İYİ Parti’de 27 Nisan’da yapılacak Olağanüstü Kurultay’da genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında hedeflerini açıkladı.
Akalın, basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Biz bir partimizi Erdoğan’a birlikte kaybettik. Aday olacağımı açıkladığım gün ikinci defa Erdoğan’a bir parti kaybetmemek üzere yola çıktık” dedi.
ANKA’nın haberine göre Akalın, Meral Akşener’in ‘aday olmayacağım’ açıklamasını şu şekilde değerlendirdi: “Kendisinden beklenen tarihi bir adım attı. Zaferin 100 tane babasının olduğu ve hezimetin öksüz bırakıldığı Türk siyasetinde o ‘hezimeti’ tek başına göğüsleme cesaret ve basiretini gösterdi.”
Akalın, adaylık öncesinde Akşener ile bir görüşme gerçekleştirip gerçekleştirmediğine ilişkin soruya, “Ben icazet üzerinden siyaset tanzim etmiyorum icazet alarak istikbal oluşturmam. Devlet yönetmeye talip oluyorsanız bunu icazet üzerinden değil, burada icazeti isteyeceğiniz tek makam vardır o da kadim milletimizdir, kadim delegedir. Bu kapsamda bir görüşme yapmadık” yanıtını verdi.
Akalın ayrıca, Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu’nun adaylıklarını açıklamasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Her iki de çok kıymetli abim benim. Benim kişisel arzum benim siyasal liderliğine talip olduğum siyasal harekette onları da bu hareketin manevi lideri olarak görmekti. Ama her birini en doğal hakları adaylık, başarılar diliyorum. Çok keyifli bir kongre yaşayacağımız ve partimizi büyüterek çıkacağımızı söylüyorum.”
Akalın, partideki kırılma noktasının sorulması üzerine ise şunları dile getirdi: “Siyaset matematik bir alan değil ama önemli hadiselerden bir tanesi şu; 2018 Afyon’dan sonra Genel Başkanımız merkezileşmeyi bana göre karakterler üzerinden tanımladı. Bir partinin merkezileşmesi o partinin ana omurga insanları eliyle yapılır. Bizde ana çelik çekirdeği hikayemizi bilmeyen insanlar oluşturdu. Tabanımız da genel başkanımızın her fiilini sorgulamaya başladı. Bu çelik çekirdeğinizi doğru tanzim ederseniz kimi getirseniz getirin o politik taban der ki bu siyasidir. Bu çelik çekirdeğiniz doğru değilse her türlü tasarrufunuz soru işareti altında oluşur. Oluşan güvensizlik iklimi zamanla tüm doğruları kaldırır ve kakofoni hakim olur. Kakofoni dedikoduyu dedikodu da bazı çözülmeleri getirir, biz bunu yaşadık. Biz Ümit Özdağ’ı, Yavuz Ağıralioğlu’nu, Durmuş Yılmaz’ı muhafaza edebilmeliydik, çok insan var. Biz mutlaka Bilge Hoca’yı muhafaza etmeliyiz. Bizim o dönemdeki ana eksiğimiz güçlü karakterleri yeteri kadar idare edememektir. Ben her birini kapısını genel başkan olduğum gün çalmaya başlayacağım bu büyük zeminli yürüyüşün inşası için.”