426 KİLOMETRELİK İSTANBUL-İZMİR OTOYOLU ULAŞIMA AÇILDI

11 milyar dolara mal olan 426 kilometrelik İstanbul-Bursa-İzmir otoyolunun 192 kilometrelik son kesimi ve Türkiye’nin 10. şehir hastanesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Bursa’nın Badırga Bölgesi’nde yapılan açılış töreniyle hizmete açıldı. Mevcut yolu 100 kilometre kısaltan yeni otoban yıllık 3,5 milyar lira zaman ve yakıt tasarruf sağlayacak. Erdoğan açılışın ardından otoyolu kendi kullandığı makam aracıyla test etti.

 

Erdoğan, Türkiye ekonomisinde 2013 yılından beri yaşanan durumla şehir hastanelerinin maliyetini eleştiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği açılışta yaptığı konuşmada, “31 Mart seçimlerinde yüzde 49,6 oranındaki bir oyla Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde cumhur ittifakı olan Alinur Aktaş kardeşimizi göreve getirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Bu oran, 2014’ün üzerindedir. Ancak bizim gönlümüz Bursa’da çok daha yüksek oy oranlarıyla belediyeyi yönetmektir. İnşallah önümüzdeki seçimlerde hep birlikte bunu da başaracağımıza inanıyorum. Kardeşlerim, bugün Bursa’ya hem sizlerle hasret gidermek, hem de iki önemli yatırımın açılış sevincini paylaşmak üzere geldik” dedi.

“Bu projeler karlı projelerdir”

Erdoğan, bugün Bursa’da bir tarih yazdıklarının altını çizerek, “Öyle bir tarih yazıyoruz ki, evet İstanbul’u İzmir’e farklı bir şekilde bağlıyoruz. Bir dğer taraftan da Bursa’ya muhteşem bir Şehir Hastanesi’ni kazandırıyoruz. İstanbul, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir otoyolu ülkemizin son dönemdeki en önemli yatırımlarından biri. Türkiye’nin ilk yap-işlet-devret otoyolu projesini başlattığımızda, her konu gibi bu işi de eleştirenler, olmayacağını söyleyenler, kendilerince dalgasını geçenler oldu. Bunların kim olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bunların her zaman işi bu. Diyorlar ki, nasıl yapıyorlar bunu, söylesinler. Ya ben kasamdan para çıkmadan bunu yapıyorum işte. Bunun adı da yap-işlet-devret. Ama senin aklın buna ermez Bay Kemal. Anlamazsın bu işlerden. Sana SGK verdiler, batırdın. Hastaneleri yönetemedin. O merhum Savaş Ay’ın programını hatırlıyorsunuz değil mi? Ah, ah, ölülerimizi rehin aldılar, bunun genel müdür olduğu dönemde. Şimdi böyle bir şey var mı? Biz her işimizde olduğu gibi kimin ne dediğine değil, milletimizin neye ihtiyacı olduğuna bakarak yola çıktık, bugün son noktayı koyuyoruz. Osmangazi köprüsü dünyada sayılı köprülerden bir tanesi. Pek çok etabını tamamlandıkça hizmete açmıştık. Bugün kalan 192 kilometrelik bölümün açılışını yapıyoruz. Toplam 426 kilometrelik İstanbul-Bursa-İzmir otoyulunun tamamını hizmete sunmuş oluyoruz. Ziya Paşa ne diyor; “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri”. Biz eserlerimizle anılacağız. Bu yol, Anadolu otoyolunun Gebze ayrımından başlayıp, Dilovası, Hersek arasındaki Osmangazi Köprüsü ile körfezin öteki yakasına geçiyor. Bir müddet Yalova, İzmit yoluna parelel ilerledikten sonra, Orhangazi Kavşağı ve Gemlik güneyinden devam ederek Bursa çevre yoluna bağlanıyor. Uluabat gölünün kuzeyinden önce Karacabey, Susurluk – Balıkesir-Savaştepe güzergâhına yöneliyor. Soma Akhisar ve Saruhanlı Turgutlu’yu geçtikten sonra İzmir-Ankara yoluna paralel devam edip, İzmir çevre yolunda hedefine varıyor. Çevre yolu üzerinden İzmir, Aydın ve İzmir-Çeşme otoyollarına ulaşabiliyor. Nereden nereye? Ya bu viyadükler? Öyle kolay yapılmadı. Bu tüneller? Öyle dağları kolay açmadık. Biz Ferhat olduk, dağları deldik, Şirin’e ulaştık. Kardeşlerim, böylece İstanbul ile İzmir arasında ulaşımı hızlı, güvenli ve konforlu hale getirmenin yanında, yolu da 100 kilometre kısaltıyoruz. Bu saat itibariyle ileride inşallah 1915 Çanakkale Köprüsü’nün içinde yer aldığı Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir otobanını da bu yolla birleştireceğiz. Açılışını yaptığımız otobanın güzergâhındaki İstanbul, Kocaeli, Bursa, Balıkesir,Manisa ve İzmir, aynı zamanda ülkemizin dünyaya açılan en büyük ihracat kapılarına ev sahipliği yapıyor. Bu bölgemiz ülkemiz millî gelirinin yüzde 64’ünü üretiyor. Dile kolay, maliyeti 11 milyar dolar. Bu projenin ülkemiz ekenomosine sadece yakıt ve zaman katkısı yıllık 3,5 milyar liradır. İş bilenin, kılıç kuşananın. Lâf ola beri gele yok. İş üretiyoruz. Bu yol sayesinde turizm hızlanacak, sanayi hızlanacak, ticarî faaliyetler de aynen hızlanacak. Ülkemize çok daha fazla katkı sağlayacağı açıkca ortadadır. Bu otoyolu inşâ eden, sözleşme tarihinden itibaren 22 yıl 4 ay süreyle işletecek olan ortak girişim grubunun devlete ödeyeceği tutar da 6,3 milyar lira. Bay Kemal işte bu işin maliyeti bu, öğren! Netice olarak bu otoyol Türkiye için her bakımdan kazançlı, kârlı bir projedir. Devletin kasasından bir şey çıkıyor mu? Hayır.İstanbul ile İzmir arasındaki mesafeyi 3,5 saate düşüren bu büyük projenin ülkemize, şehirlerimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu projenin hayata geçirilmesinde emeği olan bütün kurumlarımızı, bakanlarımızı, müteahhit taşeron firmaları, mühendisinden işcisine kadar herkesi gönülden tebrik ediyorum. Otoyolumuzun Balıkesir’deki açılışını da bugün Binali Yıldırım kardeşimiz yapacak. Burada Kocaelili, Yalovalı, Balıkesirli, Manisalı ve İzmirli kardeşlerimize de otoyollarının hayırlı olmasını diliyor, onlara da selamlarımı gönderiyorum” diye konuştu.

 

Bayramda trafik kurallarına uyun çağrısı

Ak Parti’nin 17 yıllık iktidarının alâmet-i fârikalarından birinin de ulaşım meselesi olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hep derdim, yol medeniyettir: su medeniyettir. Yolunuz yoksa, suyunuz yoksa, siz gayr-i medenîsiniz. Nerede CHP varsa orada susuzluk, çöp var. Öyle mi? CHP’nin belediyelerinin olduğu yerlerde maalesef atık su. Susuzluk almış başını gidiyor. 6100 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğumuzu bugün 26 bin 764 kilometreye ulaştırdık. 79 senede 6100 kilometre yapıldı. Biz bunu 18 senede 26 bin 764 kilometreye ulaştırdık. Farkımız bu. İktidara geldiğimizde 1714 kilometre olan otoyol uzunluğumuzu bugün 2875 kilomtreye çıkardık. Bölünmüş yol ile bağlı il sayısını, kara yolu tren sayısını 83’tden 367’ye, kara yolu tren uzunluğunu 50 kilometreden 473 kilometreye yükselttik. Vatandaşlarımızın hem mal, hem can güvenliğinde iyileştirmeler gerçekleştirdik. Vatandaşlarımızın yol konforunu arttırdık. Kaza riskini minimize ettik. Yaz tatilinde ve önümüzdeki bayram günlerinde yapacakları seyahatlerde trafik kurallarına uymalarını özellikle rica ediyorum. Tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Ne olur, işte bu hafta kurban bayramına giriyoruz. Bakın acele giden, Allah göstermesin, ecele gider. Yollarda aman ha; bastırıp hele hele gece yolculuğu, bunlara çok dikkat edin. Sizi bekleyen büyüklerinize yavrularınıza kötü haber ulaştırmayın. Onun için de yolların kuralları vardır. Bu kurallara uyalım, bu kurallara uyarak seyahatimizi yapalım ki, bayramlarımızı acıya döndürmeyelim. Bunu özellikle sizlerden rica ediyorum. Bölünmüş yollar otoyollar, ilk defa inşa ettiğimiz hızlı tren hatları, sayı ve seferlerini arttırdığımız hava limanları, deniz taşımacalığı ile seyahatleri kolay ve güvenli hale getirdik. Ülkemizdeki motorlu araç sayısı 8 milyan 655 bin iken bugün 23 milyonu geçti. Buna karşılık hem yolculuk süreleri kısaldı, hem konfor arttı. Trafik kazalarıyla yaralanma ve ölüm oranları azaldı. Alt yapıyı güçlendirdik. Güvenli trafik anlayışı ile trafik kazalarının azaltılması yolunda önemli mesafe kat ettik. Bu yılın ilk 7 ayında trafik kazalarında yüzde 12’lik, ölümlü kazalarda yüzde 30’luk, yaralanmalı kazalarda yüzde 12’lik azalma meydana geldi. Bunu sürdürmenin yolu vatandaşlarımızın kurallara uymasından geçiyor. Yollarımız gayet rahat, konforlu, bayram sıkışıklığı sebebiyle varsın seyahat süresi uzasın, geride gözü yaşlı, gönlü kırık kimseyi bırıkmayalım. Bursa’da ulaştırma yatırımlarını kesintisiz sürdürüyoruz. Şehrimizde hâl-i hazırda toplam maliyeti 1,5 milyar lira olan 18 kara yolu projemizin yapımı devam ediyor. Bunların tamamını da inşallah iki yıla kadar bitiriyoruz. Bursa’ya bu yakışır. Bursa-Bilecik hızlı tren projemizin tamamlanmasının çeşitli aksaklıklar sebebiyle biraz geciktiğini biliyorum. İnşallah sıkıntıları çözüp hem Ankara-Bursa, Bursa-İstanbul arasını 2 saat 15 dakikaya düşürecek bu hattı mutlaka sizlerin hizmetine sunacağız”.

Bursa’ya dev sağlık yatırımı

Bursa Şehir Hastanesi hakkında bilgiler veren Erdoğan, “Sevgili Bursalılar, değerli kardeşlerim. Ecdât, ‘Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ diyor. En büyük mutluluğu sağlık gören bir kültürün temsilcileri olarak, hükümetlerimiz döneminde sağlığı ilk sıraya yerleştirdik. Milletimize, ülkemizi eğitim, sağlık emniyet adalet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Hamdolsun sözümüzü tuttuk. Bursa’da hizmete açacağımız 1355 yataklı Şehir Hastanesi bunun emârelerinden biridir. Az önce üzerinde dolaştım. Bursa’ya yakışmış be. 1355 yatağıyla Şehir Hastanemiz Bursa’nın güzelliğine bir başka güzellik, zenginliğine bir başka zenginlik katmış. Bursa Şehir Hastanemizin bugün resmi açılışını yapıyoruz. Kendi içinde 6 ihtisas hastanesi ve diğer birimleriyle sağlık alanında yüksek standartlara sahip bir şâheser. Bir aydır hasta kabul eden Şehir Hastanemizin bir ve iki kişilik odalarının her biri, içindeki tuvaleti, banyosu, refakatçi kanapesi ile otel standardında hizmet veriyor. Şehir içi raylı sistemi 5,5 kilometre uzatarak hastanemize kadar getireceğiz. Onu da yapacağız. Bursa ile birlikte şehir hastanelerinin sayısını 10’a, toplamdaki yatak kapasitesini 13 bin 417’ye çıkardık. 18 bin 800 yatak kapasiteli 10 şehir hastanesi inşaatı sürüyor. İhale ve planlama ile 44 bin 846 yatak kapasiteli 31 adet sağlık tesisini milletimizin hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Son 17 yılda Bursa’ya 27’si hastane olmak üzere 68 sağlık tesisi kazandırdık. Ayrıca 750 yataklı Osmangazi, Çekirge, Devlet Hastanesi ile birlikte 7 sağlık tesisi yapımına devam ediyoruz. Bugüne kadar Bursa’ya yaptığımız yatırım tutarı 50 katrilyonun üzerindedir. Lâf ola beri gele yok. İcraat, icraat. Öyle kalkıp kuru sıkı atmakla bu iş olmaz. Bak biz yaptıklarımızla konuşuyoruz. Yaptıklarımızla . Tabii biz ülkemize ve tek tek şehirlerimize yaptığımız yatırımlarla âdetâ çağ atlatırken, birileri hâlâ bu işlere çamur atarak kendilerine siyasî rant devşirmenin peşinde koşuyor. Hizmet yarışında esâmisi okunmayanların konu çamur atma, karalama, yalanlama, çarpıtma işine gelince en önde olmanın takdirini elbette milletime bırakıyorum. CHP’nin başındaki zâtın geçtiğimiz günlerde şehir hastaneleriyle uğraştığını gördüm. Bu eleştiriyi başkaları yapsa hoş görürdük. Ömrü hayatında bırakın şehir hastaneleri gibi dünya çapında hizmete imza atmayı, kendilerine teslim edilen SSK hastanelerinde milleti rezil rüsvâ eden bir kişi yapınca ister istemez insanın canı sıkılıyor. Kardeşlerim, neymiş, şehir hastanelerinin mâliyetini kimse blmiyormuş. Söylediği bu, ya biz buna zaten kendi cebimizden para vererek yaptırmıyoruz. Biz buraya yıl, ay, gün koyuyoruz. Bu kadar gün ay yıl çalıştırmak sûretiyle bu hastaneyi şu, şu evsafta yapacaksın. Onlar bunu yapıyor. Buna yap-işlet-devret denir Bay Kemal. Anlaşılan bu zâtın her şeyden önce şehir hastanelerinin nasıl bir modelle yapıldığından haberi yok. Bu hastaneler şayet devlet bütçesiyle yapılsaydı elbette ihâle rakamı inşaatın dışındaki tabelada yazıyor olacaktı. Bu hastaneleri devlet kendisi inşâ etmiyor. Devlet bütçesinden yapmaya kalksak değil 10 tanesini bitirmek, 2-3 tanesini bile tamamlayamazdık. Devletin sağlık yatırımlarına ayırabildiği rakam belli. Bu bütçeyle yıllık ne kadar inşaat yapılabileceği ortada. Bu kaynak ancak klasik devlet hastaneleri ve diğer sağlık hastanelerinin yapımına yeter. Böylesine dev projeler için alternatif finansman modelleri geliştirmemiz gerekiyor. Şehir hastaneleri, otoyol ve İstanbul’daki havalimanımızı da kamu-özel ortaklığı modeliyle hayata geçirdik. İstanbul’daki havalimanı dünyadaki ilk üç içerisinde yer alıyor. Nasıl oldu bu iş? Bu da bizim bütçemizden yapmadık. Yine yüklenici firamlara verdik ve bu şekilde yaptık. Şimdi dünyanın sayılı ilk 3 içindekilerinden bir tanesi oldu. Bu güzellikleri yakaladık” şeklinde konuştu.

Bursa Şehir Hastanesi’nin yatırım bedeli 2 milyar 286 milyon lira, işletme süresi 25 yıl

Özel sektör eliyle sağlık tesislerini ülkeye kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, “Bu modelde özel sektör yatırımı yapıyor. Kamuda belirlenen sürede hem hizmet alıcı olarak yer alıyor, hem süre sonunda malın sahibi oluyor. Katıldığımız pek çokuluslararası toplantı ve dış ziyarette ya şunu bir anlatsanıza, bunu nasıl yapıyorsunuz, bu hastaneleri nasıl yaptırıyorsunuz, bize anlatın? G-20 toplantılarında ağırlıklı olarak Türkiye hep bunu anlattı, anlatıyor. Türkiye, devlette bu modeli en faal, başarılı uygulayan ülke durumundadır. Burada önemli olan şehir hastanesini inşa edenlerin ne harcadığı değil, bizim buradan aldığımız hizmet için ne ödediğimizdir. Biz bir şey ödemedik. Yine de CHP Genel Başkanının merakını gidermek için söyleyeyim. Hastanemizin kapalı alanı 475 bin metre kare, yatırım bedeli 2 milyar 286 milyon lira. İşletme süresi 25 yıl. Yani 25 yıl burayı işletecekler ve biz de her yıl belirli bedeli ödeyeceğiz. Hastanemizde 356 hekim, binin üzerinde yardımcı sağlık personeli, 1288 de destek personeli görev yapmaktadır. Burada önemli olan, devletin kendi bütçesinden yapmasının çok uzun zaman alacağı işleri özel sektörün finans ve organizasyon kabiliyeti ile kısa sürede milletimizin hizmetine sunuyor olmamızdır. Burada bir inşaat yapılmıyor. Aynı zamanda teknoloji transferinden bilgi birikimine, yeni finansman modelleri ile ekonomimize yeni açılımlar kazanç oluyor. Mekanik bölümleri, MR, ultrason, tomografi, bütün bunları izlediniz. Bunların hepsi yeni model. Bunlara benim halkım lâyık. Benim vatandaşım lâyık. Bir röntgen için 7-8 ay gün vermiyorlar mıydı? Artık bunlar tarih oldu mu? Şimdi artık 7-8 ay..Böyle şey yok. Anında görüntü. Artık böyle devam ediyoruz. Şu âna kadar hizmete giren projelerdeki gerçekleşmeler kamuya devri yapıldığında herkes için memnuniyet verici tabloyla karşılaşacağımıza işaret ediyor. Denedik başardık, bu yolla ülkemizi pek çok eserin sahibi yaptık. Önüne 3 koyun verseniz, akşama ikisini kaybedecek kişiye bu incelikleri anlatmak zor. Atalarımız ne güzel söylemiş; görmeye göz gerek. Sezmeye öz gerek. Hazreti Mevlânâ da ‘İki parmağınla iki gözünü kapat, şu dünyada hiçbir şey görmezsin, sen göremiyorsun diye âlem yok değil’ diyerek aynı mesajı veriyor. CHP Genel Başkanı göremiyor diye bu modelin ülkemizin kalkınması, büyümesi gelişmesine katkısını yok sayamıyoruz. Görenler burada. Biz bu modeli tüm dünyada anlattık ve herkes tarafından beğenildiğini, uygulanmaya başlandığını gördük. CHP Genel Başkanı şayet bizden öğrendiklerinden memnun olmadıysa gidip dünyadaki diğer örneklerine bakabilir. Veya Ankara Bilkentteki Şehir Hastanesi’ne bir uğrayabilir. Oraya uğrarsa nelerin olduğunu görür. Bursa medeniyetimizin gözbebeğidir. Burası sadece Osmanlı hakanlarının değil gönül sultanlarının şehridir. Bursa vakıf şehir. Bizim dünyaya en büyük katkılarımzıdan birinin yaşayan örneğidir. Türkiye’nin her alanda yepyeni bir yola girmeye hazırlandığı süreçte Bursa’nın bizim yanımızda olması gücümüze güç moralimize moral katıyor. Ülkemizi tökezletmek, hatta becerebilirlerse yüz üstü kapaklatmak için var gücüyle çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde bir, iri, diri olmak, kardeş olmak, hep birlikte Türkiye olmak her zamankinden daha önemlidir” dedi.

“Şantaj ve tuzaklara rağmen dimdik ayaktayız”

17 yılda yapılan hizmetler, yatırımlar ve reformlarla Türkiye’yi egemenliğini gerçek anlamda kullanabilen bir ülke hâline getirdiklerini belirten Erdoğan, “Mâruz kaldığımız onca saldırı, tehdit, tuzak, şantaja rağmen dimdik ayaktaysak, geçmişte getirdiğimiz yola borçluyuz. CHP başındaki zat tutmuş kalkınma planını eleştirmek adına milli gelirin 10 yıldır artmadığını iddia etmiş. Türkiyenin milli geliri biz iktidara geldiğimizde 236 milyar dolardı. Biz bunu 2013 yılında 950 mlyar dolara kadar çıkardık. 2013 yılından sonra ne oldu da bu yükseliş süreci durdu? Hatta kurdaki oynaklık sebebiyle kâğıt üzerinde de olsa geriledi. Bu ülkede herkes Türkiye’nin 2013 yılından bu yana hangi badirelerden geçerek gildiğini iyi bilir. Sadece CHP Genel Başkanı bunun farkında değil. Daha doğrusu bütün bu badirelerde ülkemiz ve milletimizin çıkarlarını değil, karşı safın yanında yer aldığı için meseleyi kavrayamıyor. Karşımıza çıkan manzara şudur; bu zat Gezi olaylarında sokakları terörize edenlerin yanındaydı. Bu zat, PKK terör örgütünün siyasî temsilcileri ile beraber Ankara’dan İstanbul’a yol yürüyordu. 15 Temmuz gecesi bu zat, ben daha henüz havalimanına inmemiştim, 23:15’te, havalimanında tankların koruması altında Bakırköy Belediyesi’ne gidiyordu. Olay bu. Bölücü terör örgütü çukur eylemleriyle ülkemizin birliğine, milletimizin beraberliğine saldırdığında, bu teröristlere ‘Barikatları kuran arkadaşlar’ diye sesleniyordu. Bunların hep yanında yer aldılar. Hiçbir zaman milletin yanında olmadılar. Türkiye, DEAŞ ve ülkemize karşı kurulan kumpasa direnirken, bizi ısrarla bu oyunun içinde göstermeye çalışıyordu. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini başlattığı saatlerde, tankların açtığı yoldan güvenli bir eve gitmenin yanında, ‘Oteller o akşam müşteri almıyor’ diyordu. Böyle yalan olur mu? Hayatı yalan. Uzunca bir süre tiyatro diyerek, mizansen diyerek darbecileri koruyordu” dedi.

Exit mobile version