Berlin’de 14 yıl önce açtığı seyyar tavuk döner büfesinde bugün kuyruklar var. Almanya macerasına 7 yaşında başlayan Gemüse Mustafa’nın kurucusu Tarık Kara’nın müşterileri arasında Japonlardan Hollandalılara, Almanlardan Türklere kadar birçok ülke vatandaşı var. Eliyle bavuluyla havalimanından gelen de var, bebeğiyle kuyruğa giren de…Ümit Buget / Milliyet.com.tr
Berlin’de içinde üç bilemediniz dört çalışanın sığdığı müşteriler için bir masa ya da bir sandalyenin dahi olmadığı bir büfe ‘Mustafa’S Gemüse Kebap’ yani: Mustafa’nın sebzeli döneri. Dükkanın ismi içinde Mustafa geçince haliyle etrafta bir Mustafa aramaya başlıyorsunuz ama bu çaba biraz anlamsız zira patronun ismi Tarık.
Tarık 45 yaşında ve 2. nesil Türkiye göçmeni. Samsun’dan 7 yaşında Berlin’e gelmiş. 20 yaşında amcasının yanında döner işine girmiş ve 10 senelik bir tecrübeden sonra kendine burayı açmış ve sebzeli tavuk döner satmaya başlamış. Ama bu Türkiye’de bildiğimiz usul bir sebzeli döner değil . Sebzeler etin içinde pişmiyor dışarıdaki fritözlerde kızartılıp dönerle birlikte ekmeğin içine konuyor.
Peki Tarık isimli bir adamın büfesinin adı neden Mustafa? Doğrusu bana birinden devraldığını düşündürüyor. ‘Mustafa’ ismiyle meşhur olduğu için de dokunmamıştır diye düşünüyorum ama gerçek pek öyle değil.
Tarık, Mustafa isminin bizim kültürümüzde önemli bir yeri var, onun için adını ‘Mustafa’ koydum diyor. Atıfta bulunduğu iki isim var. Biri, İslam dinin peygamberi Muhammed Mustafa diğeri ise Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal. ‘Kendi adımı da koyabilirdim tabi ama burayı açarken bir hayalim vardı burada bizi de bizden olanı da temsil etmek istiyordum onun için böyle bir isimde karar kıldım’ diyor.
Sosyal medyada yapılan uzun kuyruk oluşması için yavaş çalışıldığı yönündeki yorumlara ” Kalite sürat sevmez, özellikle de ateşte pişen bir ürün hazırlıyorsanız” diyor ve ekliyor: Biz hep ilk sıradaki müşteriyi memnun etmeye çalışıyoruz, ilk sıradaki adamı memnun edemezseniz o kuyruğun da bir anlamı olmaz.”
Arkadaşlarının ısrarıyla Münih’ta açtığı şubeyi saymazsak Mustafa’yı ‘tek’ tutması özellikle tercih ettiği bir durum. “Ben Berlin’de 10 tane daha yer açarım ama bu sefer aynı lezzeti de buradaki muhabbeti de koruyamam” diyor. Ama Tarık Kara kendisi gibi ‘küçük’ kalmayı tercih etmeyenlere de saygı duyuyor. “Herkesin kendi tercihi burada başka bir yoldan gidip başarılı olanlar da var.” Konu Türkiye’nin ünü dünyaya yayılan meşhur etçisine geldiğinde, Nusret’i de desteklediğini ve bu tür girişimlerle gurur duyduğunu söylüyor.
Ve 11 yıllık ustası ‘Apo Abi’nin yanından ayrılıp elleriyle Milliyet.com.tr için meşhur sebzeli dönerinden hazırlamak için içeri giriyor. Ve döndüğünde de lezzetin yanında bir ruh yaratmak istediğini söylüyor: “Evet bir kapitalist sistemin içindeyiz ama ben sosyal bir kapitalist olmaya çalışıyorum. Buradaki çalışanları da mutlu etmeye çalışıyorum. Burada bir ruh oluşturmaya çalışıyorum, insanlar hiçbir yemek için bu kadar uzun bir kuyruğa girmezler. İnsanlar o lezzetin yanında biraz da bu ruhun içinde olmak için buraya geliyorlar. Sırrımız biraz da iyi insan olmaya çalışmak. İyi insan olmayan hiçbir şeyi iyi yapamaz. Tabi iyi döner de yapamaz.”