CHP Milletvekili Serkan Sarı: AKP iktidarı yoksulluğu bitirmiyor, yönetiyor

CHP BALIKESİR MİLLETVEKİLİ SERKAN SARI: AKP İKTİDARI YOKSULLUĞU BİTİRTMİYOR, YÖNETİYOR.. AKP VARSA YOKSULLUK VAR

 

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerinde konuştu. “Yoksulluğu, 21 yıldır Türkiye’nin kaderi haline getirdiniz” diyen CHP’li Serkan Sarı, “AKP iktidarı, mal bulmuş mağribi gibi yoksulluk olgusuna sarıldı. Yoksulluğu çözmek, bitirmek yerine, yoksulluğu yöneterek ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiniz. İktidarınızın, düzenlemeleri yoksulluğun yönetilmesine dönüşmüştür.” değerlendirmesinde bulundu.

2024 yılı bütçe görüşmeleri TBMM Plan Bütçe Komisyonunda sürüyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2024 yıl bütçesi üzerinde konuşan CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı AKP iktidarının Türkiye’yi yoksullaştırdığını vurguladı.  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçesi üzerine şu görüşleri dile getirdi:

 

“YOKSULLUĞU ÇÖZMEK, BİTİRMEK YERİNE YOKSULLUĞU YÖNETEREK ÜLKEYİ UÇURUMUN EŞİĞİNE GETİRDİNİZ”

“Yoksulluğu, 21 yıldır Türkiye’nin kaderi haline getirdiniz. Teşbihte hata olmaz. AKP iktidarı, mal bulmuş mağribi gibi yoksulluk olgusuna sarıldı. Yoksulluğu çözmek, bitirmek yerine, yoksulluğu yöneterek ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiniz. İktidarınızın, düzenlemeleri yoksulluğun yönetilmesine dönüşmüştür. Sosyal yardımları, yoksullukla mücadele etmekle değil yoksulluğu sürdürülebilir bir düzeyde tutarak, iktidarınızın devamlılığı için kullanıyorsunuz. Sosyal yardımlarınızın, yoksulluğu giderici etkisi yoktur. AKP, vatandaşlarımızın yoksulluğundan oy devşirip iktidarda kalma çabasını içinde vatandaşlarımızı yoksulluğa mahkum ediyor.

 

“21 YILDIR TÜRKİYE’DE GİTTİKÇE DERİNLEŞEN YOKSULLUK, ADALETSİZLİĞE YOL AÇIYOR”

Türkiye Aile Destek Programı’na 4.4 milyon başvuru yapıldığını açıkladınız, bu 2022 sayısı. 2023 yılında bu sayı kaç olmuştur Sayın Bakan? 5 milyona ulaştığından endişe ediyoruz. Ne acıdır ki bu sayı Türkiye’deki yoksul sayısının açık bir göstergesidir. 2017 ve 2022 yılları arasındaki 5 yıllık dönemi kapsayan TÜİK ve Bakanlık verilerinden yapılan bir çalışmaya göre; 2017’de 3,2 milyon olan yardım alan hane sayısı, 2022’de 1,2 milyon (yüzde 38 oranında) artışla 4,4 milyona yükseldi. 2017’de yardım alan 11 milyon kişi; 3 milyon (yüzde 27) artışla 2022’de 14 milyon kişiye ulaştı. Son 21 yıldır Türkiye’de gittikçe derinleşen yoksulluk, adaletsizliğe yol açıyor.

 

“2022 YILINDA CİNSEL SUÇ MAĞDURU ÇOCUK SAYISI 31 BİN 890. CİNSEL SUÇ MAĞDURU ÇOCUK SAYISI 9 YILDA 3 KATINA ÇIKTI”

AKP varsa yoksulluk var. AKP varsa açlık var. AKP varsa adaletsiz gelir dağılımı var. Sayın Bakan, madem politikalarınız güçlü peki o zaman; neden, Türkiye’de yetersiz beslenme yaygınlık oranını yüzde 2,5? Neden, beş yaş altı çocuklardaki bodurluk oranını yüzde 5,5? Neden, beş yaşın altındaki çocuklarda zayıflama oranı yüzde 1.7? Neden, gelişme geriliği oranı yüzde 5.5? Neden, her 2 çocuktan biri yoksulluk çekiyor? Bugün bir öğrencinin sağlıklı beslenmesindeki en önemli öğünü kahvaltının maliyeti en az 50 TL. Asgari ücretli ailenin 3 çocuklu olması durumunda kahvaltı 3 bin 500 TL’ye çıkıyor ve asgari ücretin 3’te1’ini aşıyor. Kadınlarımızın 3’te 1’i işsiz. Her 4 gencimizden 1’i işsiz. Çocuklarda iş gücüne katılma oranı yüzde 18,7. 2022 yılında cinsel suç mağduru çocuk sayısı 31 bin 890. Cinsel suç mağduru çocuk sayısı 9 yılda 3 katına çıktı. Doğum yapan 19 yaş altı genç kadın ve kız çocuğu sayısının 2002’den bu yana 2 milyonu aştı. Bu rakamlar sizi ürkütmüyor mu? Bu tablo her geçen gün kararırken siz nasıl bir güçlü politikadan söz edebilirsiniz?

 

“SOSYAL DEVLET YOKSUL VATANDAŞ SAYISINI AZALTMAK İÇİN POLİTİKA ÜRETEN DEVLETTİR”

Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Programı’na 2023 yılında 3,8 milyar bütçeyi yüzde 208 artırarak 11,9 milyar lira ödenek ayırmayı da bir başarı hikayesi gibi anlattı. Sosyal yardımları artırmak sosyal devlette övünülecek bir durum değildir. Bu tam da hesap verilecek bir durumdur. Çünkü, sosyal devlet yoksul vatandaş sayısını azaltmak için politika üreten devlettir. Yoksul vatandaş sayısının yükselmesi ya da sosyal yardım kalemlerinin artması buna ihtiyacı olan vatandaş sayısının artmasıdır. CHP sosyal yardımlara değil yoksulluğu azaltamayan, yoksulluğu körükleyerek artıran, yoksulluktan beslenen, oy devşirip vatandaşı yoksulluğa mahkum eden AKP politikalarına karşı.

 

“20 BİN KAHRAMANIMIZ, TERÖRLE DEĞİL GAZİ SAYILMAK İÇİN AKP İKTİDARININ MEVZUATIYLA 10 YILDIR MÜCADELE EDİYOR”

Şehit yakını ve gazilerimize ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yapılan destekleri artırmanızı bekliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatı bünyesinde Terörle mücadele etmiş ve bu mücadelede terör örgütlerinin silahlarıyla vurulmuş ancak çeşitli yasa, yönetmelikler ve nizamnameler gazi sayılmayan kahramanlarımız var. 20 bin kahramanımız, terörle değil gazi sayılmak için AKP iktidarının mevzuatıyla 10 yıldır mücadele ediyor. FETÖ terör örgütünün vurduğu kişiler yaralanma derecesine bakılmaksızın gazi sayılırken, sığınmacı, mülteci ve kaçaklara, sağlıktan eğitime kadar her türlü imkan verilirken, kahramanlarımız, devletimizin gözünde resmî olarak Gazi sayılmak istiyor. Bunun için bakanlığınızın çalışma yapmasını hasretle bekliyorlar.

 

“21 YILDA YAKLAŞIK 70 BİN ENGELLİ VATANDAŞIMIZIN UYGUN KADROLARA YERLEŞTİRİLMESİ YETERLİ DEĞİLDİR”

Genel Kurul’da görüşülmekte olan Aile ve Gençlik Fonu kanun teklifinde, adı bile geçmeyen 150 bin liralık 48 ay vadeli 2 yıl geri ödemesiz desteği neden evlenecek gençlerimize Bakanlık bütçesinden karşılıksız olarak vermiyorsunuz? Engelliler vatandaşlarımız arasında işsizlik yüzde 78’ler seviyesinde seyretmektedir. 21 yılda yaklaşık 70 bin engelli vatandaşımızın uygun kadrolara yerleştirilmesi yeterli değildir. Engellilerimiz yasalara rağmen iş bulamıyor. Yasal zorunluluktan dolayı engelli işçi çalıştırma kotasında kamu kurumlarındaki personel açığı 8 binden fazladır. Engellilerimizin iş gücüne daha fazla katılımını nasıl sağlayacaksınız? Çocuklarımızı uyuşturucu ve gençlerimizi bağımlılığından korumak amacıyla çeşitli faaliyetler yürütmekteyseniz de en riskli dönem olan 15-24 yaş dönemi için yeterli çalışmayı neden yapamıyorsunuz?”

Exit mobile version