VATANDAŞ İZMİR DEPREMİNDEN SONRA DASK’A KOŞTU

Birinci derece deprem bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde 6 milyon 14 bin 550 konuttan 1 milyon 955 bin 885 adeti Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na (DASK) zorunlu deprem sigortası yaptırmadı. Herhangi bir bölgede deprem olduğunda sigorta şirketlerine koşan vatandaşlara seslenen Sigortacı Ali Esen, “Maalesef ülkemiz ve ilimizde de televizyonda deprem oldu diye haber duyan vatandaşımız koşa koşa gelip deprem sigortası yaptırmaktalar” dedi.
Son günlerde İzmir’de meydana gelen depremin ardından Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) hızla hasar ihbarlarını almaya ve hasar tespit çalışmaları için çalışmalarına başladı. Birinci derece deprem bölgesi olan Marmara bölgesinde yüzde 32,5’lik kesim evlerini deprem sigortası hala yaptırmadı. 6 Milyon 14 bin 550 konut bulunan Marmara bölgesinde 4 milyon 43 bin 671 adeti DASK’a zorunlu deprem sigortası yaptırırken 1 milyon 955 bin 885 adeti DASK sigortası yaptırmadı. Türkiye genelinde ise 9 milyon 860 bin konuta sigorta yaptırılırken, 7 milyon 793 bin ev ise sigortasız.

Sigortacı Ali Esen, İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet yaralılara ise şifa dilerken kendisinin de 17 Ağustos 1999 depreminde eşini ve oğlunu kaybettiğini ve İzmir’deki vatandaşların acılarına ortak olduğunu belirtti. İzmir’deki sigortasız binalara değinen Esen, 1 milyon 120 bin 220 konuttan 648 bin 619 konutun sigortalı 471 bin 601 konutun deprem sigortasının olmadığını dile getirdi. Son olarak İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında telefonlarının kilitlendiğini belirten Esen, televizyonlarda, haberlerde bir doğal afet sonrasında sigorta şirketlerine koşan vatandaşlara seslenerek sigorta yaptırmak için depremin veya başka bir doğal afet beklenmemesi gerektiğini vurguladı. Yıllık yaklaşık 260 liraya mal olan sigorta ücretiyle evlerini sigortalatmayan vatandaşları en kısa sürede sigorta yaptırmaya davet eden Esen, afetler sonrasında meydana gelen mal kayıplarında sigortanın büyük bir önemi olduğunu dile getirdi.

Deprem ve felaketin her zaman olabileceği bilincinin yerleşmesi lazım insanlarımıza
17 Ağustos 1999 depreminden beri düzenli olarak dairelerine sigorta yaptıran 75 yaşındaki Mehmet Tok, “Deprem ve felaketin her zaman olabileceği bilincinin yerleşmesi lazım insanlarımıza. İstikbalimizi ele almamız lazım, biraz ödeyeceğiz ama garantide olacağız. Avusturalya’dan dönmüştüm, geldikten 2-3 ay sonra 1999 depremi oldu. Biz Allah’tan binada değildik, çok kötü bir durum tabii ki üzücü bir durum ama tedbirleri almamız, sigortamızı yaptırmamız lazım. İnşaat yaparken mutfağın boyasına ve şekline değil de temel yapısına bakmak lazım. Çok daha bilinçlenmemiz lazım; buna mühendislerimiz ve üniversitelerimiz de dahil. Çok üzüldük İzmir depremine ama tedbirleri almamız lazım” dedi.

17 Ağustos depreminde Sakarya’da eşimi ve oğlumu kaybettim
İzmir’de meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere baş sağlığı dileyen ve kendisinin de bir depremzede olduğunu belirten DASK Sakarya İl temsilcisi Ali Esen, “17 Ağustos depreminde Sakarya’da eşimi ve oğlumu kaybettim, uzun saatler enkazda kaldık. Öncelikle İzmir’de meydana gelen depremde hayatını kaybeden herkese başsağlığı ve yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Devlet olarak her türlü imkanlar oraya gitti ama çok üzücü olaylar yaşıyoruz. Bunu 17 Ağustos’ta yaşayan birisi olarak söylüyorum, orada hayatını kaybedenlerin yakınlarına gerçekten sabır diliyorum” diye konuştu.

Deprem olduğunu duyan koşarak sigorta yaptırmaya geliyor
İzmir’de yaşanan depremden 1 saat sonra telefonların kilitlendiğini aktaran Esen, o günden beri yoğunluğun devam ettiğini belirterek, “Maalesef ülkemiz ve ilimizde de televizyonda deprem oldu diye haber duyan vatandaşımız koşa koşa gelip deprem sigortası yaptırmaktalar. Halbuki bu böyle olmamalı, İzmir depreminden 1 saat sonra telefonlarımız kilitlendi, acil deprem sigortası yaptırmak isteyenler yüzünden. Cumartesi günü mesai yaptık ve hala daha şuanda telefonlarımız kilitlenmiş durumda. Ama bu böyle olmamalı, deprem sigortasını da bir deprem tedbiri olarak algılıyoruz. Nasıl kapıdaki arabanız için sigorta yaptırıyorsanız, eviniz için de deprem sigortası yaptırmanız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de 7 milyon 793 bin sigortasız ev var
Türkiye genelinde 7 milyon 793 bin sigortasız ev bulunduğunu hatırlatan Esen, en son depremin yaşandığı İzmir’de ise 648 bin vatandaşın deprem sigortası yaptırdığını, 472 bin konutun ise deprem sigortasının olmadığını belirtti. Esen, “Türkiye genelinde yaklaşık 17 milyon 682 bin sigorta yapılabilir hazır konut varken, Türkiye genelinde deprem sigortası yaptıran vatandaş sayımız 9 milyon 890 bin. Türkiye genelinde şuanda 7 milyon 793 bin sigortasız ev var. Özellikle bugün İzmir merkezli bakıldığı zaman 1 milyon 120 bin konut var ama şuan İzmir’de, 648 bin vatandaşımız deprem sigortası yaptırmış, 472 bin vatandaşımızın ise deprem sigortası yok. Sakarya’ya bakıldığı zaman ise; bugün 194 bin 190 konut gözüküyor, 167 bin vatandaşımız sigorta yaptırmış, 26 bin vatandaşımız halen evini sigorta yaptırmamış” ifadelerini kullandı.

İzmir’de yaşanan bu olay sonrasında herkes şapkasını önüne koydu
Deprem sigortası hakkında bilgiler veren Esen, “100 metre kare bir ev için vatandaşımızın gelip yaptıracağı sigorta bedeli 240 ila 260 TL arasında. Olası bir hasar ve olası bir afette en azından Doğal Afet Kurumu, evin bina tazminatını öder ve insanlar böyle bir durumda başlarını sokacak bir ev almaya çalışırlar. İzmir’de yaşanan bu olay sonrasında herkes şapkasını önüne koydu; evinin sigortasının olmadığını ve evi yıkılanlara devlet ne verecek diye düşündü. Tabii ki devletimiz her türlü imkanları sunacak, evi yıkılanlara devletimiz 18-20 yıl vadeli evler verecek. Ama bugün sigortanız varsa herhangi bir banka ve kredi ile uğraşmayacaksınız” dedi.

Deprem olunca sigorta akla gelmemeli
İzmir depremi sonrasında deprem sigortası yaptırmaya gelenlerin arttığını söyleyen Ali Esen, “Bizim şuanda hala daha depremden beri telefonlarımız kilit durumda, insanlar arıyor ama bu böyle olmamalı, deprem olunca sigorta aklına geliyor insanların. Evine hırsız girince, yangın çıkınca sigorta aklına geliyor vatandaşlarımızın. Deprem olunca sigorta aklımıza gelmemeli, her zaman sigortalı yaşamalıyız. İzmir depremi gerçekten bir haykırış şeklinde oldu ve insanlar biraz daha gelip sigorta yaptırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Binalar elden geçirilseydi bunların hiçbirini yaşayamayacaktık
Hasarlı binalar ile ilgili gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Esen, “17 Ağustos’un üzerinden 21 yıl geçti ve Sakarya’nın Türkiye’ye örnek olması gerekiyordu. Ne tür tedbirler aldık, bu ayakta kalan hasarlı binalarımız, çok katlı binalarımız, zemin sıvılaşması olan binalarımız maalesef ayakta duruyor. Bunlar için hiçbir önlem alınmadığını görüyoruz, olası bir İstanbul depreminin Sakarya’ya yansımasında şehirde çok büyük bir can kaybı olacak. Bunu buradan haykırmak istiyorum, bu binaların derhal elden geçirilip gerçekten beton kalitesi, mühendislik hizmetleri, zemin sıvılaşması ve zemin yönüyle binaları elden geçirilerek boşaltılıp can kaybını önleyebiliriz. Biz İzmir’de ki Ayda’yı önleyebilirdik, Ayda ve onun gibilerin orada kalmaması gerekiyordu, o binalar elden geçirilseydi bunların hiçbir tanesini yaşamayacaktık” şeklinde konuştu.

Exit mobile version