Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
CHP İl Başkanı Serkan Sarı “su zammına karşıyım” diyor.
CHP’nin Büyükşehir Meclis üyeleri zamma onay veriyor.
İl Başkanı ayrı telden çalıyor, Meclis üyeleri ayrı telden.
Sarı, parti içinden ve sokaktan gelen tepkileri göğüslemek için o upuzun açıklamayı yapmak zorunda kalıyor.
“Kamuoyunda farklı çevrelerin İl Başkanı olarak bu zammı onayladığım yönünde beyanatlarını duymaktayım, bu ifadeler tamamen gerçek dışıdır. Buradan açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim su fiyatları konusunda parti politikamız açık ve nettir” şeklinde bir cümle kurmuş.
Ama şöyle bir cümlesi de var:
“Grup toplantımızda bu konu hakkında bağlayıcı herhangi bir karar alınmamıştır. Bu bilgilerin ışığında meclis üyelerimiz hizmetlerin aksamaması adına geçici bir süre bu fiyat artışına onay vermişlerdir.”
Abidik gubidik bir mevzu değil ki bu; su zammı yani. Direkt vatandaşın cüzdanıyla ilgili.
Hem halkçı belediyecilik diyeceksin, halktan yana olacaksın..
Hem de Meclis grubun diğer parti gruplarıyla birlikte hareket edecek, su zammına onay verecek.
Sonra kendini savunmak için, “hizmetlerin aksamaması için geçici bir süre fiyat artışına onay vermişlerdir” diyeceksin.
Geçici veya kalıcı fark etmez ki.. Onay vermişler mi, vermemişler mi?
Araya BASKİ’nin durumunu anlatan uzun cümleler sıkıştırıp zam gerçeğini unutturmaya çalışmış ama başaramamış.
Bu açıklamadan anlaşılan o ki, İl Başkanı Meclis grubuna hakim değil.
Ortada bir anlaşmazlık, uyuşmazlık, çatışma var sanki.
İl Başkanı, kendi grubuna hakim olamıyorsa, bugün su zammı, yarın başka zamlar çıkar gelir karşımıza.
Muhalefetin görevi, Büyükşehir’i yönetenlere koltuk çıkmak değil ki.
Zam olsun olmasın, o su çeşmeden akacak.
Zam yapılmasaydı su hizmeti vermeyecekler miydi yani?
“Zam yoksa, hizmet de yok” gibi bir tavır olabilir mi?
Neymiş, geçici bir süre içinmiş.
Oybirliğiyle alınan zam kararı karşısında Sarı’nın öne sürdüğü bahaneye bakar mısınız!
10 BALIKESİR