CHP İL BAŞKAN ADAYI ÖMÜR BOYUER, RAKİBİ ENDER BİÇKİ’YE SESLENDİ: CHP İL BAŞKANLIĞI MAKAMI KİŞİSEL İHTİRASLARIN VE HESAPLAŞMALARIN ARACI DEĞİL, KİŞİSEL SİYASİ KARİYER HEDEFLERİNİN SIÇRAMA TAHTASI HİÇ DEĞİLDİR. CHP’NİN KAPISINA SİYAH ÇELENK BIRAKAN KİŞİ, DENENMİŞ VE BİLİNEN ÜSTÜN BAŞARISIZLIKLARI İLE NAM SALMIŞTIR. BU KİŞİNİN İL BAŞKANI OLUP OLMAYACAĞI DEĞİL, ASLINDA PARTİNİN KAPISINDAN GEÇECEK YÜZÜ NEREDEN BULDUĞU SORGULANMALIDIR.”
CHP’de 16 Şubat’taki İl kongresi sürecinde bazı ilçe başkanlarının adayları birleştirmeye yönelik atraksiyonları parti içinde çok tartışılırken, İl Başkan Adayı Ömür Boyuer de bu sürece ilişkin çok sert bir açıklama yaptı. Boyuer, Ender Biçki’yi hedef aldığı açıklamasında, rakibini kumpas kurmakla suçladı. Boyuer’in açıklaması şöyle:
“CHP İL BAŞKANLIĞI MAKAMI KİŞİSEL HESAPLAŞMALARIN ARACI OLAMAZ”
“Yaklaşan CHP Balıkesir İl Başkanlığı Kongresi’nin öncesinde, kıymetli yol arkadaşlarım olan sizlere bir takım konuları ve sürecin seyrini açıkça beyan etmek istedim.
Partimizin bu sürecinde ilçe başkanlarının ve ilçe delegelerinin talepleri doğrultusunda aday sayısının düşürülmesi gündeme gelmiştir. Bu noktada İl Başkan adayı olan rakibimiz Ender Biçki ile gerek bire bir, gerekse de belirlenen bir hakem ile birlikte görüşmeler gerçekleştirdik.
Tabandan ve başkanlarımızdan gelen seslere kulak vererek yaptığımız bu görüşmelerin neticesinde açıkça ifade ettim ki; seçimi kazandığımızda hiçbir koşulda İl Başkanlığı makamından istifa ederek başka bir görev için aday olmayacağım. Fakat İl Başkanlığı Kongresi’ndeki rakibim bu görüşmelerde açıkça olası erken seçimlerde istifa ederek milletvekili adayı olacağını fakat mevcut İl Başkanı ile kişisel hesabı olduğu için de İl Başkanlığı seçimlerinde adaylıktan çekilmeyeceğini söylemiştir. Bu hesabın 2017 yılında yapılan il kongresinde, kendisine haksızlık yapıldığı savından yola çıkmaktadır.
Bu tavır siyasi etik ve siyasi ahlakımızla bağdaşmamakla birlikte örgütlerimizi küçük görmek anlamını taşımaktadır. Zira CHP İl Başkanlığı Makamı kişisel ihtirasların ve hesaplaşmaların aracı değil, kişisel siyasi kariyer hedeflerinde sıçrama tahtası hiç değildir.
“İLÇE BAŞKANLARININ KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR”
CHP İl Başkanlığı Kongresi’ndeki rakibim ve partimizin müstakbel istifa edecek il başkan adayı olan kişi, kişisel kavgalarını sürdürmek için çıktığı bu yolda ne yazık ki kendi ilçe delegelerinin fikrini almaksızın, toplantı yapan birtakım ilçe başkanlarının desteğini almıştır. Kendi delegelerinin fikrini almadan, onlara danışmadan ilçe başkanlarının verdiği bu karar yok hükmündedir! Tüzüğümüzde açıktır ki partimizde il başkanını belirleyen tek unsur, ilçe başkanları değil il delegeleridir. Bu sebeple kulak vereceğimiz tek çoğunluk, parti emekçisi olan üyelerimizin seçtiği ve onları temsil eden delegelerimizdir.
Mevcut İl Başkanına seçimi kazandırmamak tek kriter olamaz. Ve ne pahasına olursa olsun sadece bu kriter üzerinden hareket etmek birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuna aykırıdır. Biz “Balıkesir’de ortak aklı egemen kılacağımız bir gelecek” şiarıyla yola çıktık. Oysaki mevcut il başkanını destekleyeceğine inanılan ilçelerin dışlandığı bir kurulu etik bulmuyoruz. Yirmi ilçe bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapması gerekirken bazı ilçelerin bu kurulda yer almaması ve bunun da karar altına alınması parti içinde kutuplaşmaya ve ötekileştirmeye yol açmıştır. Bu düşüncemizi rakibimiz Ender Biçki ile paylaşmış olmamızın ötesinde mevcut il başkanına karşı olan ilçe başkanlarının oluşturduğu kurulla da paylaştık.
Kişileri değil anlayışları partide yönetimlere kazandıramadığımız sürece ortak aklı hayata geçirmemiz, parti içi demokrasiyi sağlamamız, paylaşmayı, dayanışmayı, yoldaşlığı hayata geçirmemiz mümkün değildir.
“BİR KURGU VE KUMPASIN YAŞANDIĞI AÇIK”
Aldığımız parti terbiyesi ve parti kültürümüz; ilçe başkanlarının oluşturduğu kuruldan alınan görüşme davetine icap etmeyi zorunlu kılmaktadır. Yaptığım görüşmede parti adına duyduğum kaygı ve itirazlarım dikkate alınmamıştır. Alacakları kararın parti tabanında ve adaylarda karşılık bulması, kabul görmesi gerektiğini ve gerekçelerinin geçerli olmasının zorunlu olduğu konusundaki uyarımın havada kaldığını üzülerek belirtmek isterim.
Asıl vahim olansa kurulun daha önce ki toplantılarına katılmayan ve ilçe temsilcisi olarak orada bulunan bir arkadaşın “sonucu yazı tura ile belirleyelim” önerisinin tartışılıp reddedilmesidir.
Ayrıca bu kurul toplantısına şiddetle karşı çıkan etik olmadığını savunan ve şahsıma da bunu ifade edip toplantıya katılmayacağını söyleyen ve rakibim Ender Biçki’ye desteklerini ifade eden iki ilçe başkanının üstelik davet edilmediklerini sadece merak ettikleri için orada bulunduklarını söylemiş olmalarına rağmen oy kullanmış/kullandırılmış olmaları; bir kurgu ve kumpasın açık kanıtıdır.
Biz; M. Kemal Atatürk’ün fikri hür vicdanı hür nesilleriyiz. Her türlü baskı ve dayatmaya boyun eğmeyiz.
Yapılan oylama sonucu üzerinden bir algı yaratacaklarını, delegeye sonucu dayatarak seçimleri şekillendireceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. Cumhuriyet Halk Partililer bu oyuna gelmez ve bu oyunu bozar.
“CHP DELEGELERİ ÖZGÜR İRADELERİ İLE OY KULLANACAK”
Komplo ve pazarlıkların şekillendirdiği ve yok hükmündeki oylama sonucu dahi rakamsal olarak rakibimizin önünde olduğumuzu ortaya koymaktadır. Dört ilçenin bize oy verdiği söylendi. Biz bu ilçeleri çok iyi biliyoruz ve bu dört ilçenin toplam il delege sayısı toplam 157 kişiyken; rakibimiz lehine oy kullanan ilçeleri temsil eden il delege sayısıysa 152 kişidir.
Kaldı ki; CHP Delegeleri özgür iradeleri ile oy verecek olup; başkanların iki dudağının arasından çıkacak sözcüğe ve pazarlıklara göre karar vermeyecek bilinçte, kararlılıkta ve niteliktedir. İlçe Başkanları bir kişinin siyasi kini ve kariyer hedefleri için örgütü yok sayarak başka bir hedefe sıçramasına nasıl bir motivasyonla destek veriyor, hangi pazarlıkların paydası oluyor belirsizdir. Fakat CHP Delegeleri o pazarlık masalarını ve kişisel menfaatleri ortaya koyan masaları dağıtarak; örgüte ve örgütlülüğüne şüphesiz ki sahip çıkacaktır.
“İL BAŞKANLIĞI KOLTUĞUNU KENDİ OYUNCAĞI GİBİ GÖRÜYOR”
İl Başkanlığı döneminde gençlerin tokatlanmasına göz yuman, Abdullah Cömert’in davasında partili gençlere hakaretler savuran bir kişiyi il başkanlığı koltuğunda görmeyi kim ister?
Değerimiz CHP’nin kapısına siyah çelenk bırakan kişi; denenmiş ve bilinen üstün başarısızlıkları ile nam salmıştır. Bu kişinin il başkanı olup olamayacağı değil, aslında partinin kapısından geçecek yüzü nereden bulduğu sorgulanmalıdır.
Kaldı ki ‘Sarı Güller’de aradığını bulamayan bu kişi, 2010 yılında koltuk kapabilme derdiyle partimizin kapısını çalmış, o dönemde de partili birçok arkadaşımız şahsı geçmişten iyi tanıdığı için güven duymayarak üyeliğine itiraz edip, şerh koymuşlardır. Bu şerhin sonucunda, merkez ilçe yönetim kurulu oybirliği ile üyelik başvurularını reddetmiştir.
Biz İzmir’in dağlarında açan çiçeklerin, ülkenin her yanında yeşermesi için mücadele ederken, ‘Sarı Güller’in kokusunun takipçisi olan bu zatın; Partimizin İl Başkanlığı makamını kendi oyuncağı olarak görmesine müsaade etmeyeceğimizi buradan da açıkça beyan ediyorum.” POLİTİKA