MUHALEFETİN SİYASİ ROTASINI ABD Mİ BELİRLEYECEK?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ENGİN ARICAN

 

COVID-19 salgınının dünyayı ve doğal olarak ülkemizi de olumsuz etkilediği ve üç binden fazla yurttaşımızın yaşamını kaybettiği, 83 milyonun evlerine kapandığı bir ortamda kendimizi bir anda değişik bir tartışmanın içerisinde bulduk.

Aslında, ’rejim’ tartışmaları eksenli Türkiye’nin ABD/NATO/AB’den yani uluslararası alanda Batı’dan hızla uzaklaşarak, eksen kayması yaşadığı, uluslararası alanda tercihlerinin ve önceliklerinin değiştiği, yönetimde otoriteleşme ile birlikte İslami-milliyetçi eğilimlerin güçlendiği, Batı’ya göre artık güven verici bir iktidar yapısı olmadığı yönündeki eleştiri ve değerlendirmelerin hiç biri yeni değildi. Bu ve benzeri iddialar zenginleştirilebilir.

 

ABD/NATO/AB BİZİ NE KADAR DA SEVİYORMUŞ

Bu kapsamda 2020 yılı başında yayınlanmış Gölge CIA olarak nitelendirilen Rand Corporation’ın 276 sayfalık Türkiye Raporu, ülkemizde başta ‘askeri darbe’ olasılığı olmak üzere değişik tartışmaların ve yorumların bir anlamda fitilini ateşledi. Meclis CHP Grup Başkan vekili  ile İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu ve Ragıp  Zarakolu’nun bir makalesi ile de ‘rejim’ ve ‘darbe’ konusu iç siyasetin ana gündem konusu olurken, siyaset dünyasında eleştiri ötesi karşılıklı suçlamalar ve yorumlar hemen herkesi ‘virüs’ muhabbetinden farklı alanlara taşıdı ve ne yazık ki Türkiye, iktidarı ve muhalefetiyle, değişik toplum kesimleri, sivil toplum örgütleri ve basınıyla   “yahu bu ABD yönetimi, Pentagon/CIA, RAND’ın Türkiye Raporu ile ne demek istiyor ve ne bekliyor” diye üzerinde ‘adam’ gibi konuşup, sorgulama, tartışma olanağı bulamadı..

Oysa ki, RAND’ın Türkiye Raporu’nun yayınlanması sonrası ABD Kara Kuvvetleri angajmanlı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün de 80 sayfalık bir raporu yayınlandı. Biri ABD’nin Hava Kuvvetleri diğeri Kara Kuvvetleri adına yapıldığı beyan edilen  her ikİ raporun yanı sıra yine Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nün “The Outlook for  Turkish Democracy:2023 and Beyond” – “Türk Demokrasisine Bakış: 2023 ve Ötesi” başlıklı, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve olası adaylar isim isim analiz edilip, değerlendiriliyor..

 

BİR VİRÜSLE DÜNYANIZ ÇÖKTÜ

Şöyle düşünebilirsiniz: ABD’de  COVID-19 salgını  nedeniyle vaka sayısı 1,5 milyonu aşarken, yaşamını kaybedenlerin sayısı da 100 bine yaklaşırken, cenazeler için morg, tabut  bulamaz ve gömecek yer sıkıntısı  yaşanırken, ABD’NİN BU NE TÜRKİYE SEVDASIDIR Kİ, ARDI ARDINA  TÜRKİYE RAPORLARI YAYINLANIYOR..!

Tüm bu raporları üst üste koyduğunuzda, şunu demek içinizden geçiyor: Ne de olsa büyük devlet ya..Biz,100-200 yıldır  bulunduğumuz bölgenin, yaşadığımız ülkenin kıymetini bilemedik, adamlar binlerce kilometre öteden bizim için hayıflanıp, dertlerimize dermen bulmak için kafa patlatıyorlar.. Tabii ki, YERSENİZ Kİ, ne yazık ki, aramızda YİYENLERDE VAR..!

 

ABD, ÖNGÖRÜ VE TALEPLERİ BİZE YABANCI DEĞİL

Yayınlanmış raporlarda, özetle, dertlendikleri konulara bir bakın:

-Partisi ve iktidarı ile Türkiye’yi Batı’nın çağdaş ve laik değerlerinden, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden hızla uzaklaştıran baskıcı-otoriter bir yönetim oluşturmuş İslamcı-milliyetçi  bir  ekonomik-politika izleyen Erdoğan, acilen yönetimden uzaklaştırmalı..!

-Türkiye ile Batılı Devletler arasında giderek genişleyen bir uçuruma dikkat çekilerek, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşma sürecinde 4 ana senaryo olduğuna işaret ediliyor. Buna göre Türkiye, gelecekte NATO içerisinde görüş ve duruş farklarına rağmen ‘zorlayıcı’ bir müttefik olarak kalacak; ya muhalefetin iktidara gelmesiyle Türkiye yüzünü yeniden Batı’ya dönecek, ya Ankara, Avrasya ve NATO arasındaki denge politikasının dozunu artıracak ya da NATO’dan tamamen çıkacak.

-Türkiye’nin AB, ABD ve NATO’yla olan çıkar çatışmalarına yer verilen raporda; Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi ve Doğu Akdeniz’deki proaktif politikası NATO açısından bir “tehdit” sayılırken, Türkiye’nin doğalgaz ve petrol arama girişimleri, “Yunanistan ve Kıbrıs’a yönelik agresif girişim” diye tanımlanmış. Türkkiye dış politikasının askerileştirildiğine ve milliyetçi eğilimlerin yükselişine dikkat çekiliyor.

– Terör örgütü FETÖ’nün darbeci elebaşı ,”Sufi İslami hareketin gönüllü sürgün lideri” diye tanımlanırken; PKK/PYD/YPG karşı Türkiye’de Irak-Suriye’de bölücü teröre karşı verilen mücadeleye karşı çıkılarak Türkiye’nin etnik olarak Kürtlere, hıristiyan azınlıklara ve Alevilere yönelik baskıcı, anti-demokratik uygulamalar içinde olduğu vurgulanıyor..

 

MUHALEFETİN SİYASİ ROTASINI ABD Mİ BELİRLEYECEK!?

-Rand Raporu da; Türkiye’de “ABD dostu bir siyasi muhalefet” ile çalışılması ve “NATO’cu askerlerle iletişim kurulması” mesajları vurgulanırken, Türk ordusundaki “orta kademe askerlerin” ordudaki tasfiyelerden rahatsızlık duyduklarına dikkat çekerek, şöyle deniyor:

“ABD, uzun vadeli bir strateji takip etmeli. Önümüzdeki on yıl boyunca ortak çıkarlar konusunda işbirliği yapabilecek demokratik bir muhalefetin rolünü geri kazanması durumunda Türkiye’nin güvenilir bir stratejik ortaklığa dönmesi mümkün olabilir ama buna yardımcı olabilecek girişimlere ihtiyaç var.  ABD askeri ve Türk Genelkurmay Başkanları arasındaki diyalogları derinleştirmek ve Türk savunma bakanının artan önemini dikkate alarak ABD-Türkiye Yüksek Düzeyli Savunma Grubu’nu canlandırmak için daha fazla çaba gösterilmelidir. ABD ordusu, Türkiye’nin yeni Ulusal Savunma Üniversitesinde müfredat geliştirmesine yardımcı olabilir ve Türkiye, ABD’deki okullara memur göndermeye devam edebilir.”

Türkiye’de aklı selim, namuslu, vatansever hangi yurttaşın önüne bu ‘rapor’ adı altındaki paçavraları koysanız, ‘Bu söylemler, raporlar kimin haddine..! Bu  yabancı, emperyal bir ülkenin iç işlerimize müdahalesi, ülke yönetimini kendi amaç ve çıkarları için dizayn etme çabasıdır..” der ve tüm bu hasmane anlayış ve çabalara karşı milletini uyararak, milli birlik ve beraberliğinin güçlendirilmesi, bir gediğe mahal vermemek, başta yaşamın her alanında ulusal  ekonomik- politikaları, yerli ve milli üretimi gözetmek için seferber olur.

Ulusal bağımsızlığın ve egemenliğin korunması, güçlendirilip, geliştirilmesi ve anti-emperyalistlik  lafla olmaz..!

Bu işin partisi, şucusu bucusu yoktur!

Çünkü, söz konusu vatan ise, gerisi teferruattır.. O nedenle, içimizdeki kısır tartışmaları bir yana bırakıp, fitili ateşleyene yüzümüzü dönelim..

Ayrıca;Türkiye’de yaşanan ‘darbe’ tartışmalarından hareketle,ABD Başkan ve yönetimi çıkıp da yada Pentagon ile CIA,”Biz de o dediğiniz şeye karşıyız”derlerse kimse şaşırmamalı..!

Esen  kalın..

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
MUHALEFETİN SİYASİ ROTASINI ABD Mİ BELİRLEYECEK?
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!