Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bugün Venezuela yönetimiyle diplomatik ilişkilerini kesen ülkeler bile Venezuela’da herhangi bir askeri müdahaleyi desteklemiyor. Sonuçta askeri bir müdahale ya da dışarıdan bir müdahale Venezuela halkının kanını dökecektir” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Paraguaylı mevkidaşı Luis Alberto Castiglioni ile yaptığı ortak basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’la görüşmesi ve ikili ilişkilerin nasıl geçtiğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız, Trump’ı ülkemize daha önce de davet etmişti. Cumhurbaşkanımız Trump’la sürekli telefonda konuşuyorlar. Görüşmelerin pozitif olduğunu söyleyebilirim. Son telefon görüşmesi pozitif ortamda tüm konuların ele alındığı bir görüşme oldu. Herhangi bir ülkeyle görüştüğünüz zaman tüm konularda aynı düşünmeniz mümkün değil. Diplomasi bunun için var. İki ülke arasında sorun olduğu izlenimi oluşturuyor, ki sorun olduğu da geçektir. Anlaşamadığımız noktalar var. İkili ticaret hacminin 75 milyar dolara ulaşması ve bunun için vergilerin kaldırılması, serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasına kadar görüşmelerde birçok olumlu gündem maddesi de var” ifadelerini kullandı.
“Venezuela sorununun diyalog yoluyla çözüleceğini düşünüyoruz”
Paraguay Dışişleri Bakanı Luis Alberto Castiglioni ile Venezuela’da yaşanan iç karışıklığı konuştuğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Tüm muhataplarımızla Venezuela’daki durumu konuşuyoruz. Son gelişmeler sadece bizi değil, tüm dünyayı endişelendiriyor. Bugün Venezuela yönetimiyle diplomatik ilişkilerini kesen ülkeler bile Venezuela’da herhangi bir askeri müdahaleyi desteklemiyor. Tam tersine böyle bir müdahalenin karşısında olduğunu söylüyorlar. Sonuçta askeri bir müdahale ya da dışarıdan bir müdahale Venezuela halkının kanını dökecektir. Tüm ülkelerde aynı görüş hakimdir. Hal böyleyken dışarıdan bir yönetim değişikliği Venezuela’yı ancak kaosa sürükler. Hatta bir sivil savaşa sürükleyebilir. Bu yalnız Venezuela için değil, bölge için bir felaket olacaktır. Mevcut yönetimle ideolojik veya başka konularla farklı düşünceler içerisinde olanlar olabilir. İdeoloji olarak biz de her ülkeyle aynı çizgide değiliz ama tüm ülkelerle ilişkileri en iyi şekilde geliştirmektir bizim görevimiz. Prensip olarak da darbelere, askeri müdahalelere, bir ülkeye yönelik dışarıdan müdahaleye karşıyız. Venezuela sorununun diyalog yoluyla çözüleceğini düşünüyoruz. Maduro da bu diyaloğa açık. ABD’li muhataplarımıza da bunu söylüyoruz. Bu yolla Venezuela’ya yeniden istikrar getirilebilir” şeklinde konuştu.
ABD ile Suriye’de güvenli bölge konusundaki görüşmelere ilişkin ise Çavuşoğlu şunları söyledi:
“Amerika’nın Suriye’den çekilmesi ya da asker sayısının azaltılması ve güvenli bölge dahil bu konuları ele alan bir görev gücümüz var. Görev gücümüzde her iki taraftan Dışişleri Bakanlığı, askerler, istihbarat var. Bu toplantılar neticesinde artık karşılıklı yazılı bir şekilde görüşler paylaşılmaya başlandı. Tamamen her konuda mutabık olduğumuz söylenemez. Ama bu görüş alışverişleri ve karşılıklı görüşlerin paylaşılması neticesiyle yakınlaşma olduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan Amerika’nın en son bize ulaştırdığı önlemlere yönelik cevabımızı tüm kurumlarımızla beraber hazırlıyoruz. Üzerinde çalışıyoruz. Henüz her konuda mutabık değiliz ama ilerleme kaydediyoruz.”
“Hafter’in terörle mücadele ettiği doğru değildir”
Bölgedeki bazı Arap ülkelerinin Sudan’ın iç işlerine doğrudan karıştığına yönelik soru üzerine Çavuşoğlu, Sudan ve Libya’da gerçekleşen olaylara taraftar olunmadığını söyledi. Çavuşoğlu, “Gerek Sudan, gerekse Libya’daki gelişmelerden rahatsızlık duyduğumuzu daha önce de söylemiştik. Bu rahatsızlığımız herhangi bir ülkenin oraya müdahale etmesi anlamında değil. Yani Sudan ve Libya halkının bu çatışma ve gerginlikten zarar görmemesi gerekiyor. Her ülkenin istikrarı bizim için önemlidir. İki kardeş ülkedir. Bu ülkelerle bizim dostluğumuz halklardır. Yönetimler değişebilir, elbette demokratik yollarla yönetimlerin değişmesini isteriz. Burada Sudan halkının ne dediği önemlidir. Sudan halkı bizim kardeşimizdir. Biz her zaman iyi günde de, kötü günde de Sudan halkının yanında olduk. Yanında olmaya da devam edeceğiz. İnşallah en kısa zamanda halkın talebi doğrultusunda siyasi yönetimler iş başına gelir. Libya’da ise yeniden konferansların başlayacağı bir dönemde Hafter’in saldırıya geçmesi ve doğrudan Trablus’a saldırması bizim kabul edeceğimiz bir durum değildir. Biz tabii ki burada bir tarafı desteklemiyoruz. Tüm Libyalıların bir araya geldiği konferansta kabul edilen ulusal mutabakat hükümetini biz bugüne kadar meşru hükümet olarak gördük. Bazıları Hafter’in terörle mücadele ettiğini söylüyor, bu doğru değildir. Libya’da terör örgütleri vardır, maalesef herhangi bir ülkede bir boşluk olduğu zaman bu boşluğu ilk değerlendirenler terör örgütleri oluyor. Irak’ta, Suriye’de bunları gördük. Fakat o terör örgütleri ulusal mutabakat hükümetlerine saldırıyor. Yani burada terör örgütü herkesin düşmanıdır. Tüm gücü eline geçirmek için Trablus’a saldıran Hafter’in terörle mücadele için orada olduğunu söylemek gerçekleri çarptırmaktır. Bunu tüm muhataplarımıza söylüyoruz” dedi.
İHA