CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, geçen hafta Plan Bütçe Komisyonunda görüşülen ve yakın zamanda Genel Kurula geleceği belirtilen torba yasada Sağlık Bakanlığı ve Şehir Hastaneleriyle ilgili yasa teklifleriyle ilgili açıklama yaptı. Şahin, şehir hastanelerinde insan sağlığının değil hastane şirketlerinin elde edeceği kârın düşünüldüğünü ileri sürdü. Dövizle kiralamaya dikkat çeken Şahin, sağlık yönetiminin öngörüsüz ve liyakatsiz kişilerin elinde olduğunu ileri sürdü.
CHP Milletvekili Fikret Şahin’in açıklaması şöyle:
“Bu yasa teklifiyle halkımızın sırtından şehir hastaneleri için dövizle kira ödemeleri yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Deniliyor ki; ‘Kamu-Özel İşbirliği ile yaptırdığımız ve kira bedellerini dövizle ödediğimiz Şehir Hastanelerinde kamuyu olağanüstü zarar ettirdik ve biraz olsun zararı azaltabilmek için “Sözleşme bedeli” diye bir maddeyle üst limit getirmeye çalışıyoruz, yanlış ve yetersiz yaptığımız sözleşmeleri revize etmeye çalışıyoruz.’
Anlaşılıyor ki; bundan önce yoğun miktarda dövizle ödeme yapılmış ve kamu zarar uğratılmış, kamu kaynakları israf edilmiş. Bunun sorumluluğu kim de? Sorumlu olanlar bu konu da hesap verecekler mi ?
Kamu-Özel işbirliği modeliyle yapılan yatırımların sağlık alanı için uygun olmadığını da görüyoruz. Bu modelle sağlık hizmetleri kamusal hizmet alanı olmaktan çıkmış, adeta para kazanılacak ticari bir hizmet alanına dönüştürülmüştür. Yap-Kirala-İşlet şeklinde yapılmış olan ŞEHİR HASTANELERİNDE HİZMETİN ODAK NOKTASI; İNSAN SAĞLIĞI DEĞİL, HASTANE ŞİRKETLERİNİN KAR ETMESİ HALİNE GELMİŞTİR. Hatta her bir şehir hastanesine ödenen miktarla 8 adet benzer büyüklükte hastane yapılabileceği ifade edilmiştir. Bu yasa teklifi şunu da gösteriyor, Sağlık yönetimi ön görüsü zayıf, liyakatsiz kişilerin elinde. Bir diğer nokta da şu; Yerli ve milli olduğunu iddia eden, Türk Lirasını güçlendirmek isteyen, enflasyonla mücadele etmek isteyen bir iktidarın dövizle sağlık hizmeti satın almasını da yadırgadığımızı ifade etmek isterim.
İktidara şiddetle tavsiyem şudur; Zaman kaybetmeden bir an önce dövizle ödemeden vazgeçip Türk Lirasına geçilmesi olacaktır.Hatta bir basamak daha ileri giderek bu hastanelere kira vereceğimize kendi kaynaklarımızla hastaneleri satın alarak, şehir hastaneleri tamamen kamuya mal edilmesini önereceğim. Gerekirse bu noktada vatandaşlarımızdan da mali destek almak için iktidar kampanya başlatabilir. İnsanlarımız geçmişte olduğu gibi bundan sonra da sağlık hizmeti alacakları hastanelerine sahip çıkacaklardır.
Yine diğer bir konu; Şehir Hastanelerinin işletme sözleşmeleri “ticari sır” bahanesiyle saklanması ve TBMM denetiminden kaçırılmasıdır. İnsanın aklına şu geliyor sözleşmeler saklandığına göre; demek ki halktan saklanacak bir şeyler var. Bu sözleşmelerin içeriğini bir bürokrat hatta sözleşmenin tarafı yabancı kişiler biliyor ama milletin temsilcisi Milletvekilleri bilmiyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bir an önce Şehir Hastanelerinin işletme sözleşmeleri açıklanmalıdır. Şu anda Şehir Hastanelerinin üzerinden hortum bağlanmış ve vatandaşımızın sağlığı üzerinden üstelikte dövize endeksli kamu kaynakları dışa aktarılmaktadır. Ayrıca sağlık hizmetleri ekip çalışmasını zorunlu kılar fakat Şehir Hastaneleri mimari olarak çok büyük oldukları için ekip çalışması yapılması mümkün olmamaktadır. Bu hastanelerden başta hekimler olmak üzere hem çalışanlar hem de hastalar memnun değildir. Bu sistem insanımız sağlığına zararlıdır ve bir an önce dönülmesi gerektiğini sizlerin aracılığıyla kamuoyuna ve yetkililere duyuruyorum.”
