TUFAN DALGIÇ
İstanbul seçimlerini Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasının ardından Türkiye’de nüfusun yoğun olarak yaşadığı illeri Millet İttifakı başkanları yönetecek. Öncelikle İstanbul seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun çizdiği profili biraz yorumlamak istiyoruz. İmamoğlu’nun kumaşı farklı… Her ne kadar Binali Yıldırım’la çıktığı canlı yayında performansını düşük olarak nitelesek de bunun altında yatan neden “Hata yapmama” kaygısı olarak karşımıza çıkıyor. “Her şey çok güzel olacak” sloganının çıkışını düşündüğümüzde, sokaktan daha doğrusu bir çocuğun İmamoğlu’na söylediği “Her şey güzel olacak Ekrem abi” den ortaya çıktığını ve altındaki samimiyeti görmekteyiz. İmamoğlu da bu slogana sahip çıktı. Bunun dışında İmamoğlu’nun çizdiği siyasetçi profili biraz farklı. İnsanlarla konuşurken samimi olmasının, dokunmasının dışında çok önemli “Pekiştirmeler” kullanıyor. Bir çocuk “Biraz önce utandım maddi durumum yoktu o yüzden okuyamadım ama size söyleyemedim” dediğinde İmamoğlu yerinde başka bir siyasetçi olsa “sana destek olalım, biz varız.” gibi laflarla avutma yolunu seçerdi. İmamoğlu ise pekiştirmeyi çok iyi yapıyor ve diyor ki “ Sen değil, asıl utanması gereken biziz, kardeşimizin telefonunu alın” işte siyasetteki pekiştirmeler böylece seçmenle yakınlık kurulmasını, samimiyeti ve en önemlisi de liderliği ortaya çıkarabiliyor. İnsanlar artık üst perdeden çıkan sözlerle avutulmak istemiyor. İnsanlar sorunlarının çözüm bulunamasa dahi dinlenmesini ve ciddiye alınmasını bekliyor. Bu siyasi profilinin üzerine bir de “31 Mart mağduriyeti” eklenince İstanbul halkı İmamoğlu’na sahip çıkarak 13 bin oyu 800 binlere çıkardı. Bundan sonraki asıl mesele ise yıllarca AK Parti tarafından yönetilen kent için yeni bir yönetim anlayışı ortaya koymak. İşte bu yeni anlayışı ortaya koyarken de toplumsal bir mutabakat sağlamak lazım. İsrafa, bankamatik memurlarına karşı olmak, birlikte yönetmek tek başına yeterli değil. Asıl mesele ideoloji, inanç, etnik köken olarak yıllardır bir biçimde ayrıştırılan ve son olarak da yaşam tarzı nedeniyle birbirinden koparılan insanların yine bir arada olabilmesinin önünü açmak olmalı. İşte siyaset kurumunun, belediyelerin yapacağı ilk iş bu…
İLKELER BELİRLENİRSE BİR ŞEYLER DEĞİŞİR
Yukarıda anlattığımız gibi Millet İttifakı ciddi bir başarı elde etti. Ancak seçimleri kazanmak tek başına bir şey ifade etmiyor. Önemli olan insanları yönetmek, iyi bir hizmet ortaya koymak… İktidara giden yol belediyelerden geçer. Eğer Millet İttifakı başkanları iyi bir performans gösterirse iktidar olma yolunda önemli bir adım atılmış olur. Bunların dışında önümüzdeki günlerde Büyükşehir yasasında da değişikliklerin yapılmasına hatta belediye ihale kanunun dahi değişmesine tanık olabiliriz. Büyükşehir kanunu değişir, kapsamı daraltılırsa kuşkusuz bu durum Bandırma’nın işine yarayacak. Yukarıda anlattıklarım gerçekleşirse doğal olarak vatandaşa hizmet vermek güçleşebilir. Bu nedenle Millet İttifakının geniş çevrelerinde katılımını sağlayarak “Yerel Belediyecilik İlkeleri”ni belirlemesi gerekli. Geniş katılımla yapılacak bir çalıştay ile bir yol haritası belirlenmeli. Belediyecilik yalnızca başkanların inisiyatifine bırakılmamalı, meclis üyeleri hatta daha geniş bir yönetimsel katılım sağlanmalı. İnsanlar “Millet İttifakının yönettiği il ve ilçelerde uygulamalar birbirinden farklı” dememeli. İmardan tutun da su, ulaşım, kültürel faaliyet, kent varoşlarında yapılacak çalışmalar. Kısacası zengin ve fakir insanların şartlarını eşitleme yolunda yapılması gereken her şey somutlaştırılmalı. Bugün AK Parti seçimi kaybetmiş olabilir ama yerine yeni bir şey koyulmazsa tekrar kazanacaktır.