KRİZ AKP İKTİDARININ KÖTÜ EKONOMİ YÖNETİMİNİN SONUCUDUR

CHP İl Başkanı Serkan Sarı, ekonomik krizin AK Parti hükümetinin kötü ekonomi yönetiminin bir sonucu olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krize dikkat çeken Sarı, “Ülkemizde ve tüm dünyada pandemi sebebi ile kapanan ekonomiler hatırlanacağı üzere haziran başında tekrar açılmaya başlanmıştı. Ülkeler arası seyahat yasaklarının kademeli olarak kalkması ile ülkemize yurtdışındaki gurbetçi vatandaşlarımız ve yabancı turistlerin girişi Haziran’dan bugüne devam etmektedir. Kavgalı olduğumuz Avrupa Birliği “Kontrollü Sosyal Hayat”ı tatbik edemeyen AKP hükümetinin zafiyetlerini fırsata çevirmiş; ülkemizi seyahat edilmesi riskli bölgeler kategorisinden bu sürede neredeyse hiç çıkarmamıştır. Bugün geri dönüp baktığımızda turizm pastasından pay almak adına Haziran başından itibaren manipüle edildiğini sahadan öğrendiğimiz vaka sayıları ne hikmet ise sezonun bitmesine yakın tekrar artışa geçmiş(!) ve yasaklar tekrar konuşulmaya başlanmıştır” dedi.

 

Sarı’nın açıklaması şöyle:

 

TOPLUM SAĞLIĞI HİÇE SAYILMIŞTIR

“Toplum sağlığını hiçe sayarak salt ekonomik endişelerle kamuoyunu yanıltmanın ve toplumu rehavete sürüklemenin bedelini bugün bölgeselde olsa kontrolden çıktığını gördüğümüz vaka sayıları ve tekrar artışa geçen ölümler ile üzülerek tecrübe ediyoruz. Halkımıza günlük ekonomik faaliyetlerinden sosyal hayatlarına kadar bütün kademelerde ciddiyetle virüs tedbirlerine bağlı kalmalarını şiddetle öneriyor, hükümet yoksa CHP var diyerek bu süreçte başından bugüne kadar olduğu gibi yanlarında yer almaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyoruz.

 

ÖTELENMİŞ ÖDEMELER BÜYÜK SORUN

Pandemi döneminde ertelenen vergi prim ve kredi taksitleri Ekim ayında ödenmeye başlayacağından çok büyük bir kriz kapıdadır. Yeni normal diye ilan edilen dönemde iş dünyası ve esnaf, ekonominin kapandığı dönemin zararını kapatamamışken ertelenen ödemeleri yapabilmeleri olanaksızdır. Vergi aflarına prensip olarak karşı olmamıza rağmen yüzyılın en önemli bu salgınında gerçekten ihtiyaç doğmuştur. Kamu ve özel bankaların kredi alacaklarının yeniden yapılandırılarak uzun vadelere yayılması yurttaşlarımıza nefes aldıracaktır. Hükümetin bu konuda yapıcı bir çalışma ile hem pandemi başından bu döneme ötelenen borçlara yönelik atacağı adımları hem de yeniden kapanma durumu ile oluşacak yeni mağduriyetlere karşı ortaya koyacağı çözümleri büyük bir ciddiyetle takip edeceğiz. Bu ülkenin işçisi de emekçisi de esnafı da iş insanı da çaresiz değildir.

 

TEŞVİK DÜZENLEMELERİ İLE BALIKESİR MAĞDUR EDİLMİŞTİR

İş dünyasının son dönemde özellikle bölgesel teşvik sistemi düzenlemesi ve devamında geçtiğimiz haftalarda yapılan ÖTV düzenlemesi ile ciddi şikayetleri hepimizin malumudur. Teşvik uygulaması ile şehrimiz Balıkesir mağdur edilmiş idi. Bu konudaki rahatsızlığımızı sıcağı sıcağına kamuoyu ile paylaşmıştık. Türkiye’de çok büyük bir paya sahip otomotiv sektörü ise derin bir krizin içindedir. Büyük ölçüde ithalata bağlı olduğumuz ve döviz kuruna endeksli bu sektörün temsilcileri için hükümetin çözüm önerisi zamdan öteye geçememektedir. Her seferinde bir öncekinden daha yüksek miktarda bir zam ile sektör durma noktasındadır. Fakirleşen halkımız bugün baktığımızda ikinci el otomobil bile alamaz duruma gelmiştir.

 

“VATANDAŞIN SESSİZLİĞİ İKTİDARA BİR MESAJ”

Ülkemiz iki yıl önce olduğu gibi bugün de yeni bir kur krizi ile karşı karşıyadır. Faizin enflasyonun gerisinde kalmasıyla reelde negatif faiz ile beraber paramız özellikle son 1 ayda hızla değer kaybetmiştir. Halbuki biz bu senaryoyu görmüştük: Saraydan aldığı talimatlarla iradesiyle karar almaktan yoksun Merkez Bankası tıpkı iki yıl önce olduğu gibi bugün hamle yapmakta yine çok geç kalmıştır. Bugün 7.8’e dayanan ve her gün rekor tazeleyen Dolar/TL paritesi karşısında vatandaşımızın sessizliği duyarsızlığından değildir. Bu sessizlik vatandaşın artık dayanacak gücünün kalmaması, bütün birikimlerinin kur ve faiz sarmalında eriyip bitmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tepkisizlik hükümeti bugün belki de sevindirebilir ancak üzerine uzun uzadıya düşünmesini gerektirir. Bu büyük ve derin sessizlik hükümeti götürecek ve partimizi iktidara taşıyacaktır.”

Exit mobile version