CHP Milletvekili Fikret Şahin 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili birden etkileyen deprem sonrasında bölgede yaşadığı izlenimleri kamuoyuyla paylaştı. Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden birisinin yaşandığını söyleyen Fikret Şahin, bölgede yaşanan olumsuzlukları dile getirdi.
AFAD’ın bölgede koordinasyon ve organizasyon eksikliği gösterdiğini dile getiren CHP Milletvekili Fikret Şahin, ülkede depreme karşı herhangi bir hazırlığın olmadığının görüldüğünü söyledi. Bölgede yaşanan sağlık sorunlarına da dikkat çeken CHP Milletvekili Fikret Şahin salgın hastalıklara karşı duyarlı olunması gerektiğine vurgu yaptı.
“500 YILIN FELAKETİ”
Kahramanmaraş’ta yaşanan depremin son 500 yılın en büyük felaketlerinden birisi olduğunu belirten CHP Milletvekili Fikret Şahin, “6 Şubat sabaha karşı 04.17’de Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 şiddetinde deprem yaşadık. Daha sonra da yine saat 13.24’de Elbistan merkezli 7,6 şiddetinde ikinci depremi yaşadık. Anadolu coğrafyasının son 500 yılda görmüş olduğu en büyük depremlerden birisi. Büyük Anadolu Depremi dediğimiz 1668 yılında böyle bir deprem yaşadık. 1939 yılında Erzincan şimdi de maalesef Türkiye Cumhuriyetinin 100’ncü yılını kutlamaya giderken böyle büyük bir felaketle karşı karşıyayız. 10 ili içine alan bir alanda kabaca hem nüfusun hem de coğrafyanın yüzde 15’ini ilgilendiren bir oranda depremle karşı karşıyayız” diye konuştu.
“DEPREME HAZIRLIKLI DEĞİLMİŞİZ”
Depremin hemen ardından bölgeye giderek incelemelerde bulunduğunu kaydeden Fikret Şahin, “Tabi bizlerde Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak ilk andan itibaren deprem bölgesinde görevlerimizi aldık ve bölgeye intikal ettik. Fakat şunu gördük ki yıllardır depreme hazırlıklıyız diye konuşuyoruz ama bu deprem bize depreme karşı herhangi bir hazırlığımızın olmadığını gösterdi. Maalesef depreme karşı hazırlıklı değilmişiz. AFAD denilen deprem ve acil müdahale yapması gereken kuruluşun ne kadar içinin boş olduğunu hep birlikte gördük. Acı bir şekilde bunu hep birlikte tecrübe ettik.”
“AFAD KOORDİNASYONU SAĞLAYAMADI”
Deprem bölgesinde koordinasyonsuzluk ve organizasyon eksikliğinin bulunduğunu belirten Şahin, “Bizler de özellikle depremin ikinci gününden itibaren Hatay ve civarındaki bölgedeydik. İlk günden itibaren bir organizasyonsuzluk ve koordinasyon bozukluğu vardı zaten. Yani Türkiye’nin birçok yerinden yardım TIR’ları geliyor, yardım malzemeleri geliyordu ama bunların ihtiyacı olan kimselerle buluşmadı. Dedik ki ilk günler olabilir ama 5-6 gün sonra tekrar aynı bölgeye gittiğimizde yine durumun aynı olduğunu gördük. Aslında AFAD’ın bir eylem planı olması gerekirdi. Böylesi durumlarda nasıl müdahale yapılmasına dair bir takım seferberlik planları olması gerekirdi, bunun da olmadığın gördük. İlk 24 saat çok önemli, çünkü depreme karşı yaptığımız arama ve kurtarma faaliyetleri bir zamana karşı mücadeledir. Ne kadar hızlı müdahale ederseniz, ne kadar hızlı bir şekilde arama kurtarma çalışmalarına başlarsanız o kadar canı kurtarmış olursunuz. Meteoroloji şartları bölgede çok olumsuzdu. Geceleyin inanın dışarıda kalmak mümkün değil ama enkazın altında birçok canımız vardı maalesef. O nedenle depremden sonra ilk 24 saatte yapılması gerekene açıkçası askeri birliklerin kurtarma ekiplerinin hem de AFAD’ın daha önce hazırlamış olduğu plan devreye sokulmalıydı. O zaten yok. Sivil kurtarma ekipleri sahaya inerek yapabilecekleri maksimum derecede arama kurtarma çalışmalarını ilk 24 saatte yapmalıydı. Bu oldu mu maalesef olmadı, bunu göremedik. AFAD’ın elinde şu an herhangi bir sivil olarak görevlendirebileceği arama kurtarma ekibi yok” dedi.
“SAĞLIK PERSONELİ ZOR ŞARTLARDA HİZMET VERMEYE ÇALIŞIYOR”
Deprem bölgesinde hastanelerin yakılmasından dolayı sağlık hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde verilmediğini belirten Fikret Şahin, “Özellikle böyle deprem ve savaş gibi durumlarda hastaneler daima ayakta kalmalıdır. Yani hastanelerin yıkılması diye bir şey düşünülemez. Maalesef bunu da gördük. İskenderun Devlet Hastanesi’nin bir bölümünün çöktüğünü, enkaz altında hastaların kaldığını gördük. Hatta benim danışmanımın öz teyzesi İskenderun Devlet Hastanesi yoğun bakımında tedavi altındaydı, enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Yine Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi görüntü itibariyle yeni bir bina olmasına rağmen depremde bina ikiye yarılmış, kocaman hastane maalesef kullanılamaz hale gelmiş ve çadırlarda sağlık personeli sağlık hizmeti vermeye çalışıyor. Orada Balıkesir ekibiyle karşılaştık ve onlarla görüştük. Orada sağlık personeli ne yapacağını bilemez durumda. Ne bir seyyar tuvalet, kullanılabilir su, sabun yok. Acıdır ki yabancı kurtarma ekipleri gelmişler orada sağlıkta çağ atladık diyor sağlık bakanı yabancı ülkeler gelmişler bizim hastanenin bahçesine sahra çadırı kuruyorlardı” ifadelerini kullandı.
“BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZ EROZYONA UĞRAMIŞ”
Mevcut iktidarın birleştirici bir politika izlemediğini kaydeden Fikret Şahin, “Biz millet olarak birlik ve beraberliğimiz erozyona uğramış. Merkezi yönetimle yerel yönetimler sanki bir rakipmiş gibi. Sonuçta biz Türk milletiyiz böyle felaketlerde siyaseti bir kenara bırakıp elimizden geldiğince vatandaşlarımıza nasıl yardımcı olacağız o şekilde hareket etmeliyiz. Maalesef mevcut iktidar ortaklaştırma çabası içinde olmadı, tamamen ayrıştırıcı söylemleri oldu. Hatta AK Parti sözcüsü “Biz Cumhur İttifakı olarak sahadayız” dedi. Burada da yüzde 50’den fazlayı kapsayan Millet İttifakını yok saydı. Bu konuşulacak şey değildi. Yine özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden birlikte hareket etmeleri konusunda işbirliği ortamı mutlaka sağlanmalıydı ama sağlanmış değil. Elbette bu birlik ve beraberliği sağlaması gereken mevcut iktidardır” değerlendirmesinde bulundu.
“BÖLGEDE İSHAL VE UYUZ SALGINI BAŞLADI”
Bölgedeki sağlık sorunlarına da işaret eden CHP Milletvekili Fikret Şahin, “İskenderun, Kırıkhan gibi ilçeleri ziyaret ettik. Her yerde en büyük sıkıntının barınma olduğunu gördük. Bölgede çadır sıkıntısı var ve çağdır dağıtımı daha önce Kızılay’daydı şimdi AFAD’a verildi, AFAD’ta bunu beceremedi. Hatta sahada karşılaştığımız iktidar partisi milletvekilleri de bunu itiraf ettiler. Barınmadan sonra ısınmayla ilgili problemler var. Seyyar tuvalet sıkıntısı var, kullanım suyu problemi var. Vatandaşlarımız orada hijyen problemi yaşıyorlar. Dolayısıyla yavaş yavaş bölgede başlangıçta basit ishal gibi vakalar başlar daha sonra giderek salgın hastalıklar baş gösterir. En son Kırıkhan Devlet Hastanesi’ni ziyaret ettiğimizde dizanteri salgını olduğu için bizimle tokalaşmadılar. Buna karşı da mutlaka mücadele edilmesi gerekir. Bundan sonraki kısımda da salgınla ilgili sıkıntılar yaşayabiliriz. Bölgede ishal ve uyuz salgını şu anda baş göstermiş durumdadır” bilgisini verdi.