AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, İhlas Medya Ankara Temsilcisi Yaşar’ın konuğu oldu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Terör örgütünün talimatıyla hareket eden bir siyasi parti ile İYİ Parti sen nasıl bir ittifak kurabiliyorsun? Terör örgütünün talimatlarıyla hareket eden bir siyasi partiyle Saadet Partisi nasıl ittifak oluşturuyorsun? CHP’yi anlayabiliyorum” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, TGRT Haber televizyonunda İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın konuğu oldu. Gündeme özel önemli açıklamalarda bulunan Mahir Ünal, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından terör örgütü PKK’nın üst düzey yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen operasyona ilişkin şunları söyledi:
“Türkiye’nin terör örgütleriyle verdiği güçlü bir mücadele var. PKK terör örgütüyle de PKK terör örgütü şehirlerden, kırsaldan, kaynağından bir şekilde kurutulacak operasyonlar bir bir devam ediyor. Bugün ki olay Türkiye’nin yurt dışı operasyon yeteneğini, istihbarat kapasitesini, hava savunma ve saldırı kapasitesini göstermesi açısından son derece önemli. Biz bunu söylediğimizde birileri buna adeta şimdi demokrasiyi ve insan haklarını Türkiye’de birileri öyle bir söylem içerisinde kullanıyorlar ki, bir ülkenin meşru terörle mücadele hakkını bile içerde birileri demokrasiyle, insan haklarıyla bağdaştıracak kadar gaflet içerisindeler. Türkiye hem içerde hem de dışarıda terörü kaynağında kurutmak için, sadece PKK’ya dönük değil, yurt dışındaki FETÖ’cülerin de paketlenmesi de buna dahil olmak üzere terörle mücadelede çok yüksek bir mücadele yürütüyor. Bugün ki olay da bunun en önemli göstergesi. PKK’lılara, YPG’lilere, PYD’lilere arkadaşlar diye hitap eden ve bu terör örgütünün Türkiye için oluşturduğu tehdidi görmezden gelen Kılıçdaroğlu ve avanesi buna üzülmüş olabilirler. Ama Türkiye için tehdit oluşturan her türlü terör kaynağında kurutulacaktır. Cumhurbaşkanımızın ısrarla altını çizdiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de son derece kararlı bir şekilde yürüttüğü bir mücadelenin bugün somut bir örneğini gördük.”
“İhlas Medya Ankara Temsilcisi Yaşar’ın, “Bugün gerçekleştirilen operasyonu destekler bir açıklama Cumhuriyet Halk Partisi’nden gelmedi. Bununla ilgili ne dersiniz?” sorusuna Ünal, “CHP’den bugüne kadar FETÖ’ye, PKK’ya dönük en ufak bir eleştiri duyamazsınız. Aynı CHP, Erdoğan’a dönük, Cumhur İttifakına dönük en ağır hakaretleri yapmaktadır. CHP’nin görevi devletin terörle yaptığı her türlü mücadeleyi itibarsızlaştırmaktır. CHP, 15 Temmuz öncesi ve sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin, FETÖ terör örgütü ile verdiği mücadeleyi itibarsızlaştırmak için her şeyi yaptı mı? 15 Temmuz gecesi darbe yapan asker kisveli FETÖ’cüleri yakaladı ve bunları mahkeme önüne çıkardı mı çıkardı. Aynı CHP ne dedi, FETÖ ile mücadele edilmiyor dedi. Mahkemelere her türlü hakarette bulundular. Aynı CHP, Afrin harekatı sırasında hangi tavrı takındı. Önce Afrin’e girmeyin dedi, Afrin’e girdik, Türk ordusu Afrin’de ilerlerken bu sefer de Afrin merkezi girmeyin dedi. Afrin merkeze yaklaşırken bizim ordumuzun Zeytin Dalı Harekatını itibarsızlaştırmak için CHP’liler çıkıp dediler ki, Afrin’de terörist kalmadı ki, Afrin boşaldı. Aynı zihniyetin, aynı aklın ve Türkiye’nin ekonomi de, savunma sanayinde, dış politikada Türkiye’nin her türlü attığı adımı itibarsızlaştırmak adına CHP’nin sözcülerinin söylemidir bu. Bu bir itibarsızlaştırma, karalamadır. Bunu siyaset olarak kabul etmiyorum, bunu düşmanlık olarak kabul ediyorum. Bunların derdi Erdoğan’dan kurtulmak, AK Parti’den kurtulmak. Bunların bugüne kadar Türkiye ile ilgili bir projelerini duydunuz mu, çözüm önerilerini duydunuz mu, Türkiye ile ilgili bir hayalden, vizyondan bahsettiklerini duydunuz mu, bunların iktidara talip olduklarını duydunuz mu? Erdoğan ve Türkiye’den kurtulalım korosunda FETÖ var, Türkiye düşmanı, karşıtı, Avrupa’da yükselen ırkçı, ayrımcı dil var, Amerika ve Avrupa’da kullanılan yabancı düşmanlığını söylem olarak aynı şekilde CHP’de de görürsünüz. 31 Mart akşamı AK Parti’den ve Erdoğan’dan kurtulacağız diye bunlar düşler, hayaller kuruyorlar. O gece ki hallerini biz bugüne kadar 13 seçimde onların yüz hallerini hatırlıyoruz. Her seçim akşamı onların hangi psikolojiye girdiklerini biliyoruz. 31 Mart akşamı da yine aynı psikolojiye girecekler ama AK Parti’yi ve Erdoğan’ı hedefine koyanlar ne yapıyorlarsa bunlar da aynısını yapıyorlar” cevabını verdi.
Yeni Zelanda’da gerçekleşen terör saldırısının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamayı değerlendiren Ünal, “Yeni Zelanda olayında faşist, ırkçı terörist 51 Müslüman’ı şehit etti, katletti ama Kemal Kılıçdaroğlu bu olayı İslam dünyasına ve İslam ile terörü birlikte zikredecek kadar ırkçı ve faşist bir yaklaşım kullandı. Ben videoyu açtım tekrar tekrar izledim. Kendinden emin bir şekilde analiz yapıyor. Bunları inanarak söylüyor. Teröristin hedefinde Türkiye var, Erdoğan var, Ayasofya var. Silahında kullandığı tarihler, semboller bin yıllık öfke ve nefretin dışa vurumu mahiyetinde. Bu katliamın arkasında Avrupa ve Amerika’da yükselen ırkçılığın, İslam düşmanlığının, yabancı düşmanlığının sonuçları ve dünyanın kalbine ektikleri nefret tohumunun sonucu o. Bu saldırının Avrupa ve Amerika’da yükselen ırkçılığın, yabancı düşmanlığının ve İslam düşmanlığının bir sonucu olduğunu herkes söylüyor ama Kılıçdaroğlu çıkıp herkesin tam tersine bunu İslam ile ve İslam’ı terörle özdeşleştirecek kadar artık gözünü karartmış bir dil kullanıyor” dedi.

“Bunların bir projesi, çözüm önerisi falan yok”
CHP’nin, Türkiye’de bir siyasi parti olduğunu hiçbir zaman kabul etmediğini söyleyen Ünal, “CHP’nin, Atatürk ile cumhuriyet ile bir ilişkisinin olmadığını son 8 yıldan beri söylüyorum. Bunlar yargı ile ilgili iktidarın yargısı diyorlar. Mahkemelerimiz ile ilgili, hakimlerimiz, savcılarımız ile ilgili her türlü hakareti ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu yargıya döndü gayrimeşrudur dedi. Bu CHP’nin bir siyasi parti olduğunu düşünmüyorum. Bir siyasi partinin çözüm önerileri, projeleri, Türkiye tasavvuru ve tahayyülü olur, iktidar amacı, hayali olur. CHP’nin böyle bir hedefi yok. Sizce CHP yerel seçimleri kazanmak mı istiyor. Eğer öyle isteseydi kendi içinden adaylar çıkartırdı. Amaç, burada siyaset yapmak değil. Siyaset bir vizyon koymaktır, çözüm bulmaktır. Bunların bir projesi, çözüm önerisi falan yok. Avaneleriyle birlikte tek hedefleri var; Erdoğan’dan nasıl kurtuluruz, her ne pahasına olursa olsun AK Parti’den nasıl kurtuluruz. Bu hedefinizde siz yalnız değilsiniz. FETÖ’nün, PKK’nın, Avrupa ve Amerika’da yükselen yabancı düşmanlığının, İslam düşmanlığının da hedefi bu” ifadelerini kullandı.

“Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in ve avanelerinin olduğu bir Türkiye’yi hayal edebiliyor musunuz? “
Mahir Ünal, dövizdeki dalgalanmanın nedenlerine ilişkin ise şunları söyledi:
“Dünyada ekonomi sadece ekonomi değil, dış politika sadece dış politika değil, savunma sanayi sadece savunma sanayi değil. Artık dünyada öyle bir döneme girdik ki, artık dünya da geçmişin istikrarlı, uluslararası anlaşmaların, hukukun anlamının olduğu zamanlar yok. Trump’ı anormal görenlere şunu söylüyorum, Trump yeni normal. Trump bir de bakıyoruz ki imza atıyor. Neye imza atıyor? Kudüs’ün, İsrail’in Başkenti olmasına imza atıyor. Bir de bakıyoruz yine imza atıyor, neyle ilgili atıyor, Golan Tepeleri ile ilgili imza atıyor. Dünya bu anlamda baktığınızda artık güvenliğini, istikrarını, uluslararası hukukun, anlaşmaların yaptırım gücünü kaybetmiş durumda. Türkiye’nin her zamankinden daha çok kendini koruması, istikrarı, güveni öne çıkıyor. Beka meselesi dediğimizde bunların anlamadığı şey tam da bu. 13 Ağustos 2018’de bir Cuma gecesi kur atağı gerçekleştirdiler. Amaçları, doları 10 liraya kadar çıkarıp Türkiye ekonomisini çökertmekti. Bizim Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile beraber ekonomiyi tek çatı altında toplamamız, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hızlı karar verme yeteneği gece saatlerinde dolar durduruldu ve bu operasyon engellendi. Cumartesi günü benzer bir atak yapmaya çalıştılar, bunu da Türkiye engelledi. Güçlü bir iktidar, siyasi irade olmasa, Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği olmasa Türkiye ne olur? Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in ve avanelerinin olduğu bir Türkiye’yi hayal edebiliyor musunuz? Bunlar FETÖ ile mücadele ederler mi? Bunlar PKK ile mücadele ederler mi? Yoksa, Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi teslim mi olurlar. Bu zihniyet, CHP ve ittifak etrafında toplanan birbirine benzemez bu ittifak, bu yapı, FETÖ’ye, PKK’ya laf söylemeyip dönüp Erdoğan ile düşmanlık yapmayı, Türkiye karşıtı odaklarla birlikte onların ağzıyla konuşmayı, FETÖ’nün ağzıyla konuşmayı, PKK ile iş birliği yapmayı kendilerine alışkanlık haline getirmiş olanlar, eğer bunlar 15 Temmuz gecesi yerel yönetimlerde bu zihniyet olsaydı sizce belediyeler darbeye karşı o iş makinelerini çıkarıp darbeye karşı mücadele ederler miydi?”

“Kılıçdaroğlu, kimleri belediyelerin meclislerine taşımak için kapalı kapılar arkasında planlar yaptığını bir baksın”
“Kemal Kılıçdaroğlu son 3 yıldaki söylemlerini açsın okusun, kimlere destek verdiğini, kimlerin ağzıyla konuştuğunu, kimlerle ittifak yaptığını, kimleri belediyelerin meclislerine taşımak için kapalı kapılar arkasında planlar yaptığını bir baksın, sonra da dönüp kullandığı söylemlere bir baksın” diyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, “Recep Tayyip Erdoğan neden bu kadar sert bir söylem kullanıyor diyor. Recep Tayyip Erdoğan, vatan, millet, bayrak, devlet söz konusu olduğunda, devletin bekası söz konusu olduğunda gerekeni söyler. Çünkü biz 15 Temmuz’da bir şeyi çok net gördük. Bu alçakların bir gece devletimizi, bağımsızlığımızı, istikbalimizi, istiklalimizi elimizden almak için neler yaptığını, 15 Temmuz’dan sonra da kimin bunları koruduğunu, kolladığını da gördük” diye konuştu.

“HDP’nin siyaset yapmasına karşı değiliz”
HDP’nin siyaset yapmasına karşı olmadıklarını dile getiren Ünal, HDP’nin, PKK’nın vesayetinde olmasına, Kandil’den emir almasına karşı olduklarını söyledi. Ünal, “HDP’nin, belediye başkanlarına, milletvekillerine, eş başkanlarına, PKK’nın kayyum atamasına, komiser görevlendirmesine, 18-19 yaşındaki teröristlerin komiser sıfatıyla gelip HDP’li seçilmiş belediye başkanlarını sorgulamasına ve tokatlamasına, Kandil’in talimatıyla belediyelerin hareket etmesine, belediyelerin iş makinelerinin terörün ve Kandil’in talimatıyla asfaltı kazıp oraya el yapımı patlayıcıları yerleştirip Mehmetçiğe tuzak kurmasına, hendeklere, belediyelere aktarılan paraların terör örgütüne aktarılmasına karşıyız. HDP’nin siyaset yapmasına değil, HDP’nin teröre, PKK’ya teslim olmasına karşıyız. Bana diyorlar ki, ‘sen Dolmabahçe’de oturmadın mı?’ Dolmabahçe’de, HDP’liler dedi ki, biz demokratik siyasetle silahın bir arada olmayacağını deklare edeceğiz. Yani biz artık Kandil’den, PKK’dan emir almayacağız, silaha, teröre karşı olduğumuzu deklare edeceğiz dediler. Arkasında durmadılar. Cumhurbaşkanımız da bu artık tiyatroya döndü dedi. Çözüm sürecinde devlet bu sorunu değişik şekillerde çözmeye çalıştı ama bunlar ne terörden ne şiddetten ne silahtan vazgeçmediler, devlette onlara karşı gereğini yapıyor. Mesele, devlet terörle mücadele ederken kimin nerede durduğudur. Bakıyoruz, bunlar milli meselelerde hiç kilitlenmiyorlar. 2002’den bugüne kadar bölgeyle ilgili 3 hedefimiz vardı; bölgesel kalkınma, demokratikleşme, terörle mücadele. Bölgesel kalkınma dedik bölgesel kalkınmayı gerçekleştirdik, demokratikleşme dedik demokratikleşmeyi gerçekleştirdik, terörle mücadele dedik terörle amansız bir şekilde mücadelemizi sürdürüyoruz. Cumhurbaşkanımızın her zaman söylediği bir şey var; bu ülkede Kürt, Türk, Alevi, Sünni, Laz, Abaza, Roman 81 milyon eşit, özgür ve hürdür. Bizim mücadelemiz, bu ülkenin bağımsızlığına, birliğine, beraberliğine, bayrağına, İstiklal Marşına, kutsallarına, bizi tek millet yapan değerlere saldıran herkes bizim düşmanımızdır. ‘Siz ötekileştiriyorsunuz’ diyorlar. Evet, Türkiye düşmanlarını ötekileştiriyoruz. Devletinin, milletinin, bayrağının yanında olan herkes başımızın tacıdır” açıklamasında bulundu.

“Terör örgütünün talimatıyla hareket eden bir siyasi parti ile nasıl ittifak kurabiliyorsun”
İhlas Medya Ankara Temsilcisi Yaşar’ın, 29 PKK/KCK’lının İYİ Parti listelerinde yer aldığını hatırlatması üzerine Ünal, İYİ Parti ve Saadet Partisi’ne seslenerek, “Terör örgütünün talimatıyla hareket eden bir siyasi parti ile İYİ Parti sen nasıl bir ittifak kurabiliyorsun. Terör örgütünün talimatlarıyla hareket eden bir siyasi partiyle Saadet Partisi nasıl ittifak oluşturuyorsun. CHP’yi anlayabiliyorum. İYİ Parti, uzunca bir süre bu işin saklı tutulmasını istedi. ‘Benim hassasiyetlerim var, benim tabanımın hassasiyetleri var’ dedi, ülkücülükten vesaire bahsettiler, Türkeş ve ülkücülükle nasıl bir ilgileri var o da ayrı bir husus. Çünkü bugün MHP duruşuyla, ilkeleriyle, siyasetiyle Devlet Bahçeli’nin çizgisi belli. Bu ülkenin varlığına ve bekasına saldırı gerçekleştikten sonra kim kiminle birlikte. FETÖ’nün maskesi düştükten sonra siz FETÖ’nün yanında mıydınız, değil miydiniz? Bahçeli, 15 Temmuz’dan sonra fotoğrafı çok net gördü ve bu devletin bekası için seçilmiş hükümetin yanındayım dedi. Bunların ise ne dedikleri ortada. Geçen gün Meral Akşener’in sözünü ettiği hapisteki Mehmetçik ifadesi, o gece yakalananlar kimdi, o gece darbe yapmak için sokağa çıkan asker kisveli FETÖ’cüler darbe yaparken suçüstü yakalanmadılar mı? O insanlar bizim canlarımızı şehit etmediler mi, tanklardan, helikopterlerden sivil insanlara ateş etmediler mi? Bunlar dünyanın gözünün önünde oldu” dedi.

“Millet artık her şeyi çok net bir şekilde görüyor”
CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, katıldığı bir televizyon programında kullandığı, “31 Mart’ta bütün yaşananlar yani siyasi tablo ortada ama bunun üzerine aklıyla alay edildiğini düşünen vatandaşlarımız Erdoğan’dan ve Bahçeli’den, Bay Dumur ve Bay Kamburdan hücrede bunun hesabını soracaktır” sözlere ilişkin ise Mahir Ünal şunları söyledi:
“Bunların bir milletvekili de İzmir’de bir açıklama yapmıştı, bunları denize dökeceğiz diye. Bilinçaltı dediğimiz şey böyle bir şey. Kendilerini hala bu ülkenin sahibi olarak görüyorlar. Geçmişte Adnan Menderes’i, Turgut Özal’ı nasıl tehdit ettilerse, Demirel’i tehdit edip 28 Şubat’a nasıl razı ettilerse zannediyorlar ki hala biz yine aynı dil ve söylemle bunları yaparız, bu konuda sonuca ulaşırız ama millet artık her şeyi çok net bir şekilde görüyor.”

“Bunların hesabını vermek ve açıklamak zorundasın”
CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Mansur Yavaş’ın sahte senet skandalına yönelikte değerlendirmede bulunan Ünal, “Ankara’da bugün yaklaşık 6 saat dolaştım. İnsanlar şunu söylüyorlar; sahte senetle icra takibi yapan ve bu da Yargıtay tarafından onaylanmış bir kimseyi ben dükkanımda işe almam, dolayısıyla nasıl şehri emanet edeceğiz. Mansur Yavaş, MHP’li midir, İYİ Parti’li midir, CHP’li midir? Ben rozet takmam diyen, siyasi kimliğini bile ortaya koymaktan imtina eden ve en son ortaya çıkan mahkeme kararlarıyla onaylanmış bu iş bir iş takibi midir, avukatlık ücreti midir, eğer avukatlık ücretiyse hangi hizmetin mukabilinde alınmıştır, eğer bu para böyle büyük paraları konuşuyorsan senin vergi levhanda 3 bin 600 lira yazıyor. Millet bunu da görüyor. Eğer sen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmuşsan bunların hesabını vermek ve açıklamak zorundasın” şeklinde konuştu.
İHA

Exit mobile version