KILIÇDAROĞLU’NDAN FETÖ SORULARI

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”Devletin en mahrem yerlerine FETÖ’nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ’nün siyasi ayağı diyoruz. Araştırma önergeleri veriyoruz reddediyorsunuz, FETÖ’cülere methiyeler düzüyorsunuz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin gurup toplantısında konuştu.
Hayatını kaybeden şehitlere rahmet dileyen Kılıçdaroğlu,”İdlib’ten şehitlerimiz geldi. Piyade Uzman Onbaşı Fatih Saylak, Piyade Uzman Onbaşı İbrahim Halil Açıkgöz, Piyade Uzman Onbaşı İbrahim Albayrak, Piyade Uzman Onbaşı Enes Alper ve Piyade Uzman Onbaşı Davut Özcan. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye, Ortadoğu’da egemen güçlerin taşeronluğuna soyunmamalıdır. Askerlerimiz bu nedenle şehit olmamalıdır.
Onlar bizim onurumuz, onlar bizim gururumuz. Onlar bu güzel vatanda hepimiz rahat yaşayalım diye canlarını feda ettiler” dedi.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir baba kendi çocuğuna yiyecek bir şey götüremezse, aylardır işsizlik çekiyorsa ve tek çare olarak kendini yakıyorsa hepimizin vicdan muhasebesi yapması lazım. Beni üzen bir vicdansızlığın altına bir kadının imza atmış olmasıdır. Burada ‘FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım’ dedim. Devletin en mahrem yerlerine FETÖ’nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ’nün siyasi ayağı diyoruz. Çünkü bu yetkiyi ancak belli kişiler kullanabilir. O nedenle devletin kılcal damarlarına FETÖ’nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ’nün siyasi ayağı denir. Araştırma önergeleri veriyoruz reddediyorsunuz, FETÖ’cülere methiyeler düzüyorsunuz. İktidardaki parti FETÖ’cüleri devletin kılcal damarlarına yerleştirirken ben bunların terör örgütü olduğunu bilmiyordum diyebilir mi? Devleti yöneten hiçbir yönetici söyleyemez.”

KILIÇDAROĞLU’NDAN 20 FETÖ SORUSU

“1) OHAL İnceleme Komisyonu Raporu’nda tanımlandığı şekliyle, bir terör örgütü “devletin tüm kılcal damarlarına” nasıl sızar?
Terör örgütünün üyelerini devletin tüm kılcal damarlarına yerleştiren irade, “siyasi ayak”tır.
2) Terör örgütünü devletin en hassas birimlerine yerleşmesine izin veren siyasi irade yani siyasi ayak kimdir?
FETÖ’nün önünü açan siyasi otorite, FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı: Recep Tayyip Erdoğan’dır.
3) Terör örgütünün devletin kılcal damarlarına yerleşmesini; esnaf, sanayici, sivil toplum örgütü ya da parlamentoda olup iktidarda olmayan bir muhalefet partisi sağlayabilir mi?
Hayır…
4) İktidardaki parti, terör örgütü üyelerinin devletin kılcal damarlarına yerleştirirken, “ben bunların terörist olduğunu, devletin içinde yapılandıklarını bilmiyordum” diyebilir mi?
Bir devlette adalet, liyakat varsa, devleti oluşturan kurumlar devletin ve milletin bekası için çalışıyorsa diyemez.
5) FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu?
Evet izleniyordu. 3 Nisan 1991 tarihli istihbarat raporunda Fetullah Gülen ve CIA bağlantıları saptanmış ve devletin ilgili birimlerine bildirilmiştir.
6) Sadece 1991 yılında mı MİT raporu düzenlendi?
Hayır… MİT, FETÖ’yü düzenli olarak izliyor ve ilgili kurumlar ile Milli Güvenlik Kurulu’na bildiriyordu.
7) FETÖ ile ilgili istihbaratı sadece MİT mi topluyordu?
Hayır… Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de onlarca raporu var.
8) Milli Güvenlik Kurulu FETÖ ile mücadele edilmeli, gerekli önlemler alınmalıdır diye karar aldı mı?
Evet… 25 Ağustos 2004 tarihli MGK’da, 481 sayılı kararla hükümete FETÖ ile mücadele görevi verilmiştir ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan 2016’da, “…dedik ki bir ortak yanımız vardı. Aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının bambaşka niyetinin. Siyasi planların örtüsü olduğunu göremedik” dedi. Oysa 12 yıl önce MGK’da önüne konmuş ve kendisi de okumuştu. Ama aynı menzile gittiği için korudu.
9) 25 Ağustos 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararı ile ilgili dönemin Hükümeti gerekli önlemleri almış mıdır?
Hayır… Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, “Bu karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Bütün toplumsal ve siyasi risk hükümet adına Sayın Başbakanımız, hukuki riski ise ben üstlenmiştim” diyerek, MGK kararlarının sumen altı edildiğini itiraf etmiştir.
10) Milli Güvenlik Kurulu’nun kararına rağmen FETÖ elemanlarının devletin kılcal damarlarına yerleştirilmesine devam edildi mi?
Evet. Güzelim ülkemize ihanet edilerek, FETÖ unsurları emniyet, yargı, ordu, maliye, TÜBİTAK, MİT, YÖK ve TİB gibi devletin en kritik kurumlarına aşama aşma yerleştirildi.
11) FETÖ’nün yürütme organının yetkilerini aşan talepleri nasıl yerine getirildi?
TBMM devreye sokuldu ve FETÖ’nün tüm talepleri yasalaştırıldı.
Yasa değişiklikleriyle FETÖ’cülerin kitleler halinde devletin en kritik kurumlarına yerleşmesi sağlandı. Örneğin 6110 sayılı yasa değişikliğiyle Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 FETÖ’cü atandı.
Bunların çoğu bugün ya hapiste ya da firarda…
12) FETÖ’cü hakim ve savcılara koruma kalkanı oluşturuldu mu?
Evet… Sayın Prof.Dr. Mehmet Haberal kendisini kasıtlı olarak tahliye etmeyen hakimleri tazminata mahkum ettirdi. Hemen bir kanun değişikliği ile tazminat davalarının hakim ve savcılara değil, devlete açılması sağlandı, FETÖ’cülere “Sen kararı ver kardeşim parası neyse biz veririz” denilerek, yeni hukuksuzlukların önü açıldı.
13) Toplu FETÖ’cü yerleştirme sadece Yargıtay ve Danıştay’da mı oldu?
Hayır… Türk Silahlı Kuvvetleri’nde de “17-25 Aralık rüşvet olayları”nın ayyuka çıkmasından sonra benzer adımlar atıldı.  İktidarın bu noktadaki sorumluluğu, iddianamelerde “Örgüt ayrıca TSK kademesinin tamamını mümkün olan en kısa sürede ele geçirmek maksadıyla, generalliğe terfi için albaylıkta bekleme süresini 4 yıla indirerek henüz şûra sırası gelmeyen mensuplarını terfi havuzuna dahil etmiştir. Son olarak, kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK’dan tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir” şeklinde açıkça tespit edilmiştir.
14) FETÖ’cüleri devlete yerleştiren siyasi irade, devlette liyakati göz ardı mı etti?
Evet… FETÖ’cü olmak devlette post kapmanın en önemli unsuru oldu. FETÖ Çatı İddianamesi’ndeki “Türkiye, sırf Fetullah Gülen Cemaatinden olmanın kamuda atama ve yükselmede yeterli tek kriter olduğu bir dönem yaşamıştır” ifadesi bunun delilidir.
15) “17-25 Aralık rüşvet olayları”nın kamuoyuna yansımasından sonra FETÖ ile barışma girişiminde bulunuldu mu?
Evet… Gazeteci Fehmi Koru, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Fetullah Gülen ile bir gidin, görün, konuşun”  dediğini yazdı. Bu görüşmeye neden ihtiyaç duyuldu? Daha büyük pisliklerin ortaya çıkmaması için…
16) “17-25 Aralık rüşvet olayları”ndan sonra 15 Temmuz darbe girişimine kadar geçen 2.5 yıllık dönemde, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı Hükümeti uyarmış mıdır?
Evet… 2.5 yılda MGK 15 toplantı yaptı ve her toplantıda devlet içindeki illegal yapılar Hükümet’e raporlandı. Ama hiçbir önlem alınmadı.
17) Devletin “Kozmik Odası”nı, namusunu FETÖ’ye kim açtı?
Devletin mahremi için “açın” talimatını veren FETÖ’nün siyasi ayağıdır! Kozmik Oda’nın açılması talimatını veren Recep Tayyip Erdoğan’dır.
18) Sayın İlker Başbuğ FETÖ’nün siyasi ayağını mı açıkladı?
Sayın İlker Başbuğ, önergeyi getirenleri, önergeye destek verenleri açıkladı. (Ayak takımını açıkladı) Asıl ayak yukarıda, Saray’da…
19) TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun raporu yayınlandı mı?
Hayır… Komisyon, Recep Tayyip Erdoğan’ın izin vermemesi nedeniyle dönemin MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı’nı dinleyemedi. Yine Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesi ile çalışmalarını erken bitirdi ve raporu yayınlanmadı.
20) FETÖ ile gerçekten mücadele ediliyor mu?
Hayır…
ByLock’çuların listesi neden açıklanmadı?
15 Temmuz gecesi bakanların, siyasilerin nerede olduğu, HTS kayıtları neden açıklanmıyor?
15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, kimlerin hangi görevlere getirileceği belliydi. Bunlar neden açıklanmaz?
Parası olan Fettah Tamince gibiler dışarıda, güçlü olanlar dışarıda, kayınpederi güçlü olanlar dışarıda…”

Exit mobile version