“Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı koordinesinde Altıeylül ve Karesi Belediyesi Zabıta Müdürlükleri iş birliğinde il merkezinde geniş çaplı dilenci operasyonu düzenlendi. Yakalanan dilencilere Kabahatler Kanunu çerçevesinde cezai işlem uygulanırken üzerlerinden çıkan 4 bin 739 TL tutarında para, kağıt, mendil, tespih, anahtarlık ve benzeri malzemelere el konuldu” haberini görünce şu zabıta teşkilatı da bir türlü makus talihini yenemedi diye iç geçirdik.
Ya dilenci peşinde koşarken ya da seyyar satıcıları kovalarken konu olmuşlardır hem filmlere hem de haber bültenlerine belediye zabıtaları. O görüntüler hepimizin hafızalarına kazınmıştır. O gördüğümüz şekilde bilir ve tanırız. Oysa yerel yönetimlerin önemli parçalarıdır. Görevlendirildikleri bölgede kamu düzenini sağlamak, huzuru tesis etmek, halk sağlığını korumak ile görevlidirler.
Geçtiğimiz günlerde 198’nci yaşını kutlayan zabıta teşkilatının görevi sadece vatandaşın belleğinde yer ettiği gibi dilenciler ve seyyar satıcılar mıdır? Diye sorabilirsiniz. Çevre düzeni, gıda güvenliği, inşaat denetimleri gibi birçok konuda sorumluluk alanları olmalarına rağmen bunlarla anılıyor olmasının sebebi magazini sevdiğimizden kaynaklı olmamalıdır. Ya haber değeri yoktur ya da yapılmıyordur.
Üç belediyeli şehirde yaşadığımızdan olacak ki belirli periyotlarla yapılması gereken denetimlerin yanı sıra şikayetler üzerine acil denetimleri yapması gereken belediyeler görev karmaşası yaşıyor olacaklar ki yapılmıyor seçeneğini daha mantıklı hale getiriyor.
Siyasi kaygıdan mı, personelden mi kaynaklı bilinmez ama denetimler yeteri kadar yapılmaz, üstünkörü ve göz boyama şeklinde yapılan denetimlerde çözüm olmaz. Bu önceki AK Partili belediyelerde de öyleydi. Şimdiki CHP belediyelerinde de böyle bizim şehirde hep esnaf mağduriyeti ön plandadır. Çoğunluk olan vatandaş pek önemsenmez.
Herkesin bir adamı, herkesin bir siyasetçi tanıdığı olduğundan belediye başkanları bu denetim konusunda topa girmeyi sevmezler. Müdürler, amirler “aman tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey” havasında olunca iş sahada görev yapan zabıta memurlarına kalır. Onlar da hem kör hem de sağırdırlar. Sadece şikayet konu olunca ne şiş yansın ne de kebap yansın moduna geçerler.
Okulu, mektebi olmayınca sırtına bilmem ne belediye zabıtası yazan üniforma ve yelek giydirdiğinizde oluyor sana zabıta memuru. Öyle olunca o da senin gibi yolda kafasına klimanın suyu aksa da, kaldırımlar işgal altında senin gibi yol ortasında yürüdüğünde araba altında kalmasına ramak kalsa da yoluna devam ediyor. Ne görevini ne de yetkisini biliyor.