Balıkesir İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Mehmet Burak Öztop 4-10 Mart tarihleri arasında yer alan Dünya Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla açıklama yaptı. İl Sağlık Müdürü Öztop açıklamasında tuz kullanımının ülkemizde çok yaygın olduğuna değinerek, tuz kullanımının azaltılması gerektiğini bildirdi.
Tuz kullanımına yönelik önerilerde de bulunan İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Mehmet Burak Öztop yapılan araştırmalara göre kişi başı günlük tuz tüketiminin 15 gram olduğunu hatırlatarak, aşırı tuz kullanımının çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini söyledi.
GÜNLÜK 15 GRAM
İl Sağlık Müdürü Mehmet Burak Öztop yaptığı açıklamada şunları söyledi:“Dünya Sağlık Örgütü; yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (bir tepeleme çay kaşığı veya bir silme tatlı kaşığı) olarak önermektedir. Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır.Oysa 2012 yılında ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre “kişi başı günlük tuz tüketimi 15 g/gün” olarak bulunmuştur. Aşırı tuz tüketimi değiştirilebilir bir sağlıksız beslenme uygulamasıdır ve birçok kronik hastalığın temelinde yer almaktadır. Özellikle oluşumunda aşırı tuz tüketiminin önemli bir etken olduğu hipertansiyon, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içerisinde önemli risk faktörüdür. Yüksek kan basıncı ülkemizde ölümlerin ve hastalık yükünün en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının önde gelen risk faktörüdür. Ayrıca aşırı tuz tüketiminin mide kanseri, osteoporoz, böbrek hastalıklarının gelişimiyle de yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir.
TUZ TÜKETİMİ İÇİN ÖNERİLER
Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir. Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır. Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura(siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir.
TUZU AZALTILMIŞ BESLENMEYE ALIŞIN
Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır. Peynir, zeytin, salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir. Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir. Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir. Taze sebze ve meyve tüketimini artırılmalı, fastfood tüketimi azaltılmalıdır. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar(soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır. Tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişinin tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceği unutulmamalıdır.”
“SAĞLIĞINIZ İÇİN AZ AMA, İYOTLU TUZU SEÇİN”