DP İL BAŞKANI GÜMÜŞYAY: 18 YILDA 90 YILLIK BİRİKİMİ SATTILAR

 

Demokrat Parti Balıkesir İl Başkanı Işın Gümüşyay’dan koronavirüs salgınıyla ilgili alınan tedbirler, ekonomik ve toplumsal duruma ilişkin saptamalar. 

“Şüphesiz en önemli gündemimiz korona virüs salgını. Salgının geldiği nokta kadar, salgını kontrol altına almakla mükellef bir siyasi kadronun deneme yanılmaları, gerçekleri sümen altı ettikleri bir süreci de geride bıraktık. Elbette bütün bunların maliyetini yine milletçe ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz.

Hastalığın geldiği noktanın vahameti bir yana, iktidarın oynadığı sayılar, hastalığın ciddiyetini hayli artıran bir rehavete sebep oldu. Nitekim sonuçta gerçek sayıları açıklamak zorunda kaldılar.

 

“İki haftadır aldıkları tedbirler göstermelik!”

Bunca zaman “bu sayılar gerçek değil” diyenleri ihanetle suçlayanlara sormak lazım; kim ihanet etti? Düşük gösterdiğiniz sayılarla, “iyi noktadayız” sözleri ile ve tedbir almak yerine telkin etmeyi seçmeniz sebebiyle bakın ne hale geldik?

Ülkenin çeşitli yerlerinden gelen vefat sayıları çok ürkütücü ancak bundan daha da ürkütücü olan şey; sizlerin sorumluluğu halen vatandaşa yıkıyor olmanız, her zamanki gibi başarısızlığı kabul etmiyor oluşunuz.

 

“Çalışanlar çocuklarını nereye bırakacaklar”

Milletimizin kafası yasaklar konusunda da çok karışık. Kim ne zaman sokağa çıkabiliyor, kim haftanın hangi günleri hangi saatlerde sokağa çıkabilir, kim çalışacak, kim evde kalacak. Evde kalanlar ne ile geçinecek, ne yiyip ne içecek? Sadece kamu çalışanlarına mı sahip çıkacak bu iktidar, özel sektörde ve özellikle asgari ücretle geçinmek zorunda kalan vatandaş ne yapacak? Olağanüstü çabayla peş peşe vardiyalarla çalışan sağlık çalışanları çocuklarını dahi bırakacak bakımevi/kreş bulamayacak mı? Kreşler de uzaktan bakım mı yapacak?

Bütün bu sorular öylesine çılgın sorular ki adeta çok bilinmeyenli denklem.. İnanınız, üniversite sınavı soruları bunun yanında çocuk oyuncağı kalır.

 

“Bilim Kurulu Üyelerini günah keçisi ilan edecekler”

Son iki haftadır “yasak savma kabilinden” yasaklarla göstermelik bir tedbir dönemine girdik. İşin uzmanlarının önerilerine uymak yerine, yine kulak tıkladıklarını gördük. Dahası, “sorumluluk bilim kurulunun” derlerken kendileri için kadim bir anlayış olan “günah keçisi” ilan etme gayretlerine bir kez daha tanık olduk.

Ve bir kez daha kani olduk ki, iktidar sahipleri uslanmazlar, akıllanmazlar. Kabul etsinler artık; beceremediler, beceremiyorlar, beceremeyecekler.

 

“Milletten yana değil, sermayeden yanalar”

Salgınla ilgili aldıkları tedbirlerin yeterli olmadığını görmek için son iki haftada ortaya çıkan sonuca bakmak yeterli gelir. Bakın sonuca; ülkemizde yoğun bakımlar kırmızı alarm veriyor.

Daha sıkı tedbirler alamayacak olmalarının sebebinin ise milletten değil sermayeden yana olduklarından kaynaklandığı da artık alenen bilinen bir gerçektir.

 

“Hazinede 1 Lira kalmadı”

Dahası iki haftalık tam bir kapanmaya karar veremeyecek olmalarının arkasında yatan neden ise 1 Lira bırakmadıkları hazinedir. Milletin elinde, avucunda ne varsa onlar da zamlarla eridi, enflasyona yenildi. Salgının etkisi ile millet daha da zora girdi.

 

“Milleti hem malından hem canından ettiler”

Bakın salgın sürecinde icra davalarının dosya sayısı 26 milyon 154 bine ulaştı. 486 bin 286 kişi bankalara borcunu ödeyemediği için kara listeye alındı.

Kötü ekonomi yönetimi ile önce milleti malından ettiler. Salgını yönetemeyerek ise milleti canından ettiler.

 

“İktidara gelirken simitle hesap yapanlar,  iktidara geldikten sonra simidin tadını unuttular”

Bu hafta asgari ücret tespit komisyonu toplanacak. İktidara gelirken simitle hesap yapan, geldikten sonra simidin tadını unutan, milletten yana olmayı bir türlü başaramayan iktidar yine işçinin, çalışanın taleplerini duymayacak. Çarşı, manav, bakkalı yalnız yüzlerce araçlık konvoyları ile geçerken göz ucuyla görenlerin hayat pahalılığını bilmelerini elbette beklemiyoruz, lakin en azından havuz medyası dışında başka bir kanalın haberlerine bakmalarının bile yeterli olacağını düşünüyoruz. Bir de istirham ediyoruz; patronları küstürmemek için milleti kıvrandırmaktan vazgeçin. “Ülkeyi anonim şirket gibi yönetiyorlar”

Tabi biz bunları söylerken, bu sırada bir de geçtiğimiz hafta, Katarlı eşe dosta yine onlarca kıymetimizi, ihalesiz, şartsız sattılar.

Ülkeyi anonim şirket gibi yönettiklerini söylemişlerdi ya, tam da ona uygun davrandılar, keyiflerince, babalarının malı gibi sattılar.

 

“18 yılda, 90 yıllık birikimimizi sattılar”

Hesap soracak kimse olmadığını bildikleri, denetlemeye kimsenin cesaret edemeyeceğinden emin oldukları, “Dur!” diyecek bir yargı kurumunun kalmadığını sağladıkları için, kafalarına göre sattılar. Bunlar 18 yılda, 90 yıllık birikimimizi sattılar; geçmişimizi sattılar, bugünümüzü çaldılar, geleceğimize ipotek koydurdular.

 

“Bir kişinin hazırladığı bütçe Genel Kurula gelecek”

Yetmiyor bunlara, yetmedi de. Malum, milletimizin adına Meclisimizin kullandığı bütçe hakkını da almışlardı. Dünümüzü satmaları yetmeyince, bugün kazandığımızın nereye harcanacağına da kendileri karar vermek istediler. Nihayetinde ise 16 Nisan Referandumu ile Bütçe hakkını gasp ettiler. Meclisin en önemli umdesini, vazifesini budadılar.

İki haftadır Plan Ve Bütçe Komisyonu’nda tek bir kişinin yaptığı bütçe görüşülüyor. Daha doğrusu o bir kişinin yaptığı bütçenin tanıtımına tanık oluyoruz. Önümüzdeki hafta da Genel Kurula gelmesini bekliyoruz.

 

Buradan milletimize bir çağrımız var:

Meclis televizyonunu izleyin. Bakın; paranız, vergileriniz nerelere gidiyor. Meclisin elinden bütçe yetkisi alındı belki ama asıl yetkinin sizde olduğunu hatırlayın. Takip edin, gerçekleri görün ve hesabını meşru zeminlerde, sandıkta sorun.

Sorun bakalım, millet 2300 TL ile geçinmeye çalışırken kimler neden 123 bin TL maaş alıyor, sorun bakalım millet kirasını ödeyemezken, misafir ağırlamaya milyonlar harcayan hangi kurumlar bütçesine zam üstüne zam alıyor.”

 

Exit mobile version