BUGÜN PAZAR. BUGÜN İLK DEFA GÜNEŞE ÇIKARDILAR BENİ!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU

 

OYSA onlar bu şehrin caddelerini, sokaklarını bizden daha iyi bilir.

Tanımadıkları yoktur meselâ.

Mahalleni söyle; sana yeddi ceddini sıralasınlar.

Eski Balıkesirliler onlar. Biz ve bizden sonrakiler yeni!

Dayanışma, komşuluk, yardımlaşma kültüründen gelirler. Hal hatır sorarlar.

İyilikseverdirler. Vicdanlıdırlar.

Zor yılların yaşanmışlığı vardır zihinlerdeki anı defterlerinde.

Yokluğu, yoksulluğu bilir hepsi. Kıtlık günlerini görmüşlükleri vardır.

Ekmeği karneyle alabildikleri yılların çocuklarıdır onlar.

Emekçidirler. Emeksiz, tersiz kazanmayı haram bilirler.

Üretmenin en önemli değer olduğunu bilirler.

Az tüketirler.

Bir zeytini iki kez dişleyip ekmeğe katık etmeyi öğrenmişlerdir analarından babalarından.

Üç aydır eve kapattığımız o insanlar sabırlıdırlar aynı zamanda.

 

***

SALGIN tedbirleri gereğince altmış beş yaş ve üstü sokağa çıkamıyor malum.

Yirmi yaş ve altındakilerin ev hapsindeki hırçınlıklarına karşılık, altmış beş yaş ve üstü sabırla bekliyor evde.

..ve ilk kez dün güneşe çıktılar!

Görmeliydiniz caddelerin, sokakların halini.

23 Nisan çocukları gibiydiler. Bir tek bayrak eksik ellerinde!

Kiminde baston, kiminde koltuk değneği.

Kadınların çoğu iki yana sallanarak yürüyor.. Ya protez var dizlerde, ya romatizma.

Erkekler! “Bütün bu caddeler. Sokaklar benim” havasında.

O ünlü atasözü geldi aklıma; kadını küçümsüyor belki ama, geldi işte:

“Kadının kocamışı hiç, erkeğin kocamışı koç olur…”

 

***

BEN DE annemle çıktım sokağa.

Salgın yasağından önce kapattıydı kendini eve, n’olurn’olmaz diye…

Dört aydır falan kapının önüne çıkmadı.

Tam da Anneler Günü’ne denk geldi.. “Haydi çıkıp yürüyelim” dedim.

Önce, “sen gelme, ben yalnız giderim” diye trip attı..Hâttâ akşamdan uyardı beni: “Belki çıkmam…”

Yemedim tabi; beni deniyor sonuçta.

Hazırlandı, çıktık.. Evin çevresindeki caddelerde, sokaklarda yürüdük.

Elde baston, dizde protez.. Dinlene dinlene.

Adım sayardan baktım, üç bini geçmiş attığımız adımlar.

“Gel biraz da arabayla gezelim” dedim.

Kuralcı: “Evininizin bulunduğu çevrede yürüyün dediler, uzaklaşırsak ceza yazarlar…”

Binmedi.. Biraz daha yürüyüp eve girdi.

 

***

SOKAKLARDA sadece yaşlılar vardı. Hiç tanışmasalar da birbirlerine selam veriyorlardı.

O kültürle beslendiler çünkü.

Şehrin küçük ve bizim olduğu günlerin insanları onlar; tanışmasalar da yüz aşinalığı var. Ayak üstü bir hal hatır sormanın insani gereklilik olduğunu biliyorlar.

 

***

SONRA.. Yasağın ilk günlerinde sokakta gördükleri yaşlıları azarlayan, balkondan üstlerine kovayla su döküp dalga geçen, arkalarından bağırıp çağıran insanlık yoksunu embesiller geldi aklıma.

Tamam, sokağa çıkma kısıtlaması vardı, yaşlılar çıkmamalıydı falan da.. Anan baban, ninen deden yaşındaki o insanlara sözlü ve fiziki saldırıyı hangi gerekçe haklı çıkarabilir, söylesene?

 

***

EVE girerken sordu annem: “Bir daha çıkabilir miyiz ki?”

“Çıkarsın” dedim, “belki haftaya bir tur daha yaparlar.. Ev hapsinden kontrollü sosyal hayat boyutuna geçtik zira…”

 

***

NAZIM HİKMET’in o güzel şiiriyle bitirelim.

Bugün Pazar.

Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.

Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün,

Bu kadar benden uzak,

Bu kadar mavi,

Bu kadar geniş olduğuna şaşarak

Kımıldamadan durdum.

Sonra saygıyla toprağa oturdum,

Dayadım sırtımı duvara.

Bu anda ne düşmek dalgalara,

Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.

Toprak, güneş ve ben.

Bahtiyarım.

BUGÜN PAZAR. BUGÜN İLK DEFA GÜNEŞE ÇIKARDILAR BENİ!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!