CİHAN PAÇACI: TÜRKİYE PARTİ DEVLETİNE DÖNÜŞTÜ

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Cihan Paçacı, Metin Ergun ve Ümit Özlalebir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Balıkesir’e geldi. Sabah saatlerinde parti binasında düzenlenen basın toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Cihan Paçacı gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İYİ Parti’nin kurulduğu günden bu yana Türk siyasi tarihine farklı bir soluk getirdiğini kaydeden İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Cihan Paçacı, Türkiye’yi karış karış gezerek vatandaşların yaşadıkları sorunları yerinde tespit etmeye devam edeceklerini dile getirdi.

 

“Anadolu’yu dolaşan tek parti İYİ Parti’dir”

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Cihan Paçacı düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“İYİ Parti kurulduğu zaman bir sloganımız vardı; “Bir şey değişecek, çok şey değişecek” demiştik. Gerçekten İYİ Parti kurulduktan sonra Türkiye’de birçok şey değişti. En basitinden yerel yönetimlerdeki büyük değişiklik en bariz örneklerden biridir. Ben burada bu değişen hususlardan bir tanesini ifade etmeye çalışacağım. Türk siyasetinde bugüne kadar yanlış bir uygulama söz konusuydu. Özellikle siyasi partiler seçim dönemlerinde vatandaşla yoğun bir şekilde görüşme trafiği yaparlardı. Yani seçimlerde bütün siyasi partiler illere dağılır ve o illerde vatandaşlarla görüşerek partilerine oy talep ederlerdi. Vatandaş da gerçekten bir sitem olarak “seçimden seçime geliyorsunuz, seçim bitince bizi unutuyorsunuz” gibi haklı sitemde bulunurdu. İYİ Parti kurulduktan sonra biz bu yanlış geleneği ortadan kaldırdık. Seçimlerden hemen sonra başlamak üzere ve sürekli bir tarzda vatandaşımızla birlikte olmaya gayret ettik. Vatandaşlarımızın problemlerini, dertlerini dinleyip bir muhalefet partisi olarak icranın başında olmadığımız için ancak onların meselelerini Türkiye’nin gündemine sokmaya ve iktidarı bu konuda uyarmaya gayret ettik. Bu güne kadar İYİ Parti Anadolu’da birçok program düzenledi. Pandemi dönemi başlayınca da bu dönemde dahi genel başkanımız büyük bir risk üstlenerek programını sürdürmeye devam etti. İlçe ilçe bugün Türkiye’yi sadece siyasi partiler içerisinde Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener dolaşıyor. Sayın Akşener pandemi döneminde bu riski üstlenerek niye dolaşıyor diyenler çok.

 

“Problemleri yerinde tespit ediyoruz”

Biz partiyi kurduğumuzda vatandaşlarımızın problemlerini çözmeyi, ülkemizi, milletimizi layık olduğu yere getirmek için hertürlü fedakarlığı yapacağıma söz verdik ve “iyi ve cesurlar hareketi” adı altında bu partiyi kurduk. Dolayısıyla pandemi sürecinde dahi bu ziyaretlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Çünkü vatandaş sahipsizdir. Bugün esnaf, çiftçi, işçi, sanayici çok zor durumda ve dertlerini anlatacak karşılarında bir muhatap bulamıyorlar. İktidar partisinin yaptığı yanlışlıklardan dolayı illerde milletvekilleri vatandaşın karşısına çıkamaz hale geldiler. Vatandaş bırakın problemlerinin çözülmesini, derdini anlatacak bir muhatap dahi bulamaz hale geldi. İşte bu noktada İYİ Parti vatandaşın yanındadır. Biz oy istemiyoruz, bir oy kaygısıyla buraya gelmiş değiliz. Ama vatandaşımızın meselelerini, problemlerini dinleyip çözüm önerileri sunmak ve bunu Türkiye’nin gündemine taşımak için buradayız.

 

“Ülkenin iyi yönetilmediğini küçük ortam da gördü”

İYİ Parti’nin çok güçlü kadroları var, her türlü problemi çözecek uzman arkadaşlarımız var. Böyle güçlü bir kadroya sahip olan İYİ Parti’nin artık yeri muhalefet değil, iktidar olmalıdır diye düşünüyoruz ve onun için gayret sarf ediyoruz. Vatandaş çok zor durumdadır. İktidar partisinin birçok yetkilisi bunu kabul etmiyor ama en son görevden farklı bir şekilde ayrılan Berat Albayrak da dilekçesinin sonunda bunu açıkça ifade etti, “sonumuz hayır olsun” dedi. Ayrıca iktidarın küçük ortağı diyeceğim siyasi parti de “ekmek askıda” uygulaması başlattı. Yani evine ekmek götüremeyenlere o askıdaki ekmeği alıp, evine ekmek götürebilsin diye böyle bir program başlattı. Yani kendileri de vatandaşın artık evine ekmek dahi götüremeyecek duruma düştüklerinin tescilidir, örneğidir. Tabi Türkiye bu noktaya nasıl geldi? 18 yıllık bir siyasi partinin tek başına iktidar olduğu bir ortamda aslında Türkiye’nin çok büyük başarılara imza atması gerekirdi. Ancak, maalesef iktidar partisi, AK Parti liyakatsiz, tecrübesiz kadrolarla ülkeyi yönetmeye başladı ve bir şekilde devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme gibi yanlış anlayış içerisinde hareket etmeye başladı. Devletin kurum ve kurullarını partinin kurum ve kurulları haline getirmeye çalıştı ki bunda da önemli bir ölçüde başarı sağladı maalesef. Bir iktidar değişikliğinde, İYİ Parti’nin iktidarında öncelikle devletin kurum ve kurullarının yerli yerine oturtulacağını ben şimdiden ifade etmek istiyorum. Böyle bir anlayışla hareket ederseniz sonuçta vatandaşı 18 yıl sonra evine ekmek götüremeyecek hale getirmiş olursunuz.

 

“Albayrak’a sormak lazım”

Bu arada son dönemlerde, birkaç yıldır yaşadığımız bir problem de özellikle Türkiye’de yönetim sisteminin yanlışlığıdır. Geçenlerde herkesin malumu Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 5 bin yıllık Türk Devlet geleneğine aykırı bir şekilde, sanki bir şirketin yönetim kurulu üyesiymiş gibi davranarak farklı bir üslupla instagram üzerinden görevden affını istedi ve sağlık sebeplerini öne sürdü. Görevini sürdüremeyecek ölçüde rahatsızlığından dolayı Sayın Berat Albayrak’a geçmiş olsun diliyoruz ve acil şifalar diliyoruz. Ancak Berat Albayrak’ın, bu yöntemle istifası 27 saat sonra neticelendi. Sayın Cumhurbaşkanı bu görevden af talebini kabul ettiğini ifade etti. Burada dilekçesinde at iziyle it izinin karıştığı şeklinde bir ifadesi vardı. Yani bu ülkenin kötü yönetildiğinin bir tesciliydi. Burada kendisine sağlığına kavuştuktan sonra sormak gerekir; at kimdir, it kimdir, bunlar nasıl birbirine karıştı? Aslında sorulacak çok soru var ama biz bu polemiklerin içerisinde olmak istemiyoruz. Şimdi Berat Albayrak’ın bu şekilde ayrılması, yönetimin sisteminin ne kadar yanlış olduğunu ve Türkiye’yi getirdiği noktayı görmemiz için yeterli bir sebeptir.

 

 

“Tek adam rejimi değil parlamenter sistem”

Bildiğiniz üzere parlamenter sistemden şaibeli bir referandum sonucunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildi. Bunun adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olmasına rağmen aslında tek adam sistemidir. Bütün yetkilerin tek adamda toplandığı bir sistemdir. Böyle bir sistemle Türkiye’nin problemlerinin çözülmesi ve belli bir noktaya taşınması mümkün değildir. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı bu sistemi önerirken aynen şu ifadeleri kullandı: “Bu sistemin en önemli özelliği ekonomi alanında, demokraside ve adalette istikrar ve güven getirecektir” dedi. Bugün geldiğimiz noktaya bakarsak bunların hiç birinde ne istikrarın ne de güvenin kalmadığını görüyoruz. Başka ne dedi? “Türkiye’nin sorunlarının çözümü şahısların inisiyatifinde olmayan bir sistem getiriyoruz” dedi. Bugün Türkiye’nin sorunlarının çözümü şahıslarıninisiyatifinde değil, tek bir şahsın inisiyatifine geldi. Şahıslardan, tek şahsa indi maalesef. Son olarak da “ekonomimiz şaha kalkacak” dedi, “ekonomide dünyada ilk 10 ülke arasına gireceğiz” dedi. Ama bugün Türkiye’nin geldiği noktaya baktığımızda bu sistemin adaleti, yargıyı yok ettiğini, demokrasiyi önemli ölçüde aşındırdığını ve tek bir kişinin hiçbir problemi çözemediğini görmekteyiz. İYİ Parti olarak biz bütün bu problemlerin temelinde yanlış sistemle yönetilen bir yönetim tarzı olduğunu ifade ediyoruz. Biraz önce Berat Albayrak’tan bahsettim, değişti. Yerine bir başka isim geldi. Merkez Bankası Başkanı değişti, yerine başka birisi geldi. Bunların değişmesiyle problem çözülmez. Problemin şahıslarla ilgili yoktur. Belki 2-3 gün piyasalarda farklı tepkiler geldi, psikolojik tepkilerdi bunlar. Ama problemi çözecek olan şey, sistemin mutlak suretle değiştirilerek tek adam rejiminden ortak aklı hüküm kılan iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişle mümkündür. Biz İYİ Parti olarak bunun mücadelesini sürekli vermekteyiz ve artık Türkiye bu sistemi kaldıramıyor. Türkiye tek adamla yönetilemiyor ve bu yönetim tarzı kriz çözmek yerine kriz üreten bir noktaya gelmiştir. İYİ Parti olarak biz parlamenter sistemin tekrar güçlendirilerek, iyileştirilerek Türkiye’nin yönetim sistemi olabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.

 

“Balıkesir’in kendine özgü problemleri var”

Balıkesir’e geldik, Balıkesir’in kendine özgü şartları var ve problemleri var. Bu problemleri de Ankara’ya döndüğümüzde gerek meclis zemininde gerekse diğer zeminlerde gündeme getireceğiz. Balıkesir tarım ve hayvancılıkta çok uygun şartlara sahip bir ilimiz. Ancak gereken verimin burada alınmadığını biliyoruz. Yani çiftçi tarlada emeğinin karşılığını alamazken, rafa giden ürün maalesef tüketici tarafından satın alınamayacak kadar pahalı bir hale geliyor. Yani çiftçi mutsuz, tüketici mutsuz. Hayvancılık burada önemli bir yere sahip ama hayvan üreticileri girdi maliyetlerinin yüksekliğinden, yem fiyatının yüksekliğinden son derece muzdarip ve maliyetlerini karşılamayan ölçüde satmak zorunda kalıyorlar ve hatta birçoğu hayvan yetiştiriciliğini bırakıyorlar. Sanayide tabi pandeminin etkisi önemli ölçüde üretim düşüklüğüne sebep oldu. Sanayicilerimiz özellikle banka kredilerini ödemekte güçlük çekiyorlar. Esnafımız çok zor durumdalar. Direkt pandemiden dolayı yardım etmek yerine kredi yolunun seçilmesi problemi çözmedi ve kredilerin vadesi geldiğinde bu kredilerin esnafımız tarafından ödenemediğini görmekteyiz. Bu problemler sadece Balıkesir’in değil, bütün ülkenin ortak problemleridir. Gençlerimiz arasındaki işsizlik burada da önemli derecede yüksek seviyede. Bütün bunları burada tespit edip Balıkesir özelindeki problemleri Türkiye ve meclis gündemine taşıyacağız.”

 

“Cumhur İttifakı’na katılmamız söz konusu değil”

İYİ Parti’nin Cumhur İttifakına katılacak şeklinde oluşan algının yanlış olduğunu belirten Mustafa Cihan Paçacı şunları dile getirdi:

“Türk siyasetinde yanlış bir uygulama daha var. O da, iktidar, muhalefetin hiçbir sözünü dinlemez, dikkate almaz, muhalefet ise yapılan her işi eleştirir. Biz İYİ Parti olarak bu politikanın dışında doğru olan bir politikayı uyguluyoruz. Yani yapılan iş eğer milletin menfaatine ise bunu destekliyoruz. Mecliste oylarımızla destekliyoruz. Yanlış olanı da eleştirip çözüm önerileri sunuyoruz. Şimdi tabi bizim bu tavrımıza alışık olunmadığı için hükümetin arada sırada da olsa  doğru yaptığı bir şeyi bizdesteklediğimizde “bunlar Cumhur İttifakına mı gidiyorlar” gibi bir imaj doğuyor. Böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda İYİ Parti muhalefet görevini yürütüyor. Önümüzde henüz seçim ortamı yok. Seçim ortamı geldiğinde İYİ Parti çizgisini değiştirmeden milletinin karşısına çıkacak ve en iyi neticeyi almak için stratejisini oluşturacaktır. Cumhur İttifakıyla birleşme gibi bir şey söz konusu değildir.”

 

“Partiden ayrılanlar bizi etkilemez”

İYİ Parti’nin bünyesinden ayrılan isimlerle ilgili değerlendirmede bulunan Mustafa Cihan Paçacı şunları kaydetti:

“İYİ Parti kurulduğu günkü ilkeleri neyse o ilkeleri koruyarak, hatta tahkim ederek yoluna devam etmektedir. Her siyasi partide kişisel bazda bazı problemler çıkabilir. Bu güne kadar çok partili hayata geçtiğimizden bu yana bu her zaman olmuştur. Ama kurumsal kimliği olarak o siyasi partiler yoluna devam etmiştir. İYİ Parti’de de son dönemde kongreden kaynaklanan bazı arkadaşlarımızın itirazları, rahatsızlıkları oldu. Ama bugün için İYİ Parti’de İYİ Parti’yi etkileyecek bir rahatsızlık söz konusu değildir. Bizden ayrılan arkadaşlarımız kendi istekleriyle partiden ayrılmış olabilirler. Bu doğal bir süreçtir. Yoksa İYİ Parti’nin kuruluş ilkelerinden sapıldığı şeklinde bir şey söylerseniz İYİ Parti’de bugün politika yapanların hepsini suçlamış olursunuz ki bu doğru bir yaklaşım değildir.”

 

Metin Ergun: “Ümit Özdağ FETÖ’cülerin yöntemlerini kullanıyor”

Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun da İYİ Partinin Türk Milliyetçiliğinin merkezi niteliğinde olduğunu dile getirdi. Ergun partiden ayrılanla ilgili olarak şunları ifade etti:

“Zaman zaman partilerde bu tip ayrılıklar söz konusu olabilir. Eğer bunlar kendi mecralarında olursa bir problem olmaz. Ama kendi mecrasında olmadığı takdirde bir operasyon niteliği taşıyorsa problem oradadır. İYİ Parti 21’nci yüzyılda Türk milliyetçiliğinin merkezi niteliğindedir. Biz milliyetçilik anlayışımızda vatandaşın işini, aşını, özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü ve benzeri kavramları esas alarak yürüyoruz ve bu kavramları vatandaşımıza anlattıkça partimizin zemin bulması güçlenmeye başladı. Burada bu güçlenmeyle birlikte bazı arkadaşlarımızın rahatsızlıkları, bazı kişilerin, bazı kurumların belki de rahatsızlıkları oluşmaya başladı. Buradan soruyoruz? Ümit Özdağ Bey İYİ Parti’de disiplin kuruluna sevk edildiği gün kendi bürosunda hangi partinin üst seviyedeki bir yöneticisiyle beraberdi? Bu stratejiyi birlikte mi oluşturdular? Bu sorunun cevabını kendisinin çıkıp vermesi gerekiyor. Türk siyaseti bu tip şeyleri çok gördü. İYİ Parti doğru yoldadır, milletimizin hizmetinde devam edecektir. Yöntemlere baktığınız zaman İYİ Parti ile ilgili söylediği, oluşturmaya çalıştığı yöntemler geçmiş dönemde FETÖ’nün oluşturduğu yöntemlerdir. Bu durum bizler için çok ciddi bir soru işaretidir. Ümit Özdağ’a ‘FETÖ’cüdür’ demiyorum ama kullanılan yöntemlere baktınız zaman Türkiye’de 2010’lu yıllardaki FETÖ’nün kullandığı yöntemlere benzer yöntemler kullanılıyor. Bu da ciddi bir soru işaretidir. Biz de bunun peşindeyiz.”

 

Balıkesir’in sorunlarını yerinde dinlediler

Düzenlenen basın toplantısının ardından İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Cihan Paçacı, Metin Ergun ve Ümit Özlale Genel İdare Kurulu, İl yönetimi ve partililerle birlikte çeşitli sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından esnafla da buluşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları daha sonra parti üyelerine yönelik sunum gerçekleştirdi.

Exit mobile version