sarılırdı. Tahta çubukların mazisi yeni. Bu konuda net bir şey söyleyemeyeceğim. Bildiğim tek şey çocukların macunu sevdiğidir” diye konuştu.