Bandırma CHP’de mahalle delege seçimlerini kaybeden Dursun Mirza ve Mehmet Tüm destekli ekip, kongre yarışından çekilmek zorunda kaldı. Mirza ve Tüm’ün bir önceki dönemde Bandırma’da Belediye’yi ön planda tutarak oluşturdukları güç, yeni dönemde eridi. Bandırma eski Belediye Başkanı Dursun Mirza ve CHP eski Milletvekili Mehmet Tüm, önceki kongre süreçlerinde ilçe örgütünü ve üye tabanını ellerinde tutmak adına çeşitli siyasi senaryolar yazıp yönetmişti. Mahallelerdeki delege seçimlerine dahi var güçleriyle asılan Mirza ve Tüm, bu dönem umduklarını bulamayınca Belediye Başkanı Tolga Tosun’u kongre sürecine müdahale etmekle suçladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de kongre öncesi süre gelen delege seçimleri için beyaz liste ile yarışa katılan ilçe Başkanı Hüseyin Bahar’ın karşısında altarnetif Mavi liste ile yarışa katıldıklarını açıklayan Gültekin Mutlu, Niyazi Yeloğlu ve Gökhan Yankol’dan oluşan içlü konsensüz liste hafta sonu gerçekleşen 4 mahalle seçimlerinde liste mücadelelerini kaybetmeleri üzerine Bu sabah Çelikspor’da gerçekleştirilen basın açıklaması ile delege seçimlerinden çekildikleri açıklandı.
Mavi liste adına açıklamayı Gültekin Mutlu yaptı, Parti’nin önde gelen isimlerinden Mehmet Tüm, Dursun Mirza ve bazı eski meclis üyelerinin hazır bulunduğu çekilme açıklamasında gerekçe olarak Belediye Başkanı Tolga Tosun’un olması gereken tarafsızlığını kaybettiği, bir çok üyeye aş ve iş tehditi bulunduğu iddia edildi.
CHP’de ilçe konresi öncesi yapılan delege seçimlerinde oluşturdukları üçlü konsensüs’ü “Mavi liste” altında birleştirerek ortak seçim kararı alan Gütekin Mutlu, Gökhan Yankol ve Niyazi Yeloğlu bu sabah yaptıkları ortak açıklama ile “Mavi liste” olarak delege seçimlerinden çekildiklerini açıkladılar.
MAVİ LİSTE YARIŞTAN ÇEKİLDİ.. GEREKÇE: TOLGA TOSUN KONGRE SÜRECİNE MÜDAHALE EDİYOR!
“Hepinizin bildiği gibi CHP Bandırma İlçe Örgütü olarak 23 Kasım – 29 Kasım 2019 tarihleri arasında mavi ve beyaz liste olmak üzere 2 listenin yarıştığı bir delege seçim sürecini yaşıyoruz.
CHP dostluğun, yoldaşlığın aynı zamanda farklılıkların çatısıdır. Hiçbir partide olmayan ‘’ Parti İçi Yarış’’ bizde vardır. Bu yarışta tercihini yapan arkadaşlarımız zaman zaman farklı yerlerde, farklı gruplarla birlikte olabiliyor. Bu durum bir ‘’ayrışma’’ olmadığı gibi hoşgörü ve zenginliğimizdir.
Bu bağlamda tercihini parti içi bu yarışta farklı gruplarda kullanan arkadaşlarımızın birbirini sevme zorunluluğu yoktur. Fakat parti disiplini ve sosyal demokrasinin temel ilkeleri birbirimize, farklılıklarımıza saygı duymamızı gerektiriyor…
Bundan hareketle bir şölen havasında geçmesini arzuladığımız delege seçimlerimiz, ne yazık ki ilk 2 günde bir panayır havasına dönüşmüş, özellikle Belediye çalışanları üzerinde yapılan birebir görüşmelerle, sonrasında yine belediye emekçileri ile yapılan toplu görüşmelerle farklı bir boyut kazanmış, belediyenin imkanları ve kamu gücü kullanılmıştır.
Bu süreç beraberinde muhtarlarımızla yapılan görüşmelerle devam etmiş, bir takım mahallelerimize destek vermedikleri bir durumda hizmet götürülmeyeceği mesajı net bir şekilde verilmiştir.
İş beklentisi ile umut verilen gençlerimiz, evlatlarının belediye yapısı içerisinde bir işe sahip olması için meydanda olan üyeler, aileler ne yazık ki bir tercihe zorlanmış, bir mahalle baskısı ile karşı karşıya kalmışlardır.
Belediye bünyesinde görev yapan arkadaşlarımızın özgür iradesine ipotek konulmuş, tercihlerini bağımsız bir şekilde yapmaları ‘iş ve aş tehditi ‘’ile ne yazık ki engellenmiştir..
Bir belediye başkanın elbette bir görüşü olabilir. Fakat belediye başkanları, parti içi mücadeleye saplanıp kalırlarsa asli görevini eksik yaparlar. Burada ince bir çizgi vardır. Belediye başkanlarının belediye kaynaklarını ve kamu gücünü kullanarak parti içi bir gruptan yana olmaları parti içi demokrasiye zarar vermektedir.
Elbette belediye başkanları bir adayı destekleyebilir. Fakat şu unutulmamalıdır ki belediye başkanları ilçelerine, kentine hizmet etmek için seçilmiş kişilerdir. Kendilerine oy vermeyen kesimlere de hizmet etmek durumundadırlar. Onların görüşlerini de dikkate almalıdırlar. O nedenle parti içerisindeki bir takım yarışlara, çekişmelere müdahil olmaları, örgütsel birliğimize ve bütünlüğümüze zarar verdiği ortadadır. Kazanan belki beyaz liste olmuştur, fakat diğer renkler birliğimiz, beraberliğimiz, bütünlüğümüz çerçevesinde zarar görmüştür. Bu kongrenin ne yazık ki kaybedeni vardır, ama kazananı yoktur..
Büyük bir dip dalgası, 31 Marttan itibaren Türkiye siyasetini değiştirmeye başladı. Yeni siyaset anlayışı, yukarıdan aşağıya dizayn edilen değil umutla beslenen bir şeydir. Bu umudu besleyecek olan bizleriz. Bu umudun sönmesine izin vermeyecek olan kent Bandırma’dır. O nedenle bu umudu bozacak hiç bir şeye izin vermeyeceğiz.
Bu nedenle mavi liste olarak bu şartlar altında bu delege seçimine devam etmemenin partimize daha yararlı olacağını düşünüyoruz. Bizim için önemli olan ekibimizin geleceği değil, Partimizin geleceği ve başarısıdır. üyelerimizi daha fazla ayrıştırmaya, küçük düşürmeye hakkımızın olmadığına inanıyor. Bundan sonra ki süreçte partimizin başarılı olması için var gücümüzle çalışacağımızın bilinmesini istiyor, kongre sürecinde emek veren tüm arkadaşlarımıza ve tüm sağduyulu üyelerimize teşekkür ediyoruz. “
