AHMET AKIN VE TUNCAY ÖZKAN’DAN SOSYAL MEDYA KISITLAMASINA TEPKİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ve CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan; sosyal medya kısıtlaması ile ilgili bilgi almak için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) gitti. BTK’dan çıktıktan sonra açıklama yapan Akın ve Özkan açıklama yaptı. Akın, şunları söyledi:

 

“SOSYAL MEDYAYI KISMAKLA HİÇBİR ŞEY ENGELLENEMEZ”

“Büyük bir acı içerisindeyiz, büyük bir afet içerisindeyiz. Canımız yanıyor, anneler ağlıyor, evlatlar babalarına ailelerine kavuşamıyor bir taraftan da bakıyoruz ki en çok iletişime ihtiyaç olan zamanda Twitter’ın iletişimi kesilmiş, daraltılmış. Böyle bir şey olamaz. Sosyal medyayı kısmakla hiçbir şey engellenemez. Biz de İzmir Milletvekilimiz, Bilişim Mecraları Komisyonu üyemiz Tuncay Özkan’la BTK’ya geldik.

Geldik burada bir bilgi talep ettik. Saat 15’te neden daraltmaya gittiniz, diye sorduk. İçeriye geldiğimizde dediler ki, ‘Bir kişi var oda Metin Yazıcı binanın idari işlerinden sorumlu bir kişiye, ona sorduk. Bu bant daraltılması kararı kimin tarafından, hangi gerekçeyle, yasanın hangi maddesine göre verilmiştir? Bir soru daha sorduk; siz vermediyseniz başka bir odak noktası mı? Başka bir kurum mu? Veya bunu yapan kimdir tespit ettiniz mi? Bu konuyla ilgili bir suç duyurusunda bulundunuz mu?’

 

“ŞU ANDA YAPILMASI GEREKEN TAM TERSİNE İLETİŞİM KANALLARININ MAKSİMUM DÜZEYDE AÇILMASI”

Türkiye çok acı günler yaşıyor. Canımız yanıyor, afet, yas içerisindeyiz. Şu anda sadece sosyal medyaya erişimi azaltmak ne demektir? Akıl, vicdan, insaf her türlü şeyi söylemek lazım. Şu anda yapılması gereken tam tersine iletişim kanallarının maksimum düzeyde açılması, insanların birbirine daha rahat iletişimde olması gerekir. Geldik sorduk ve kendilerinden cevap bekledik. Sayın Tuncay Özkan ve ben kendilerine anlattık. Sorularımızın cevaplarını istiyoruz dedik. Numaralarımızı verdik ve bekliyoruz. Bu sorunun cevabının karşılığı olamaz. Şu anda olması gereken daraltma değil, olması gereken vatandaşın erişimini kolaylaştırmak.

 

“BU KADAR BECERİKSİZLİK, BU KADAR VİCDANSIZLIK OLAMAZ”

Daraltma olduğu andan itibaren bizim telefonlarımız yine kitlendi ayıptır, yazıktır günahtır. Gerçekten büyük vicdansızlıktır. Bu kadar beceriksizlik, bu kadar vicdansızlık olamaz. Kabul edilebilecek bir nokta değil. Şu anda her şeyi bir kenara bırakıp vatandaşın iletişimine odaklanmalı, insanların birbirlerine biran evvel kavuşmasını sağlamalı, tek dert bu olmalı. Soruları sorduk sayın vekilimle birlikte cevabını bekliyoruz ve takipçisiyiz buradayız bekleyeceğiz. Cevap gelene kadar da takipçisi olacağız.

Bu bant daraltma işinin bir hukuksal yapısı da var. Onu da içeride sorduk. Bir kişi kafasına göre, istediği zaman ‘hadi kısın sosyal medyayı’ diyebiliyorsa ki gördüğümüz nokta odur. İşte o zaman yandık. Nasıl insanlar birbirine kavuşacak. Derhal bunu kaldırmaları lazım.”

CHP Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ise şunları kaydetti:

 

“BURADAKİ TEMEL SORUN BİLGİ TEKNOLOJİLERİ İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NDA MUHATAP BULUNAMAMASIDIR”

“Buradaki temel sorun Bilgi Teknolojileri İletişim Başkanlığı’nda muhatap bulunamamasıdır. Binada olan tek kişi, o da yoldan geri çevrilen İdari İşler Daire Başkanıdır. Diğer yetkililer ne yazık ki böyle bir soruya yanıt veremediler. Şu an binada sadece İdari İşler Daire Başkanının bulunduğunu söylediler. Başka kimse yok. Biz saat 15’ten itibaren bu görüşmeyi yapmak için telefon ediyoruz, randevu istiyoruz. Türkiye’nin bilgilendirilmesini bunu kim yaptı, korsan olarak mı daralttılar sosyal medyanın bant genişliğini, BTK mı yaptı? Başka bir kurum mu yaptı? Nasıl yaptınız? Hangi mahkeme kararıyla yaptınız? Hangi idari kararla yaptınız? Ancak bunların yanıtları yok.

 

“BÖYLE BİR YÖNETİM BİÇİMİ OLAMAZ BU ANCAK OTOKRASİDE OLUR”

Biz şimdi iletişim bilgilerimizi verdik. Binada olan tek daire başkanı bunları aldı bize yarın veya öbür gün bunların bilgileri ulaştırılacak. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir yönetim biçimi olamaz. Bu ancak otokraside olur. Bu ancak bazı gerçekleri saklamak isteyen yönetimlerde olur. Türkiye’nin yarısı kan ağlıyorken, bir diğer yarısı o kan ağlayan yarısına yardım için canhıraş, ciğeri yanarak yardım peşinde koşarken bu tür yasa dışı diyorum çünkü yasal olup olmadığına dair bize bilgi verilmiyor, toplum aydınlatılmıyor. Uygulamalar o insanların hayatına mal olabilir. Biz bunu reddediyoruz. Biz bununla ilgili olarak sonuna kadar takipçisi olacağız. Sayın genel başkanımızın söylediği gibi; bildiklerimiz var ama onlardan açıklama bekliyoruz. Eğer onlar açıklamalarını yalan yaparlarsa, yanlış yaparlarsa onların suratlarına çarpacağız. Ama şimdi kendilerine toplumu aydınlatmaları için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, ana muhalefete bilgi vermeleri için bir süre tanıdık. O süreyi bekliyoruz.

“VATANDAŞ SORUYOR, ‘NEREDE DEVLET’ DİYE. BİZ DE SORUYORUZ KİM YAPTI, DEVLET NEREDE?”

Vatandaş soruyor, ‘nerede devlet’ diye. Biz de soruyoruz kim yaptı, devlet nerede? Devlet nereye saklanıyor. Devlet gerçekten bu milletin devletiyse vatandaşın canına kastedecek böyle bir hareket içinde bulunamaz. Biz de soruyoruz devlet nerede? Biz çözümleri biliyoruz, bu düzen ortadan kalkacak halkına bilgi vermeyen, halkını enkaz altında bırakan bu düzen ortadan kalkacak o zaman her şey hukuk dahilinde olacak. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe diye devlet başa gelecek, bunu başka çaresi yok.”

Exit mobile version