İstanbul’da sabah saatlerinde gazetecilere yönelik gerçekleştirilen operasyon kapsamında, Timur Soykan ve Murat Ağırel gözaltına alındı.
Gözaltı gerekçesi, kara para aklama soruşturmasından tutuklu bulunan iş insanı Erkan Kork’un şikayeti üzerine yöneltilen “tehdit” ve “şantaj” iddiaları oldu.
Her iki gazetecinin evlerinde yapılan aramada dijital materyallere el konulurken, Soykan ve Ağırel’in emniyetteki ifadelerine ulaşıldı.
Gözaltı Öncesi Savcılığa Gitmeye Hazırlanıyorlardı
Polis ekipleri tarafından sabaha karşı evlerinden alınan gazeteciler, aslında savcılığa kendi rızalarıyla ifade vermeye gitmeye hazırlanıyordu.
İfade işlemleri saat 17.10 itibarıyla tamamlandıktan sonra, Soykan ve Ağırel adliyeye sevk edildi.
Timur Soykan: “Bu Bir Gazetecilik Kumpasıdır”
Timur Soykan, emniyette verdiği ifadede suçlamaların asılsız olduğunu belirtti.
Soykan, “Erkan Kork’un beyanları tamamen gerçek dışıdır. Haberin odağı, yasa dışı bahis suçlamasıyla yargılanan bir kişinin elektronik ödeme sistemleri ve banka sahibi olmasıydı. Bu durum tüm dünyada haber değeri taşır,” dedi.
Soykan ayrıca, Flash TV’nin satın alınmasına ilişkin herhangi bir tehdit veya şantajın söz konusu olmadığını vurguladı.
“Biz gazetecilik yaptık. Bu kumpas girişiminin sadece Erkan Kork’la sınırlı olmadığını, yargı içindeki bazı odakların gazetecileri susturma çabası olduğunu düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.
Murat Ağırel: “Yalnızca Gerçekleri Yazdım”
Murat Ağırel de emniyetteki ifadesinde, odaklandığı konunun yalnızca Payfix firmasının yasa dışı bahisle ilişkilendirilmesi olduğunu açıkladı.
“Erkan Kork’un kişisel yatırımları veya Flash TV’nin satın alınması benim için haber değeri taşımıyordu. Her adımım gazetecilik faaliyeti çerçevesindedir,” dedi.
Ağırel, herhangi bir tehdit, şantaj veya karalama iddialarını reddetti ve “Sadece gerçeği araştırdım ve yazdım” vurgusunda bulundu.
Basın Özgürlüğü Tartışmaları Yeniden Alevlendi
Gazetecilerin gözaltına alınması, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü tartışmalarını bir kez daha gündeme taşıdı.
Soykan ve Ağırel, yaşananların bağımsız gazeteciliğe yönelik bir baskı girişimi olduğunun altını çizdi.