Meclis’teki 2025 bütçe görüşmeleri, eski Adalet Bakanı ve Ak Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül’ün açıklamalarıyla tarihi bir tartışmaya sahne oldu.
Gül, FETÖ’nün 17-25 Aralık sürecinde olduğu gibi, 2008’deki Ergenekon Davası’nda da “büyük bir kurgu” yapıldığını söyledi.
Gül’ün açıklaması, Ergenekon davasına ilişkin Ak Parti’den gelen en net itiraflardan biri olarak dikkat çekti. “17-25 düzmece belgelerle kurgulanan bir kumpas girişimiydi. Ergenekon’da da benzer bir kurgu söz konusuydu,” diyen Gül, dava sürecinin hukuki değil siyasi bir mühendislik olduğunu vurguladı.
“Milletin Önünde Özür Dileyin” Çağrısı
Eski Ergenekon sanıklarından ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise, Gül’ün sözlerine sert tepki gösterdi. Çömez, “Milletten özür dileyin. Erdoğan bu davanın savcısı olduğunu söylemişti. Daha sonra davanın gerçek savcısı olan alçağa zırhlı araç tahsis etti,” ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay da Gül’e yönelik eleştirilerini dile getirdi. Altay, “Hem Ergenekon’un hem 17-25’in kumpas olduğunu söylüyorsunuz. Keşke Ergenekon savcılığına soyunmasaydınız. Bugün yapılan itiraflar, o dönemin ne kadar yanlış bir politika üzerine kurulu olduğunu teyit ediyor,” dedi.
Ergenekon Davası ve Sonuçları
2008 yılında FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz tarafından açılan ve Türkiye’yi derinden sarsan Ergenekon Davası, Türk siyasi ve askeri tarihinin en tartışmalı yargı süreçlerinden biri oldu. Aralarında asker, gazeteci, siyasetçi, sendikacı ve iş insanlarının bulunduğu 274 sanık, “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, Cumhuriyet Gazetesi’ne saldırı azmettirmek, askeri darbeye teşebbüs” gibi suçlamalarla yargılandı.
Ancak, 1 Temmuz 2019’da tüm sanıklar beraat etti. Bu karar, davanın hukuki temellerinin çürük olduğunu ortaya koydu ve davanın tamamen FETÖ’nün siyasi kumpası olduğu yönündeki görüşleri güçlendirdi.
Siyasi ve Hukuki Yansımalar
Abdulhamit Gül’ün açıklamaları, geçmişte Ergenekon Davası’nı destekleyen Ak Parti içindeki bazı isimlerin de eleştirilerin hedefi haline gelmesine yol açtı. Ergenekon sürecine dair bu türden bir itirafın, hem siyaset hem de hukuk dünyasında yeni tartışmalar başlatması bekleniyor.
Tarihe “kumpas davası” olarak geçen Ergenekon, Türkiye’de adalet, hukuk ve demokrasi kavramlarının yeniden sorgulanmasına neden olmaya devam ediyor.