BALIKESİR’İN SULAK ALANLARINA BİR BAKIŞ

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 İLİMİZ  KIYILARINDAKİ SULAK ALANLARA BİR BAKIŞ – 3

 Kızılkeçili çayından Karınca çayına kadar olan kesim aynı zamanda birleşik bir delta idi. Bu deltanın tepesi denize doğru bir üçken şeklinde olmamasının sebebi, güçlü kıyı akıntılarıdır. Bunlar karadan gelen malzemeleri alıp götürürler.   Lodosun etkisiyle körfezin bu doğu sahilinde kıyı akıntısı  güneyden kuzeye doğrudur. Dolayısıyla taşınma da bu istikamettedir.

Sahil bataklıklarının asli durumu zamanla beşeri etkilerle değişime uğradı. Akarsularun yatakları değiştirilerek kanallar içine alındı. Setler yapıldı. Kurutuldu veya kurudu, nihayet  günümüzdeki manzara ortaya çıktı.

Birleşik delta halindeki sulak alanın asli  yüzölçümü 30 km²  yani 3000 ha, deltadaki sazlık alan ve lagünlerin alanı ise 493 ha kadardı. Günümüzdeki iskân sahalarını göz önüne almadan burayı şu tabii bölümlere ayırmak mümkündür:

1-Edremit çayının kuzeyinde, Zeytinlinin şimdiki Altınkum mahallesinin olduğu yerde  kıyı çizgisinden 900 m kadar içeriye sokulan yaklaşık alan 120 ha.

2-Dalyan lagünü,  42 hektar

3-Dalyan lagünü doğusunda   Edremit Çayı ile Ilıca deresi arasındaki alan, 87.8 ha.

4-  Ilıca deresi ile Kadıncık deresi arasındaki alan: 55.7 ha.

Netice olarak elimizde kalan sulak alan toplamı  305.5 ha kadar diyebiliriz.  Bu sahanın  sulak alan karakteri  Tarım ve Orman Bakanlığının Doğa Koruma ve Milli Parklar elemanlarınca  tetkik edilmiş ve ancak 148 hektarı  sulak alan olarak 2019 yılında envantere kaydedilmiştir.

Lagün ve sazlıklar Edremit ve Burhaniye ilçeleri dahilinde olup,  Zeytinli ile  Çıkrıkçı  köyleri tarafından mera olarak kullanılıyordu ve Milli Emlake  (Hazineye) aitti.

Kumullar, geren adı verilen tuzlu çayırlar, çayırlar  ve çalılıklar farklı habitatlardı. Köylüler tarım yapılabilecek yerleri  zaten tarla haline getirmişlerdi. Tarım alanları aslında kıyı çizgisinden  1600 m içerden başlıyordu. Bu bataklık ve sazlık kuşağın rakımı  en çok 2 m kadardı.

Sazlıkların bir kısmı da tarım alanı haline  getirildi. Kala kala  geriye söz konusu deltanın çekirdek kısmı olan Dalyan Lagünü kaldı. Bu lagün ve etrafındaki bir kısım sazlıklar “Akçay sazlıkları ve sulak alanı” adıyla, 2019 yılında 148 ha olarak sulak alanlar envanter kaydına alınmıştı.

Bu halî alana 1970’lerden sonra el atılmaya başlandı.  Hatta Bayındırlık ve İskân Bakanlığının  bu alanların imar planlarını yaptırdığı bilinmektedir. 1980 yılında  Zeytinli belediyesi , Edremit çayının kuzey kıyısına yakın alanlara inşaat ruhsatı da vermişti. Bu sahaya,  Kıyı Kanunu  çıkmadan önce    (4.4.1990 ), denize sıfır olan  tatil siteleri ve müstakil evler inşa edilmiştir

2015 yılında çizilmiş olan 1/ 100 000 ölçekli  çevre düzeni planında saha  mera olarak  gösterilmiştir. 

2017 senesinin  sonlarında   Kaymakamlığının  girişimiyle Edremit Tarıma Dayalı İhtisas  Organize sanayi(ETDİOSB) kurulması projesi başlatılmıştır. 2018 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı bu projeyi onaylamıştır. Yine aynı yıl içersinde kurulması  planlanan Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi için yer seçimi  yapılmıştır. Seçilen saha sazlıklarla kaplı sulak alan niteliğinde bir araziydi ve Milli Emlake (hazineye) aitti. Çevre düzeni planında da mera olarak görünüyordu.

2019 yılında buranın imar planında  Balıkesir Büyükşehir Belediyesince  değişiklik yapıldığı ifade edilmektedir.  O tarihlerde Edremit çayı güneyindeki  sahada “Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi  Bölgesi’ne yer ayrılması planlanmıştır.  TDOSB nin buraya kurulması içn planda değişiklik yapılması gerekiyordu. Bu arada  Edremitte Tarıma Dayalı ihtisas Organize Bölge Müdürlüğü kuruldu. (2019 nisan), Aynı yıl  Doğa Koruma ve Milli Parklar tarafından   sahanın 148  hektarının sulak alan olduğu belirlendi ve  envantere  kaydedildi.  Bu durumda  2019 Temmuzunda belediye plan değişikliğine gitti ve   yeni plana   TDİOSB yi ,işledi.  Doğa Koruma ve Milli Parklar da  envantere kaydedilen sulak alanın 100 hektarını kayıttan sildi. Böylece sulak alanın yüzölçümü 48 hektara düştü

2020 yılının başında  Büyükşehir Belediyesi  sahayı inşaata hazırlamak  ve  doldurmak için moloz dökmeye başladı.  Çevreci Sivil toplum kuruluşları bu duruma  itiraz ettiler ve dava açtılar. Mahkeme moloz dökümünün durdurulması  ıçin karar aldı ( Temmuz 2021 ). Bu arada (20 Kasım 2021)  de Kadıncık Deresi ve Dalyan (krokide  gösterilmiş) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü  tarafından Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kesin korunacak alan  ilan edildi.

Halbuki Çevreci sivil toplum örgütleri , envantere kaydedildiği şekilse 148 hektar alanın Ulusal önemehaiz sulak alan olarak tescil edilmesini  talep ediyorlardı.  148 hektarın kapsamı içinde Dalyan, Kadıncık deresi,  Altınkum mahallesindeki sazlıklar , Dalyanın doğu ve güneyindeki sazlıklar dahildi.  Tarıma dayalı OSB’nin  arsasının da bu alandan çıkarılmasını istiyorlardı.

En nihayet Akçay sazlıkları  ve sulak alanının tescillendiği bilgisine ulaşıldı.  Tarım ve Orman Bakanlığı  Doğa Koruma ve Milli Parklar  Genel Müdürlüğünün İnternet sitesindeki listede söz konusu sulak alanında adı vardı. Ancak adı Akçay Sazlıkları olarak geçiyordu. Mahalli öneme haiz  ve   48 hektar yüzölçümüne malikti,  3.11. 2022 tarihinde  tescil edilmişti.  Ancak bu karara ait  bir belgeye ulaşılamadı. İşin enteresan tarafı   48 hektarlık  bu alanın Dalyan lagününe tekabül etmesiydi.  Halbuki Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından   18. Kasım 2021 de Kesin korunacak Alan  olarak ilan edilmişti.Ekli krokide  Kadıncık Deresi ile birlikte Dalyan Lagünü de görünüyordu. 100 hektarının kırpıldığı bu dar alanda fauna ve floranın büyük bir baskı altında olacağı anlaşılıyor.

Dalyan lagününün ve sazlıkların, kadıncık deresinin fauna ve florası ve diğer özellikleri hakkında  yeterli araştırmalar yoktur. Ancak Balıkesir Üniversitesi Biyoloji Bölümü tarafından yaptırılan bir  yüksek lisans  tezinde  bazı bilgiler bulunmaktadır. Buna göre Kadıncık dersine yılan balıkları (Anguillaanguilla)  gelmektedir. Omurgalı  fauna olarak  4 balık, 3 amfibyum, 8 sürüngen, 9 memeli, 75 kuş türü saptanmıştır. Bitki çeşidi ise 67 olarak  belirtilmiştir. Bitkilerden  saz,ılgın ve geren adı verilen tuzcul bitkiler öne çıkmaktadır.  Fakat hayli zengin ve  farklı habitatlarda yetişen bitkilere maliktir.  Kuş türlerince de çok zengindir. Fakat çoğu  geçici olarak burada konaklar. 4

Dalyanı, Ilıca ve Çoruk dereleri besler. Bu iki akarsu, ağızdan 390 m içerde birleştikten sonra  lagün içinde denize dökülür. Bu ağızdan zaman zaman deniz suyu girişimi olursa da ağız şimdi bir kum  birikintisiyle kapanmış durumdadır.Dalyan aslında güneyde Kadıncık deresine kadar uzanıyordu. Edremit çayı da kanala alınmadan önce Dalyan lagününe dökülüyordu.

Bitki örtüsü kıyı çizgisinden itibaren içeriye doğru kuşaklar halinde yeralır. Kumullar üzerinde  kumcul  ve tuzcul bitkiler, daha sonra tuzcul ve higrofit bitkiler, daha geride çalılıklar (maki) ve en geride orman. Ancak orman ,tarım alanları kazanmak için tahrip edilince, asırlar önce ortadan kaldırılmıştır. Ekosistem kavrayışı içinde düşünüldüğünde bu zonların (kuşakların) birbirine entegre olduğu anlaşılmaktadır. Yani birbirini tamamlar, birbirine etki eder.  Kuşaklardan biri yok edildiğinde ekosistem bozulur. Şimdiki durumda   iki  hatta üç zon ortafan kaldırılıyor  veya kaldırılacak. Geriye  sadece dalyan lagünü ve kıyı kumulları kalıyor. Aslında  Çevreci sivil toplum örgütlerinin korunmasını istediği 148 hektar alan,açıklanan ekosistemi  ancak muhafaza ediyordu.Şimdiki durumda gerek Dalyan lagünü ve gerekse Kadıncık deresinin tescilli alanlar  ilan edilmesi, kolu kanadı kesilmiş bir kuşun durumuna benziyor. Sanki ,dostlar alışverişte  görsün kabilinden. Ekolojik ve ekosistem temeli yok. Belki de çevreci derneklerin ve yöre halkının tepkilerini azaltmak için

Akçay sazlıkları ve sulak alanı için  “Kazdağı Çevre Platformu ve Edremit Çevre Platformu çok mücadele etmişlerdir.  Aksi takdirde tescil edilmiş alanlar da iskâna açılacaktı. Ancak istikbaldeki perspektifte  halk çoğunluğunun ve yöneticilerin doğaya bakış açıları değişmez ise, Dalyan lagünü ve Kadıncık deresinin akıbeti iyi görünmüyor.

 

10—Kadıncık deresi

Dalyan lagününün 260 m kadar güneyinde  bir akarsu vadisi yer alır.  Topoğrafya haritasında vadinin adı yazmaz fakat mevki adı  Dil olarak  belirtilmiştir. Arada,(Dalyan ile Kadıncık arasında) BurhaniyeninHaberkent  sitesi vardır.  Aslında  burası Havran çayının terkedilmiş eski yatağıdır. Kadıncık deresi ile Havran çayı arası da doğal sulak alan,sazlık veya bataklık idi. Hatta  burayı kurutmak için meçhul  bir tarihte, şimdi mevcut olmayan  kanal inşa edilmişti. 25 000 ölçekli topoğrafya haritasının tetkikinden bunu anlıyoruz. Havran çayı, Türkiyenin rejimi en düzensiz olan  akarsularından biridir. Bu nedenle taşkın zamanlarında bu düz ovada sık sık yatağını değiştirirdi. Kadıncık deresi, ağızdan  70 m içerde çatallanır. Kuzey kolu ve güney kolu vardır.Su ihtiva eden kısım kuzey kolda, içeriye doğru1850 m, güney koluda 1300 m kadar takip edilir. 

Kadıncık deresinin güney kenarında Orjan sitesi vardır. Bu sitenin bir yanı deniz kenarına,  diğer kenarı da Kadıncık deresine dayanır. Kadıncık deresinin iki kolu arasına da İmko sitesi  inşa edilmiştir.

Ancak, yılanbalıkları (Anguilla  anguilla) yılın belirli bir döneminde bu dereye geldikleri için 19 Kasım  2021senesinde   bu dere,  Çevre ve Şehircilik bakanlığı Tabiatı  koruma Genel Müdürlüğü tarafından kesinlikle korunacakhassa alan ilan edilmiş ve tescillenmiştir.5

Edindiğimiz bilgilere göre  daha önce Kadıncık deresi 19.02.2010 tarihinde Tabiatı Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından  1. Derecede doğal sit alanı olarak ilan edilmişti. Ancak, yılanbalıklarının ziyaret ettikleri bu mekan Orjan, Haberkent ve İmko siteleri arasında sıkışıp kalmıştır. Tescil edilen  hassa alanın 4 hektar kadar olduğu anlaşılmaktadır.  Kesin korunacak hassa alanın çevresinde  üç büyük site vardır ve burada oturanlar sürekli olarak Kadıncık deresinin kirliliğinden ve kötü kokusundan şikayet etmektedirler. Artık bu alanın ,hassa olanve korunacak olan  nesi kalmıştır ?

İşin diğer garip tarafı da aynı alanın (Dalyanın),  Akçay sazlıkları adı altında  (48 ha, 3.11.2022 tarihinde)  Mahalli Öneme  haiz sulak alan olarak ilan edilmesidir . Ancak bu bilgi Tarım ve Orman Bakanlığının  internet sitesindeki Sulak alanlar listesinde yeralıyor. Başkaca bir resmi bilgi yok.

Netice olarak  Dalyan, İki ayrı bakanlığın değerlendirmelerine göre,  hem kesinlikle korunacak hassas alan hem de mahalli öneme sahip sulak alan olma gibi garip statüsüyle dikkat çekiyor. Devam edecek

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
BALIKESİR’İN SULAK ALANLARINA BİR BAKIŞ
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!