ERGÜN AYDOĞAN
Zorlama iptal sonrası kazansalardı ne diyeceklerdi demek ki, şaibe gerçekmiş, oylar çalınmış, hak yerini buldu!
Kaybettiler, hem de açık ara farkla, hezimet derecesinde…
Şimdi ne diyorlar, bakın gördünüz mü, Türkiye’de işleyen bir demokrasi var. Son sözü sandık söylüyor, sandığa inanmak, saygı göstermek gerekiyor! Bugüne kadar iddia edilen; sandığa inanmazlar, ne yapar ederler seçim sonuçlarını lehlerine çevirir, kaybetseler bile gitmez, iddiaları görüldüğü gibi doğru değil. YSK iptal etti, seçmen iradesini sandığa yansıttı, dünyaya ülkemizde demokrasinin sorunsuz işlediğini gösterdik diyorlar.
Sadece AKP medyası değil, AKP’nin üst düzey yönetici kadrosu da bu görüşü dile getiriyor. Hatta uluslararası toplantılarda bu seçim kaybını demokrasinin zaferi olarak sunuyorlar…
İstanbul dönüşünde uçakta, önceki dönemlerin etkili bakanlarından, kritik görüşmelere imza atmış, şu anda milletvekili olan kişi aynen bu minvalde değerlendirmeler de bulunuyor.
Dedim ki, sn bakan millet haksız mı? Bugüne kadar umudun yitirilmemesi inancında olan ben bile son gelişmeler karşısında; acaba bu defa ne yapacaklar, yine bir şey yaparlar mı, endişesine kapılmadım dersem yalan olur. Çünkü yarattığınız algı ve uygulamalar bu yöndeydi. Ama İstanbullu seçmenin gösterdiği sağduyu dış müdahaleye fırsat bırakmadı, net bir sonuçla faturayı kesti dedim.
Haklısınız dedi… Ama bakın bu sonuçla, seçimin tekrarını zorlayan sizler bile şimdi demokrasinin yerleştiğini sorunsuz, yöneticilerin halk tarafından değiştirildiğini söylüyorsunuz. Yani AKP’de bu sonuçtan oldukça memnun olmalı, İstanbullu seçmen sizi de dünyaya karşı korudu dediğimde malum sözler…
İlk defa bu düzeyde bir kayıp yaşadılar. Birinci seçimin sonucunu kabul etmeyerek daha önce iddia ettiğim gibi Türkiye’yi kaybettiler. Bundan böyle Türkiye’yi yönetmekte zorlanacaklar ve de yönetemeyecekler. İstanbul seçimlerine bu kadar anlam yükleyip sonra, bu sadece İstanbul belediye seçimi diyerek yükledikleri anlamı, anlamsızlaştıramazlar.
Neymiş? Bu sadece bir yerel seçimmiş, geçiniz. Ne diyordu Erdoğan, İstanbul’da tökezlersek, Türkiye’de sarsılırız. Şu anda, sarsılmanın hasar tespiti yapılmaya çalışılıyor. Bugüne kadar CHP’yi yerden yere vurarak eleştiren kamuoyu oluşturucuları, Erdoğan’a olağanüstü anlam yükleyenler; toplum AKP’den henüz umudunu kesmedi. Erdoğan, kadrolarda ve politikalarda yapacağı değişikliklerle toparlar, vardır bir bildiği! Hiçte öyle gözükmüyor. Erdoğan’ın bir bildiği vardır, kaybedeceği seçimi tekrarlatmaz, kaybedeceği seçime girmez efsanesi çöktü!
Bakın… sokak dahil herkes İstanbul’u, Ekrem İmamoğlu’nu konuşuyor.
Buradan çıkarak uzun süredir konuşulan siyasette olacaklar değerlendiriliyor. Ve hazırlıkları uzun süredir devam eden yeni siyasi oluşumlar kaçınılmaz. Sonbahar da, siyaset hareketlenecek, kamuoyunca bilinen Babacan ve Davutoğlu ayrı ayrı veya bir araya gelerek partilerini kuracaklar. Macun tüpten çıktı, çıkan macunun tekrar tüpe girmesi imkansız.
İKİNCİ KEZ MAZBATA EKREM İMAMOĞLU’NDA
Tartışmaya yer bırakmayacak şekilde, 806 bin gibi görülmemiş bir farkla İstanbul’u ikinci kez, Binali Yıldırım’a karşı değil, Erdoğan’a karşı kazandı.
Birinci seçimi yok saymak istediler, mazbatayı vermek istemediler, resmi mazbata töreni bile yapmadılar. O da olmadı, İl Seçim Kurulunun verdiği mazbatayı görmezden geldiler olmaz, YSK vermeli dediler. Ve İstanbullu ‘Mazbatayı’ ben veririm dedi, verdi. Bu kez olması gerektiği gibi resmi törenle mazbata verildi. Yani yine YSK değil, İl Seçim Kurulu mazbatayı verdi. Kayyum validen devir teslimle, 25 yıl sonra CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’na İstanbul’un mührü teslim edildi.
806 bin farkla mazbatayı veren İstanbullu Saraçhane’ye yığıldı. Bugüne kadar görülmemiş bir coşkuyla Saraçhane’ye akın eden İstanbullu Ekrem İmamoğlu’na sahip çıktı.
İstanbul’u vermek zorunda kalanlar şimdi seçilmiş başkana engel çıkarma arayışındalar. Bugüne kadar olan uygulamaların aksine iştiraklere atama yetkisini elinden almaya, ulaşımı yavaşlatmaya, çeşitli engel çıkarma arayışındalar.
Millete hizmetkar olmaya geldik, millet neyi emrederse onu yaparız diyenler, millete yapılacak hizmeti engelleme arayışındalar. Sonuç alabilirler mi? Kolay değil. Milletin gözü önünde olan her şeye millet kayıtsız kalamaz, zamanı geldiğinde faturasını keser.
Seçim bitti, şimdi hizmet zamanı, biriken sorunları çözme zamanı.
| Tepki verilmemiş
Tepki Ver