Türkiye, kadın hakları konusunda attığı öncü adımlarla birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülkeler arasında yer aldı.
5 Aralık 1934 tarihinde gerçekleştirilen anayasa değişikliğiyle Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Bu tarih, Türkiye’de kadın hakları mücadelesinde bir dönüm noktası oldu ve yurt genelinde büyük coşkuyla karşılandı.
1935 Seçimleri: Mecliste İlk Kadın Milletvekilleri
Bu hakkın tanınmasının ardından, 1935 genel seçimlerinde Türk kadını Meclis’te yerini aldı. Seçimlerde 18 kadın milletvekili parlamentoya girerek Türkiye’nin siyasi tarihinde yeni bir dönem başlattı.
Avrupa’dan Önce Gelen Hak
Türk kadınları, seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce elde etti:
- İsviçreli kadınlardan 36 yıl,
- Fransız kadınlardan 11 yıl,
- Belçikalı kadınlardan 14 yıl önce bu hakka sahip oldu.
Meclisin İlk Kadın Milletvekilleri
1935 seçimlerinde Meclis’e giren kadın milletvekilleri, farklı meslek gruplarından ve uzmanlık alanlarından geliyordu. Bu isimlerden bazıları:
- Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar): Dil eğitimi uzmanı, belediye meclis üyesi.
- Hatı Çırpan (Satı Kadın – Ankara): Çiftçi ve Kazan Köyü’nün ilk kadın muhtarı.
- Türkan Örs Baştuğ (Antalya): Felsefe ve sosyoloji uzmanı, eğitimci.
- Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir): Eğitimci, edebiyat öğretmeni.
- Şekibe İnsel (Bursa): Çiftçi ve kadın hakları savunucusu.
- Fatma Memik (Edirne): Dahiliye uzmanı, Tıp doktoru.
- Nakiye Elgün (Erzurum): Eğitimci ve İstanbul Şehir Meclisi’nin ilk kadın üyesi.
Kadın Haklarında Öncü Bir Dönem
Türkiye’de kadınların siyasi hayata katılımını sağlayan bu tarihi adım, sadece bir hak tanıması değil, aynı zamanda kadınların toplumda daha aktif bir rol oynaması için bir kapı açtı. Meclis’te yer alan kadın milletvekilleri, eğitimden sağlığa, belediyecilikten sanata kadar farklı alanlarda uzmanlıklarıyla katkı sundular.
Kadın Haklarının İlham Veren Öyküsü
Bugün Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının yıldönümünde, bu öncü kadınların mücadeleleri ve katkıları bir kez daha hatırlanıyor. Türk kadınının sosyal ve siyasi hayatta yer alma mücadelesi, geleceğe ışık tutmaya devam ediyor.