Milliyet Yazarı Cem Kılıç’ın ilgili yazısı şöyle;
İş hayatında sosyal medya kullanımının avantajının yanı sıra riski de var. Şirket açısından gizli bilgi ifşası, çalışan açısından da tazminatsız fesihe kadar giden durumları inceleyelim.
Çalışanların sosyal medya kullanımı kimi zaman şirketin hedefleri ile ortak zemine oturduğunda desteklenirken, kimi zaman da şirket çıkarlarına zarar verici bir hal alabiliyor.
Şirketlerin belirlediği temel değerlere uygun, üretiminde benimsediği bakış açısını destekleyen çalışan paylaşımları, işverenlere artı değer katıyor ve şirketin amaçlanan görüntüsünü çok yönlü bir şekilde takviye etmiş oluyor. Şirkette uygulanan projeler hakkında çalışanların kişisel ağı ile daha geniş bir kitle bilgilendirilmiş oluyor, dolaylı reklam yapılmış oluyor.
MENFAAT VE RİSK
Şirket tarafından beklenen bu menfaatlere karşın birtakım riskler de doğabiliyor. Sosyal medya kullanımda çalışanın şirket aleyhine doğurabileceği başlıca risk şirketin gizli bilgilerini ortaya çıkarması ve şirketin güvenliğini ihlal etmesidir.
Diğer riskler ise çalışanın diğer çalışanlara sosyal medya aracılığı ile psikolojik veya cinsel taciz oluşturacak eylemlerde bulunması ya da ayrımcılık niteliği taşıyan davranışlar sergilemesi, çalışanın ifadelerinin şirket itibarına zarar verici nitelikte olması, şirket ile ilgili kötüleyici beyanlarda bulunması olarak sayılabilir.
VERİMLİLİK DÜŞERSE
Bu risklerin çoğu hakkında yargı net bir şekilde çalışanın sadakat borcunu ihlal ettiğini, iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshedilebileceğini ve işverenin başkaca bir zararı doğmuşsa bu zararı işçiden tazmin edebileceğini ifade ediyor.
Sosyal medya kullanımının diğer bir riski çalışma süresinin içinde sosyal medya kullanımının verimliliği düşürmesidir. Çalışanlar, günlük iş rutinleri içinde, kimi zaman bir toplantı sırasında sosyal medya hesaplarını kontrol ediyor ve paylaşımlarda bulunuyor.
Bugün pek çok özel sektör firması, iş akışının bozulmaması ve verimlilik kaybı yaşanmaması gibi gerekçelerle çalışanların bilgisayarları üzerinden sosyal medya hesaplarına erişimi kapatma yoluna dahi gidiyor. Burada belirleyici olan şirketin sosyal medya stratejisinin ne şekilde yürütüleceği.
TATİL AMAÇLI RAPOR FESİH NEDENİ
Yargıtay’ın yakın tarihli bir kararında, işçinin 2’şer gün şeklinde ardışık tarihlerde istirahat raporu alması, aynı işyerinde çalışan bir diğer işçi ile aynı tarihlerde aynı hastane ve aynı doktordan aynı teşhis ile istirahat raporu almaları, işçinin raporlu olduğu tarihte sosyal medyada diğer şirket çalışanı-nın, sosyal medya hesabında; “Karadeniz turu başlasın, biz yaşayalım siz dedikodusunu yaparsınız” yazısını paylaşması, paylaşımın altına da “… birlikte Bolu Abant yolunda” notunu düşmesi derhal fesih nedeni sayılmıştır.
Yargıtay iki iş arkadaşının aynı tarihte aynı doktordan ve aynı sebeple rapor aldıklarını, arkadaşların sosyal medya hesabından raporlu olduğu gün, arkadaşlardan birinin sosyal medya hesabında birlikte Karadeniz turuna çıktıklarını yazdığını, bu davranışın işverenin güvenini kötüye kullanma anlamına geldiğini, eyleminin yasada öngörülen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğunu bu nedenle işçinin kıdem ve ihbar talep edemeyeceğini açıkça belirtmiştir.
KONUM PAYLAŞMAK ALEYHTE DELİL OLUR MU?
Sosyal medya hesapları üzerinden kişinin nerede olduğunu gösteren konum ve fotoğraf paylaşımları sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bu noktada, çalışanların özellikle iş saatleri içinde kişisel sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar, kendileri aleyhine delil oluşturabiliyor. İş Kanunu uyarınca iş sözleşmesinin feshini gerektiren her türlü neden, sosyal medya üzerinden gerçekleşmişse de fesih nedenidir.
Yargıtay da sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların feshe neden oluşturabileceğini açıkça kabul etmiştir.
Yani, sosyal medya paylaşımlarında açıkça işverene hakaret eden, bir başka çalışana veya işverene açıkça sözlü tacizde bulunan, işverenin meslek sırlarını açığa çıkaracak nitelikte bilgi paylaşımı yapan, işyerindeki bir çalışana veya işverene yönelik olarak cinsel içerikli paylaşımlarda bulunan ve yine işyerindeki bir çalışan veya işveren hakkında açıkça ırkçı, dini veya ayrımcı ifadeler kullanan bir çalışanın iş sözleşmesi feshedilebilir.
Bu durumdaki bir işçinin iş sözleşmesi feshedildiğinde herhangi bir tazminat alması da söz konusu değildir.
‘KAHVE KEYFİ’ FOTOSUNA TAZMİNATSIZ ÇIKARMA!
İşçilerin sosyal medya paylaşımları, işverene bildirdikleri bir durumun aksini kanıtlar nitelikte olabiliyor. Örneğin, işyerinden hasta olduğu için izin alan bir çalışan izinli olduğu gün mesai saatlerine denk gelen bir zaman diliminde “Hava harika, gel de Kilyos’un keyfini çıkarma” ya da “Bodrum’da kahve keyfi” gibi paylaşımlar yapar ve bir de konumunu da içeren fotoğraf eklerse tazminatsız olarak işten çıkarılabiliyor. Bu tür paylaşımlar işçinin işvereninin güvenini kötüye kullandığının, doğruluk ve bağlılığa uymadığının kanıtı olarak görülüyor.
İŞVEREN İSPATA MECBUR MU?
Sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşım sebebiyle iş sözleşmesi feshedilen bir işçi, önce arabulucuya başvurmak şartıyla iş mahkemesine başvurabilir. Böyle bir durumda, fesih nedeni olarak gösterilen sosyal medya paylaşımının mahkemece iş sözleşmesinin feshini gerektiren bir neden olup olmadığının tespitine gidilecektir.
Şayet mahkeme söz konusu durumun haklı bir fesih nedeni oluşturmadığına hükmederse, iş güvencesi kapsamındaki işçinin işe iadesi söz konusu olacaktır. Sözün özü, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar konusunda hassas davranmak ve özellikle çalışma saatleri içinde akıllı telefonlardaki sosyal medya hesaplarından mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekiyor.