Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük depremin ardından Balıkesir’e ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Daha önce, Gökçeyazı fayı ile Şehir Hastanesi’nin yakınından geçen fayla ilgili açıklamalarda bulunan Aytekin “14 gün boyunca deprem bölgesinde çalıştık. Depremin en çok yıkıcı etkisini gördüğümüz Adıyaman’da vatandaşların yanına koştuk, enkazdan yurttaşlarımızı çıkardık, gelen yardımları köy köy gezip dağıttık. Maalesef Adıyaman’da sorunlar hala devam ediyor. Çadır yetmiyor. AFAD işi eline yüzüne bulaştırdı. Buradaki depremin yıkıcılığına bakınca, Balıkesir’imizin risklerini daha net görüyoruz. Balıkesir ciddi tehdit altında bir şehir. Ve burada gördüğümüz basiretsizlik, bizi korkutuyor. Deprem riski taşıyan her ilde olduğu gibi Balıkesir’de de acilen adımlar atılmalı, Balıkesir için herkes elini taşın altına koymalı” ifadelerine yer verdi.
CHP’li Aytekin’in açıklaması şöyle:
Türkiye tarihinin en acı tablosunu yaşıyoruz. Resmi rakamlara göre 41 bin insanımızı kaybettik. Bu sayı, acıdır ki ölüm belgesi olan kişi sayısı. Köylerde, ulaşılamayan yerlerde insanlar ölüm kağıdı başvurusu yapmadan defnedildi. Bu tabloyu bu ülkeye yaşatanlar bu vebalin hesabını illa ki verecek. Depremin olduğu ilk andan itibaren, AFAD’ın tek koordine merkezi olduğunu görüyoruz. Bu da yıkımın şiddetini arttırdı. Enkazlara ulaşılamadı, insanlarımız acı bir şekilde hayatlarını kaybetti. Liyakatsizliğin bedelini on binlerce insanı katlederek, yüz binlercesini göç ettirerek ödüyorlar. Depremin 16. Günü geride kaldı ve hala çadır sorunu yaşıyoruz. milyarlarca lira reklam parası topladılar. Nerede bu para, neden konteyner kentler yapılamıyor, neden hala çadır sorunu yaşanıyor? Bunun izahı yok. Afet bir doğa olayıdır. Doğa acımasızdır. Ama yüzyılın felaketi denilen şey, bizzat tek adam yönetimidir. Ben bilirimci tavırları, kibirli kibirli hareketleri vatandaşı perişan etmiştir. Bunun hesabı elbette sorulacak!
Depremin üzerinden 16 gün geçmiş, hala çadır bulamıyor insanlar. Güçlü devlet, basiretsiz insanların, liyakatsiz kişilerin elinde nasıl hantallaşır hep birlikte acıyla yaşıyoruz. Enkazlarda hala yaşam emaresi varken, iş makineleri ile müdahale ettiler. Geçtiğimiz akşam Hatay merkezli yaşanan deprem sonrası yine canlarımızı kaybettik. Beyefendiler, utanmadan sıkılmadan evlere girmeyin diye uyarı yaptılar. İnsanlar çocuklarına kıyafet almak için evlere girdiler, veremediğiniz malzemeleri temin etmek için eve girdiler. Çadır vermiyorsunuz, sorun çözmüyorsunuz, çocuklarda ishal başladı, tuvalet dahi koyamıyorsunuz, insanlar nerede kalacak cevap veremiyorsunuz ama eve girmeyin diyorsunuz. Ne yapacak bu insanlar? İnsanları mağdur eden doğal afet değil, yüzyılın felaketi olan tek adam sistemi! Denetimsizlik, tedbirsizlik, plansızlık, koordinasyonsuzluk!
Balıkesir İçin Herkese Görev Düşüyor
Bu depremin karşısında alınmayan tedbirleri yaşayarak tecrübe edince, insan ister istemez 1.derece deprem bölgesi olan Balıkesir için endişe ediyor. AFAD tüm ülkede olduğu gibi Balıkesir’de de İl Afet Risk Azaltma Planı hazırlamış. Bütün tespitler orada var. Ayrıca AFAD’ın kırmızı eylem planları var. Bu kapsamda Balıkesir’de 101 kırmızı eylem planı var. Bunların 42’si deprem, 53’ü taşkın, 3’ü yangın, 3’ü de tüm afetlere ilişkin hazırlık süreçlerini kapsıyor. Peki bu plan yıkılan 10 kent için yok muydu, vardı. Demek ki plan istediği kadar kusursuz olsun uygulama kabiliyeti yoksa plan sadece kağıt israfına dönüşüyor. Bu planda organizasyon şemasına bakıyoruz. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında yapılıyor. Tüm Türkiye’de aynı şema kullanılıyor. Ama bu planda koordinasyonda ve müdahalede askere yer verilmiyor. Sadece İl Jandarma Komutanlığı Çözüm ortağı olarak, tahliye ve yerleştirmeden sorumlu kılınıyor. Askerin müdahale etmesi istenmiyor. Yani 10 il yıkıldı, insanlar kendini paraladı askeri sahaya çıkarın dedi. Ordu TAMP içinde organizasyonda görevlendirilmediği için afet planında yer almadı. Bunun sonucu felaket oldu. Bir deprem oluyor, AFAD görevlisinden o ildeki itfaiyeciye, ambulans şoförüne, hastane görevlisine kadar hepsi o şehirde ikamet ediyor. Tıpkı bu 10 ilde olduğu gibi plan kapsamındaki tüm görevliler, ilk önce kendilerini sonra ailelerini kurtarmak istiyor. Bu çok insani bir durum, eleştirilecek hiçbir yanı yok. Bu konuda en çabuk koordine olacak birim ordu. Emir komuta zinciriyle olay yerine gidebilecek, aileleri o şehirde ikamet etmeyen ve doğrudan müdahale edebilecek yegane kurum Ordu. Silahlı Kuvvetler bünyesinde Doğal Afetlere Yardım (DAFYAR) direktifi olarak bilinen bu direktif en son 2000 yılında güncellendi. Ve bu plan bugün iptal edildi. Bunun izahı yok.
Sulak Alanı İmara Açmak Cinayete Teşebbüstür!
Balıkesir için herkes taşın altına elini sokmalı. Balıkesir yıkıcı deprem bölgesi. Yüzey faylanması mevcut bir il. Doğrudur, 20’den fazla fay var. Bunların içinde Edremit Fayı, Yenice- Gönen Fayı, Balıkesir fayı, Edincik fayı, Simav-Sındırgı fay segmenti, Gökçeyazı fayı ve Biga yarımadasından geçen Sarıköy fayı 7’den büyük deprem üretme kapasitesine sahip faylardır. Evet bilim insanlarının da işaret ettiği gibi bir bombanın üzerinde oturuyoruz. Ama bu bomba patlamadan alabileceğimiz tedbirler var. Birçok ilçemizde zemin sıvılaşması tehditi taşıyoruz. Dolayısıyla bu noktada yerel yönetimlerin öncülük edeceği büyük işler var. Bir kere sulak alanları imara açmak cinayete tam teşebbüstür. Hiçbir şekilde izahı yoktur. Aynı şekilde hastaneleri, kamu binalarını fay hattına yakın yapmak tarihi bir skandaldır. İşte İskenderun Devlet Hastanesi bu skandaldan nasibini almıştır. Dolayısıyla 20 ilçemizde de tüm imar planları gözden geçirilmeli ve konutlar incelenmelidir. Bu depremde gördük ki, deprem yönetmeliğinin olması bir şeyi ifade etmiyor, bir şekilde yolunu bulup yönetmeliğin dışına çıkılıyor. Hiçbir şey olmazsa İmar Affı çıkarılıp katliama onay veriliyor. Bina 4 kat taşıyabilecek şekilde inşa edilmiş, buna göre beton ve demir yoğunluğu var ama kişi geliyor, üzerine kat çıkıyor ve binaya taşıyamayacağı yükü bindiriyor. İşte cinayet böyle işleniyor.
Şimdi bu afetten bizlerin de çıkaracağı çok büyük dersler var. Dolayısıyla yapmamız gerekenler var. Balıkesir’de akademik odalar sırf tabela olsun diye kurulmuyorlar. Bu insanlar bilim insanları. Görüşlerini dinlemek, yönlendirmelerine göre hareket etmek karar alıcıların temel görevidir. Daha fazla vakit kaybetmeden, derhal tüm birimler koordineli şekilde çalışmaya başlamalı ve somut adımlar atılmalıdır. Aksi halde, 10 ilde gördüğümüz yıkımı görmemiz kaçınılmazdır.