CHP İl Başkanı Serkan Sarı, ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan turizm sektörü ve Balıkesir’deki turizm firmalarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.
“Ülke genelinde yaşanan sorunların Balıkesir özelinde daha yoğun bir şekilde hissedildiğini görüyoruz. Balıkesir, iki denize kıyısı olan, 31 mavi bayraklı plajı, 91 turizm işletmesi, 345 konaklama tesisi, 36.296 yatak kapasitesi, 83 seyahat acentesi ile turizm sektöründe Türkiye’de 5. sırada yer alan önemli bir şehirdir. CHP Balıkesir İl Başkanlığı Turizm Komisyonumuz yapmış olduğu toplantılarda; şehrimizde ve ülkemizde yaşanılan krizin etkilerini tespit etmeye çalışmış ve sektör temsilcileri ile yapılan değerlendirme toplantıları ile çözüm önerileri üzerine konuşulmuştur. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Balıkesir’de; Turistik Tesislerin büyük bir çoğunluğunun açılmadığı, açılan tesislerin ise çok düşük bir yoğunlukta çalıştığı ve masraflarını dahi çıkaramadıkları tespit edilmiştir.
Turizm sektörü’nün önemli paydaşlarından ve seyahat endüstrisinin ana unsuru olan seyahat acentaları ve turist rehberleri kaderleriyle baş başa bırakılmıştır. Devlet tarafından öncelikli olarak finans veya kredi kolaylığı sağlanması gerekirken, 12 bin seyahat acentası içinde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda tur operatörlerine destek sağlanmış, diğer seyahat acentalarına ise Sayın Bakan tarafından banka kapıları adres olarak gösterilmiştir.
Balıkesir’in, coğrafi konumu itibariyle turizm girdilerinde arzu edilen seviyelerin çok uzağında olduğu bilinmektedir. Her iki denize de kıyısı bulunan ilimizde mevcut turizm uygulamaları anlayışıyla;Balıkesir’de turizmin gelişmesi mümkün değildir. Öncelikli olarak turizme bakış anlayışımızın değişmesi ve kıyılara olan taleplerin yavaşlatılması gerekmektedir. Balıkesir tarihi dönemlerden itibaren, çok önemli kültürel varlıkların merkezi veya geçiş alanı konumundadır. Balıkesir’in coğrafi koşulları, iklimsel özellikleri ve kültürel yapıları dikkate alınarak kırsal bölgelerine yönelik alternatif turizm destinasyonlarının geliştirilmesi, bunu yaparken de yerel yönetimlerle işbirliği yapılmasının gerekliliği bilinciyle hareket edilmelidir.
KAYNAKLARIN KRİZ YAŞAYAN ESNAFIMIZA VERİLMELİ
Ülkemizde geçmediğimiz köprüler ve kullanmadığımız mega projelere verilen dolara endeksli garantiler ile halk olarak yandaş holdinglere büyük bedeller ödenmekte. Ülkemize çok önemli katma değer sağlayan, turizm sektörü bileşenleri ve küçük esnafımıza bu zor günlerinde, devletimizin finans ve kredi kolaylıkları sağlamasını, sembolik kira destekleri yerine, hibe destekler ile sahip çıkmasını bekliyoruz.
TURİZM SEKTÖRÜ İFLAS EDİYOR
2020 Yılında meydana gelen küresel Covid 19 salgını; ekonomilerinde, lokomotif konumunda bulunan ve turizmden büyük oranlarda gelir elde eden ülkeleri, birinci derecede etkilemiştir. Ülkemizin dünyada turizm gelirleri açısından, ilk onda yer alması nedeniyle, ülkemizi de birinci derecede ve doğrudan olumsuz yönde etkilemiştir. Ülkemizde 2019 Yılında 35 milyar $ gelir elde edilirken, bu değer 2020 yılında -%75 dolaylarında bir düşüşle karşı karşıya kalmıştır. Turizm gelirlerinin, dolaylı etkileri de düşünüldüğünde, kaybın çok daha büyük boyutlarda olduğunu söyleyebilmek mümkündür.
Ülkemizde böylesi büyük bir düşüşün global krizle doğrudan ilişkisi olmakla birlikte, yıllardan beri turizm teşvik yasasının, insanı ve doğayı merkeze koymayan politika ve uygulamalarının da etkisinin olduğunu söylemek mümkündür. Hatırlanacağı gibi geçen haftalarda, ulusal basında yer alan haberlerde, 4700 civarında bulunan Turizm İşletme Belgeli Tesisten, 1700 adedinin, ekonomik kriz nedeniyle satılık durumda olduğu haber konusu olmuştur. Bu olgu bizlere bugüne kadar turistik ürünün, sadece deniz, güneş ve kum endeksli bir anlayış egemenliğinin yanlışlığını da göstermektedir. Oysa; Anadolu coğrafyası gerek iklim çeşitliliği açısından, gerekse kültürel açıdan oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Eğer alternatif turistik ürünler ülke genelinde bölgelerin özellikleri dikkate alınarak, yaygınlaştırılabilmiş olsaydı ülkemiz böylesine global bir çöküşten daha az bir zararlarla çıkmış olacaktı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizmdeki gelişme ve ilerlemeleri sadece niceliksel değerlerle ölçmekte ve mukayeseleri bu doğrultuda yapmaktadır. Turizmde rakamsal büyümeler, pamuk ipliği gibidir. Burada esas olan niteliksel büyümelerdir. Ne yazık ki ! Ülkemiz Turizm politikalarına yön verenlerin, bu hususları dikkate almadıkları görülmektedir.
Ülkemizin tarihi, kültürel, doğal ve jeopolitik konumuyla, bugün yılda 100 milyar $ turizm geliri sağlayabilecek potansiyele sahiptir. Yeter ki aklı ve bilgiyi esas alan, nitelikli iş ve yönetim gücüyle kalıcı turizm politikaları hayata geçirilebilsin. Bugün ki siyasi iradenin turizmi geliştirme ve yönetim anlayışına baktığımızda, bu hedeflere varabilmeleri asla mümkün değildir.
BALIKESİR KIYILARI TEHLİKE ALTINDA
Balıkesir- Çanakkale birleşik kıyı planları ile yerel yönetimlerden, sivil toplum örgütlerinden, meslek odalarından ve kamuoyundan gizlenerek bölgemizde yeni rant planları yapılmaktadır.
Ayrıca bilinmesi gereken diğer bir husus da; global ölçekte kitle turizmine olan talebin giderek daralmakta olduğu gerçeğidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu doğrultuda gerekli adımları atmamakta ve hala güzelim kıyılarımızı adeta yağma usulü yöntemlerle yandaşlara peşkeş çekmeye devam etmektedir. Bu tür politikalar ülkemizin turizm geleceğine yönelik tüketim politikalarıdır.
Sektörün her bileşeninde faaliyet gösteren birisinin Kültür ve Turizm Bakanı olarak atanması, aslında bu işin felsefesine de aykırı bir durumdur. Basında yer alan haberlerden anlaşıldığı üzere, Sayın Bakan’ın öncelikleri beklenenden farklı olmuştur. Oysa ülkemizin devlet geleneği ve demokratik anlayışın ön koşulu gereği, bu tür yetkili makamlarda bulunanların, herkese eşit mesafede durmak ve objektif ölçülere göre hareket etme zorunlulukları vardır. Sayın Bakan, ne yazık ki! Bu duruşu sergileyememektedir.
TURİZM SEKTÖRÜ GERÇEK ANLAMDA DESTEK BEKLİYOR
Bütün güçlüklere karşın 2019 yılında ülkemiz 35 milyar $ dolar turizm gelir elde etmiştir. 2020 yılında bu gelir 10 milyar $’a gerilemiş ve sektör %75’e yakın daralmıştır. Ekonomik anlamda Dünya’nın ilk yirmi ülkesi içerisinde yer alan ülkemiz, kriz döneminde zor durumda kalan turizm sektörüne hiçbir şekilde destek olamamış, Sayın Bakan oldukça zor durumda kalan sektör temsilcilerine, para yerine umut ve hayal dağıtmıştır.
Her türlü aşılama yapılabilmiş olsa dahi Covid 19, 2021 ve daha sonraki yıllarda da varlığını Dünya’da ve ülkemizde bir şekilde yine devam ettirecektir. Sayın Bakan Haziran’dan itibaren her şeyin normale dönüşebileceği umudunu aşılamak istese de değerli turizm sektör temsilcilerinin bu gerçeği asla göz ardı etmemeleri gerekir.”