Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir İl Başkanlığı Ankara’da evinin önünde bombalı saldırı sonucu katledilen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’yu ölümünün 32’nci yılında düzenlediği etkinlikle andı.
Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında Uğur Mumcu’nun resminin bulunduğu yere karanfiller bırakıldı. Etkinlikte ayrıca ölüm yıldönümleri aynı gün olan İsmail Cem ve Diyarbakır’da şehit edilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan da anıldı. Anma etkinliğinde konuşan CHP İl Başkanı Erden Köybaşı ülkenin geleceğini görerek uyarılarda bulunan Uğur Mumcu’nun bu yüzden katledildiğini hatırlattı.
“ÖZLEMLE SAYGIYLA ANIYORUZ”
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ve CHP Milletvekili Serkan Sarı’nın da katılım gösterdiği Uğur Mumcu anma töreninde konuşma gerçekleştiren İl Başkanı Erden Köybaşı şunları söyledi:
“’Ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım, ben insan hakları savunucusuyum, ben terörün karşısındayım, ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım’ diyerek hayatını ve mücadelesini anlatan Uğur Mumcu, bundan 32 sene önce, Ankara’da evinin önünde, arabasına konulan bomba patlatılarak katledildi. Bugün sistemin sakıncalı piyadesi, ulusal bağımsızlığın, laikliğin demokrasinin yılmaz savunucusu, kalpaksız Kuvayi Milliyeci Uğur Mumcu’yu özlemle saygıyla anıyoruz.
“EMPERYAL GÜÇLER AMAÇLARINA HİÇ BİR ZAMAN ULAŞAMAYACAK”
Hepimiz için bir örnek, bugünümüz için bir ışık olan Uğur Mumcu’yu yitirmiş olmanın hüznünü, yıllar geçse de katilerinin bulunamamasının öfkesini yüreğimizde yaşıyoruz.
Biliyoruz ki emperyal güçler ve yerli işbirlikçilerinin amacı Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp yerine bir ‘din-tarikat- şeriat devleti’ kurmaktır. Ancak, bu topraklarda Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan yürüyen, onun devrim ilkelerinin aydınlattığı yolda yürüyen Cumhuriyet, vatan sevdalıları var olduğu sürece, hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar.
“SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK”
Uğur Mumcu, yıllar önce bizlere, bugün ülkemizin geldiği noktayı ve demokrasiyi seçim sandığına kapatan iktidarı işaret etmişti. Usta gazeteci şöyle diyordu; “Bir toplum böyle çöker işte… Devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur. Yasanın yerini din tarikat alır, korkulur. Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler, eller kollar bağlanıp götürülür. Susulur…” Bu nedenle diyoruz ki susma sustukça sıra sana gelecek.
“MUMCU BİZLERİ UYARMAYA ÇALIŞTI”
Uğur Mumcu, ‘tarikat, cemaat ve şeriat’ örgütlerinin karanlık ilişkilerini araştırıp bizleri uyarmaya çalışmıştı. Bu yüzden katledildi. Uğur Mumcu, “Toplumu ayakta tutan temel dayanaklardan biri, adalet duygusudur. Bu duygu yara aldı mı demokrasinin temelleri sarsılmıştır,” demişti. Bu yüzden katledildi. Uğur Mumcu, “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz!” demişti. Toplumun aydınlanmasını istemeyen karanlık güçler tarafından bu yüzden katledildi. Bütün bu sebeplerden dolayı Uğur Mumcu’yu anmak demek: Atatürk’ü anmaktır. Antiemperyalist olmaktır. Cumhuriyetçi olmaktır. Emekçilerden, ezilenlerden yana olmaktır. Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’nden yana olmaktır.
“FAİLİ MEÇHULLERİN AYDINLATILACAĞI GÜNLERİ GETİRMEK BOYNUMUZUN BORCU”
Bugün ülkemizde; iktidarın işareti ile yapılan bu operasyonlar göstermiştir ki ülkemizde kuvvetler ayrılığı bitirilmiştir. Temsili demokrasinin askıya alındığı, yargının iktidar tarafından sopa gibi kullanılarak toplumun, siyasetin dizayn edilmeye çalışıldığı karanlık günler yaşıyoruz. İktidarın yarattığı bu koyu karanlık içinde Uğur Mumcu, 32 yıldır karanlığa karşı yanan bir mumdur. Mumcu katledildiğinde faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” diyenlere buradan sesleniyoruz; çekilemez denen o tuğlanın çekileceği, o duvarın yıkılacağı, tüm sorumluların hesap vereceği, faili meçhul tüm cinayetlerin aydınlatılacağı günleri getirmek boynumuzun borcudur.
“BU BİZİM MÜCADELEMİZ”
Bu güçlerle mücadelemiz ülkemiz aydınlığa ulaşana dek sürecektir. Bu mücadele, Hak, hukuk, adalet mücadelesidir, Bu mücadele, açlık sınırının altında yaşamaya çalışan emeklinin, emekçinin mücadelesidir. Bu mücadele okulları işgal eden tarikat ve cemaatlere karşı, eğitimcilerin mücadelesidir. Bu mücadele, okullarına aç giden ufacık yavruların mücadelesidir. Bu mücadele, stajda iş kazası geçiren çocuk işçilerin mücadelesidir. Bu mücadele, her gün onlarca can yitirdiğimiz iş cinayetlerine karşı verilen mücadeledir. Bu mücadele, her gün katledilen kadınlarımızın mücadelesidir
Bu mücadele insanca yaşam mücadelesidir. Bu mücadele, faşizme karşı çağdaş, laik, demokratik Türkiye mücadelesidir. Bu mücadele yaşasın tam bağımsız Türkiye diyenlerin mücadelesidir. Bu bizim mücadelemizdir.
“SONUNDA HAKLI KAZANACAK BİZ KAZANACAĞIZ”
Karanlığın en koyu olduğu an şafağın sökmesinden hemen öncesidir. Türkiye bu karanlığa teslim olmayacak. Halkın gasp edilen iradesine sahip çıkmaya, adalet, demokrasi diye haykırmaya devam edeceğiz. Bu yolda yaşamını yitiren Uğur Mumcuların ışığında Mücadelemiz güçlenerek sürecek. Bir toplumda adalet ve demokrasi, ancak, adaletsizliğe, dayatmalara, baskılara, işkenceye, haksızlığa direnen yurttaşların çoğalmasıyla yerleşebilir. Artık bu mücadele herkesin mücadelesidir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz. Sonunda haklı kazanacak, halk kazanacak. Biz kazanacağız!
“UĞURLAR OLSUN GÜZEL İNSAN”
“Bir gün, mezarlarımızda güller açacak, vurulduk ey halkım unutma bizi… Bir gün, sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak, vurulduk ey halkım, unutma bizi’.”
Uğur’lar olsun yiğit insan… Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk yaşasın tam bağımsız Türkiye. Aynı zamanda bugün ölüm yıldönümleri olan İsmail Cem ve Diyarbakır’da şehit edilen Gaffar Okan’ı da saygı ile anıyoruz. Ruhları Şad olsun…”