Atatürk’ün Doğa Sevgisi: Cumhuriyet’in Yeşil İzi

Atatürk’ün doğa ile olan ilişkisinin en güçlü izlerinden biri, ormanlara verdiği önemdir. 1937 yılında “Orman Genel Müdürlüğü”nün kurulması, Türkiye'nin orman alanlarını koruma adına atılan ilk ciddi adımlardan biriydi. Atatürk, ormanların yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda çevresel açıdan da büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulamış ve ormanları korumayı ülkenin kalkınmasında bir öncelik olarak kabul etmiştir.

ATATÜRK-DOĞA

NAZİF İLBOZ / BİZİM BAHÇE

 

Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin kurtuluş mücadelesinin lideri, Cumhuriyet’in kurucusu ve modern Türkiye’nin inşa edicisiydi. Ancak onun yalnızca askeri zaferleri ve siyasi başarılarıyla tanınması, halkı ve doğayı kucaklayan vizyonunu göz ardı etmek anlamına gelir. Atatürk, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda doğaya, çevreye ve sürdürülebilirliğe değer veren bir liderdi. Bugün, onun doğa sevgisini ve çevreye verdiği önemi daha iyi anlamak, Atatürk’ün cumhuriyetin temellerini atarken aynı zamanda doğayı koruma bilincini de inşa ettiğini görmek anlamına gelir.

 

 

Atatürk ve Orman Sevgisi

Atatürk’ün doğa ile olan ilişkisinin en güçlü izlerinden biri, ormanlara verdiği önemdir. 1937 yılında “Orman Genel Müdürlüğü”nün kurulması, Türkiye’nin orman alanlarını koruma adına atılan ilk ciddi adımlardan biriydi. Atatürk, ormanların yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda çevresel açıdan da büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulamış ve ormanları korumayı ülkenin kalkınmasında bir öncelik olarak kabul etmiştir.

 

 

Bunun yanı sıra, Atatürk’ün ormanlar konusunda yaptığı konuşmalar, doğanın korunmasının insan sağlığı, iklim dengesi ve ülkenin kalkınması açısından ne kadar kritik olduğuna dair önemli mesajlar içerir. Özellikle genç nesillere doğayı sevme ve koruma bilincini aşılamak amacıyla birçok program başlatılmıştır.

 

 

Yeşil Türkiye İçin Atatürk’ün Adımları

Atatürk’ün doğa sevgisi yalnızca ormanlarla sınırlı kalmamış, aynı zamanda tarım, su kaynakları ve çevre dostu uygulamalar konusunda da kendini göstermiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında tarımda verimliliği artırmak amacıyla yapılan yatırımlar ve yenilikçi projeler, doğayı koruyarak kalkınmayı hedefleyen bir perspektifin yansımasıydı. Aynı zamanda, sulama projeleri ve su kaynaklarının doğru yönetimi için önemli çalışmalar yapılmıştır.

 

 

Atatürk’ün doğaya olan ilgisi, kişisel yaşamında da kendini göstermiştir. Çok sevdiği ve sıkça vakit geçirdiği İstanbul’daki Yıldız Parkı ve Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği, onun doğa ile kurduğu güçlü bağın somut örneklerindendir. Yıldız Parkı’ndaki yürüyüşleri, onu doğanın içinde huzurlu bir insan olarak gösterirken, Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşu ise onun tarım, hayvancılık ve doğa dostu üretim alanlarına verdiği önemin bir göstergesiydi.

 

 

Atatürk’ün Doğa İle Barışık Düşünce Yapısı

Atatürk, çevre bilincinin toplumların gelişmişlik düzeyini gösteren önemli bir gösterge olduğunun farkındaydı. Ona göre, doğaya saygı göstermek, aynı zamanda insanlık ve toplum için sorumluluk taşımak demekti. 1929’da kabul edilen ve ormanların korunmasına yönelik düzenlemeler, Atatürk’ün çevreye verdiği değerin sadece kişisel bir duygu değil, ulusal bir politika haline geldiğini kanıtlar nitelikteydi.

 

 

Bunun yanında, Atatürk’ün insan hakları ve eşitlikçi bakış açısının çevreye olan tutumuyla örtüştüğünü de söylemek mümkündür. Atatürk, doğanın da bir parçası olduğu insan toplumunun bütüncül bir şekilde gelişmesini savunmuş ve doğanın korunmasının, sadece maddi kalkınma için değil, aynı zamanda kültürel ve insani bir sorumluluk olduğunu vurgulamıştır.

 

 

Atatürk ve Doğanın Geleceği

Bugün, Atatürk’ün çevreye olan bu duyarlılığı ve doğaya verdiği önem, modern Türkiye’nin doğa dostu politikalarının temellerini atmıştır. Atatürk’ün mirasını yaşatmak, onun doğaya olan sevgisini gelecek nesillere aktarmak, her bireyin sorumluluğudur. Çünkü Atatürk’ün vizyonu, sadece bir devletin kalkınmasından ibaret değildi; aynı zamanda sürdürülebilir bir doğa ve yaşam anlayışını da içeriyordu.

 

Cumhuriyet’in kurucusunun doğa sevgisi, onun ilerici, yenilikçi ve halkçı anlayışıyla şekillenen bir bakış açısını simgeler. Atatürk’ün doğa ile olan bu derin bağını anlayarak, hep birlikte doğayı daha iyi koruyabilir, onun izinden giderek çevreye olan sorumluluğumuzu yerine getirebiliriz.

 

Atamızın ve silah arkadaşlarının bizlere emanet ettiği bu toprakları, üzerindeki canlıları ve altındaki kaynakları korumak milli sorumluluğumuzdur.

 

Saygı, özlem ve minnetle…

 

Exit mobile version