Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
AK PARTİ Milletvekili Adil Çelik’in kafasına göre takıldığını yazdık dün.
Aradı, “kafama göre takılmıyorum” dedi.
Ortalıkta görünmeme nedeni, öteki vekillere gıcığından, hasetinden, fesadından, anlaşmazlığından falan değilmiş.
“Günlerdir belfıtığından muzdaribim, evde yatıyorum” dedi Adil Bey.
Yoksa, geçen haftaki Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ziyaretinde olmayı çok istiyormuş.
Hâttâ Ofisin başkanı Arda Bey’i arayıp Balıkesir heyetinin ziyareti için randevuyu da kendisi almış; “Diğer arkadaşların bundan haberi var, istersen ara sor” dedi.
Diğer dört milletvekiliyle aralarında bir sorun yokmuş. Hani, Büyükşehir’i yöneten arkadaşlarla arası iyi değil falan deniyormuş ya; o da yalanmış. Sakat haliyle kalkıp Büyükşehir’e gitmiş geçen gün. Tapu Kadastro’nun yeni binasının tefrişat işleriyle ilgili bir mevzuyu görüşmüş.
“Ama sadece bu mevzu değil ki, sizi çoğu kere diğerleriyle yan yana göremiyoruz, fotoğraflara falan bakınca dört arkadaş hep bir arada, siz yoksunuz; yani genel itibarla bakınca kafanıza göre takılıyormuşsunuz gibi bir hava oluşuyor” dedik biz de.
Habere üzülmüş.. Başkalarından beklermiş, bizden beklemezmiş böyle bir şeyi…
“Demek ki birileri yazdırıyor” türü bir laf etti.. Hani alışkınlar ya birilerinin birilerine sürekli bir şeyler yazdırmasına.. Bu yayını da öyle kabul etmiş.
Zaten bu birilerinin birilerine bir şeyler yazdırması, ekstra bir durum değil; normal sayılıyor artık. Etiğini metiğini kimse sorgulamıyor. Öylesine kanıksandı ki durum, herkesin bu potanın içinde olduğu düşünülüyor.
Teessüflerimizi ilettik Adil Bey’e..
Ne dese beğenirsiniz: “Bana bir özür borçlusun…”
Gözlemlerimizi, duyumlarımızı, tespitlerimizi aktardık; verdiğimiz geçici rahatsızlık için özür dileriz…”
Ne ki, kendi partisi içindeki arkadaşların önünden arkasından ileri geri konuştuğu, benzer yorumları yaptığı bir ortamda, “hepsi bana birer özür borçlu” dese Adil Bey..
Özür dileme kuyruğunun sonu gelmez yani; bir hafta falan sürer özürlerin kabul töreni.
Sağlık, sıhhat dilerim Adil Bey için.