Avşa Adası hakkında her şey…

Marmara Denizi'nin güneyinde, yüzbinlerce yıl önce Kapıdağ Yarımadası'ndan kopmuş bir ada, Avşa. Rumların, Arapların ve daha sonraları Türklerin yerleştiği ada, ilk çağlardan bugüne çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış. Adanın var olan, daha doğrusu taş yığını halinde duran tek eseri ise tarihi St. George Manastırı. Adadaki diğer tüm eserlerin kalıntıları, yani mezar stelleri, amphoralar, yazılı kitabe parçaları, sunaklar, sütunlar, tarihi şaraphane kalıntıları, eski değirmenler, Bizans mimarisinden kalma parçalar ise, adadaki evlerin temellerini ve bahçe duvarlarını süslüyor!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Adanın yüzyıllar içinde değişerek gelen birçok ismi var. Kyzikoslu Pioneses PROPONTİS adalarını anlatırken Meryem Ana Manastırı nedeniyle PANGİA adının verildiğinden bahseder. Marmara Adalarında tarihi incelemeler yapan GEDEON’a göre Patrikhane tarafından verilen 1892 tarihli Tavsiyenamede ise, adanın ismi AOUSİA şeklinde yazılmış. Rumlar adayı terk etmeden önce ise AFİSSİA ismini kullanmışlar. Adanın ismi daha sonraki zamanlarda Araplar Adası olarak da anılmıştır. Yakın zamanlarda adanın resmi adı TÜRKELİ’ydi. Daha sonraları ve günümüzde de adanın tarihi isminin Türkçeleştirilmiş şekli olan AVŞA kullanılmaya başlanmış. Adanın ilk yerli halkı hakkındaki ilk yazılı bilgiler coğrafyacı STRABON ile tarihçi PLİNİUS’un kitaplarında bulunmaktadır. Toprak durumu yüzünden hiçbir zaman zengin olamamış bağımsız bir idareye kavuşamamış olan ada tarih içinde çevresinde hakim olan kuvvetin arkasından gitmiştir. Hıristiyan din adamları için bir sürgün yeri olarak kullanılmış ve bütün orta çağ boyunca boş kalmıştır.”

 

 

Marmara Denizi’nin güneyinde, yüzbinlerce yıl önce Kapıdağ Yarımadası’ndan kopmuş bir ada, Avşa. Rumların, Arapların ve daha sonraları Türklerin yerleştiği ada, ilk çağlardan bugüne çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış. Adanın var olan, daha doğrusu taş yığını halinde duran tek eseri ise tarihi St. George Manastırı. Adadaki diğer tüm eserlerin kalıntıları, yani mezar stelleri, amphoralar, yazılı kitabe parçaları, sunaklar, sütunlar, tarihi şaraphane kalıntıları, eski değirmenler, Bizans mimarisinden kalma parçalar ise, adadaki evlerin temellerini ve bahçe duvarlarını süslüyor!

 

 

RAHİPLERİN SÜRGÜN YERİYDİ…

Rahiplerin sürgün yeri 360 yıl önce yapılan St. George Manastırı‘nın, uzun dönem rahipler için “sürgün yeri” olarak kullanıldığı biliniyor. Kısa süre öncesine kadar bu manastırı süslüyen freskler ise, artık yok! Taş yığını olarak duran manastırdan kısa süre sonra hiçbir iz kalmayacağı da ortada. Pek çok kereler zevk için dinamitlenmiş manastırdan geriye kalan şu an için yığın halindeki taş parçaları. Şaraphaneler ise bir dönem için define avcılarının hedefi ve kurbanı olmuş. Yok olan tarihi eserler arasında neler yok ki? Bir Roma mezarı içindeki kemikler kırılarak yok edilmiş, bir Roma sunağı ilgisizlik nedeniyle götürülmüş. Adanın kuzeyinde Çiftlik mevkiinde, tepede ve deniz kenarında kumsalda, sıra halinde dizilmiş “kiremit mezarlar” ise denizin sahili aşındırması sonucu ortaya çıkmış, ancak gün geçtikçe kırılarak yok oluyorlar.

 

 

BULUNTULAR ADADA NEOLİTİK DÖNEMDE YAŞAM OLDUĞUNU BELGELİYOR

Avşa kumsallarında bulunduğu belirtilen çeşitli çakmaktaşı, kemik gibi aletler, değirmentaşları ve değişik baltalar, adadaki yerleşimin yeni taş devrine (neolitik çağ) kadar uzandığını doğruluyor. Adanın yüzeyi yeni taş devri, ilk tunç çağının yanı sıra, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı çanak çömlek parçaları ile dolu. Bugüne kadar sistematik hiçbir kazı yapılmaması, birçok tarihi eserin gün yüzüne çıkmasını da engellemiş. Adının kökeni Tarihçi Plinius’un eserlerinde “Ophiussa” olarak anılan Avşa, Bizans tarihinde ise “Afousia” olarak geçer. La Mottraye, 17. yüzyıl başında, adaya buradaki Meryem Ana Manastırı nedeniyle Pangia adı verildiğinden bahseder. Marmara adalarında tarihi incelemeler yapan Gedeon’a, Patrikhane tarafindan verilen 1892 tarihli vasiyetnamede ise, adadan “Aosia” olarak bahsediler. Rumlar adayı terk etmeden önce ise “Afissia” adını kullanmışlardı. Bir süre Araplar köyü nedeniyle “Araplar Adası” olarak da anılan adanın resmi adı, bir süre önce “Türkeli” yapılmış, ancak halkın bugün kullandığı yaygın ad; tarihi isminden Türkçeleştirilmiş olan “Avşa”.

 

 

BİR ZAMANLAR ARAPLAR YAŞADI… YİĞİTLER’İN ESKİ ADI ARAPLAR’DI…

Araplara uzanan ilginç tarih Tarihçi Gedeon, Avşa’nın kurulduğu kumsalda, batıl bir inanış nedeniyle bahsettiği Triniti Kilisesi’nin yıkıntılarının olduğunu, ada Rumlarının aksi rüzgârlarla yolundan kalan gemici yakınlarının bu yıkıntıları dolaşırlarsa rüzgârın değişebileceğine inandıklarını anlatır. Ancak, şimdilerde adada böyle bir kilise kalıntısından eser yok. Adanın doğu kıyısında yer alan Yiğitler (Araplar) köyü ilginç bir tarihe sahip. Arap ordularının, İstanbul’u kuşattığı 672-678 yılları arasında Arap donanması bu bölgede konaklamış ve çok sayıda Arap buraya yerleşmiş. Yiğitler köyünün halen kullanılan diğer adının “Araplar” olmasının nedeni de bu.

 

 

RUMLARDAN GERİYE KALANLAR TALAN EDİLDİ…

Rumların adayı terk etmek zorunda bırakılması, adanın birçok açıdan talan edilmesi sonucunu doğurmuş. Adanın yerli halkı haline gelen “Türkleşen Araplar” ve göçmen Türkler, adanın yüzeyindeki ağaç örtüsünün ve üzüm bağlarının azalmasının, tarihi eserlerin yok olmasının yolunu açmış. Türkiye’de bulunan Rumlar ile Yunanistan’da bulunan Türklerin mübadelesi sonrası geniş arazileri bedavaya alan göçmenler ise Rumlardan kalan bağları ve zeytinlikleri işlemek yerine arsa satarak geçim sağlamışlar.

 

 

TARİHİ KALINTILAR EVLERİN TEMELLERİNDE, DUVARLARINDA KULLANILMIŞ!

Temeldeki tarih! Adadaki evlerin temellerinde, bahçe duvarlarında, tarihi yapıların kalıntılarına rastlamak mümkün. Arsaların satılması ile beraber toprakların küçülmesi insanları balıkçılık ve bağcılık yapmaya zorladıysa da turizmdeki gelişmenin ardından, üretimden büyük ölçüde kopmuş. Yine azımsanamayacak derecede üzüm bağları ve zeytin ağaçları bulunuyor.

 

AVŞA ADASI HAKKINDA BİRAZ BİLGİ

Avşa Adası, Marmara Denizi’nde, Balıkesir iline bağlı bir tatil adasıdır. Marmara Adaları grubunun bir parçası olan Avşa Adası, özellikle yaz aylarında tatilciler tarafından tercih edilen popüler bir destinasyondur.

Genel Bilgiler:

  • Yüzölçümü: Yaklaşık 21 kilometrekare.
  • Nüfus: Kış aylarında sakin bir nüfusa sahip olan ada, yaz aylarında binlerce turisti ağırlar.
  • Ulaşım: Avşa Adası’na İstanbul, Tekirdağ ve Erdek’ten feribot ve deniz otobüsleriyle ulaşım sağlanır.
  • Doğal Güzellikler: Adanın plajları oldukça ünlüdür. İnce kumlu plajları ve temiz denizi, tatilciler için ideal bir ortam sunar. Altınkum Plajı, Yiğitler Plajı ve Çınar Koyu gibi birçok plaj, adanın en çok tercih edilen yerlerindendir.

Tarih ve Kültür:

  • Tarih: Avşa Adası’nın tarihi, antik çağlara kadar uzanır. Ada, Bizans, Osmanlı ve diğer medeniyetlerin izlerini taşır.
  • Kültür: Ada, yaz aylarında düzenlenen festivaller, konserler ve çeşitli etkinliklerle hareketlenir. Ayrıca, yerel şarap üretimiyle de tanınır.

Konaklama ve Yemek:

  • Konaklama: Ada, oteller, pansiyonlar ve kiralık apartlarla geniş bir konaklama seçeneği sunar. Ayrıca, yazlık ev kiralama imkanı da vardır.
  • Yemek: Deniz ürünleri, ada restoranlarının menülerinde sıklıkla yer alır. Ayrıca, adaya özgü şaraplar da oldukça popülerdir.

Avşa Adası, hem sakin bir tatil yapmak isteyenler hem de eğlenceli bir yaz tatili arayanlar için ideal bir destinasyondur. Adanın güzellikleri ve sunduğu imkanlar, onu Marmara Bölgesi’nin en gözde tatil yerlerinden biri yapmaktadır.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Avşa Adası hakkında her şey…
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!