Doğal alanların eğitim, turizm ve ekonomik amaçlı düzenlenerek yörenin uluslararası tanıtımına katkı sağlayan coğrafi alanlar olarak da bilinen jeoparklar, aynı zamanda yöre halkının sosyal ve kültürel kalkınmasını hedefleyen sürdürülebilir kalkınma aracı olarak dikkati çekiyor.
Almanya’daki Ruhr Jeoparkı’nın Başkanı Dr. Volker Wrede, Zonguldak’ta düzenlenen “IPMS 2024 Uluslararası Madencilik Sonrası Faaliyetler Sempozyumu” kapsamında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de de jeoparkların gelişime açık olduğunu ve bu konuda adımlar atılabileceğini söyledi.
Wrede, Türkiye’de Zonguldak Kömür Jeoparkı’nın ülke için önemli bir ekonomik faktör olabileceğini belirterek, “Zonguldak, geçiminin büyük kısmını taş kömürü yataklarının işletilmesinden sağlıyor. Bölgenin sosyo-ekonomik durumu da bu yönüyle Ruhr Bölgesi ile benzer özellikler gösteriyor. Zonguldak, gelecek nesiller için korunmaya değer bir bölge. Zengin bir tarihi var ve günümüz madencilik mirasını koruyor. Zonguldak, ülkenin önde gelen bir madencilik şehri. Zonguldak’ta jeoturizmin gelişmesi, gelecekte Türkiye için ek bir ekonomik faktör olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
19. ve 20. yüzyılın başında sanayi devriminin etkisiyle ortaya çıkan ve bu süreçte hızla gelişen jeoparkların, bulundukları bölgenin gelişimine dair izlerin yerel halka aktarılmasına yardımcı olduğunu belirten Wrede, “Dağların ve ovaların oluşumu, depremlerin neden meydana geldiği veya nerede olacağı gibi konular yer altındaki kaya oluşumlarına bakarak belirlenir. Daha büyük ölçekteyse, su, mineral, kömür, petrol ve gaz gibi jeolojik kaynakların oluşumu yine bu yöntemle anlaşılabilir ki söz konusu kaynaklar bir bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasında belirleyici rol oynar.” diye konuştu.
Wrede, jeopark denildiğinde akla jeolojiyle ilgili ilgi çekici noktalara ve olağanüstü güzelliğe sahip bir alan gelmesi gerektiğini ifade ederek, “Jeopark alanları, uçurum oluşumları ya da mağaralar gibi doğal yer şekillerini, madenler gibi insan yapımı jeositleri, kapanan maden sahalarının oluşturduğu endüstriyel mirasları veya yerel yapı malzemeleri kullanılarak inşa edilen binalar gibi kültürel nesneleri içerebilir. Bu alanlar, halkın ilgisini artırmak için geliştirilmiş ve ziyaretçiler için aydınlatılmıştır.” dedi.
Dünyada kentsel alanda bir bölgenin madencilik tarihini ana tema olarak ele alan ilk jeopark olma özelliği taşıyan Ruhr Jeoparkı’nın, bölgedeki endüstriyel mirasın korunması noktasında kilit rol oynadığını dile getiren Wrede, “Özellikle 2018’de son kömür ocaklarının kapatılmasının ardından bölgenin ekonomik ve sosyal yapısında görülen değişikliklere rağmen Ruhr bölgesinin kimliğini hala madencilik tarihi belirliyor.” ifadesini kullandı.
Wrede, Ruhr bölgesinin pek çok açıdan Almanya’yı kalkındırdığını söyledi.