İnfertilite yani kısırlık 12 aydan daha fazla bir sürede korunmasız ilişkiden sonra gebe kalamama durumu olarak tanımlanıyor. Özellikle Batı ülkelerindeki çiftlerin yaklaşık yüzde 20’si infertiliteden etkileniyor.
İnfertilitede genellikle ilaç tedavileri, hormon tedavileriyle veya farklı yöntemlerle sonuç alınsa da bazen açıklanamayan infertilite denilen durum yaşanabiliyor. Ortada belirli bir sorunun olmadığı bu tablolarda nedensiz infertilitede fazla kilo ve beslenme alışkanlıkları büyük önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Nur Sinem Türkmen, sebebi belli olmayan kısırlıkta beslenmenin önemi hakkında bilgi verdi.
Fazla kırmızı et tüketimini sperm kalitesini olumsuz etkiliyor
Çiftlerden birinde veya ikisinde kilo problemi varsa yani vücut yağ kütlesi olması gerektiğinden fazlaysa cinsiyet hormonu seviyeleri olumsuz etkilenerek vücutta enflamasyonu artırmaktadır. Bu sebeple infertilitede mutlaka öncelikle ideal kiloya, ideal yağ oranına ulaşmak hedeflenmelidir. Sağlıklı beslenme için yeme alışkanlıklarında bazı değişiklikler yapılması gerekmektedir. Bunun başında mutlaka kırmızı et tüketiminin azaltılması ve daha çok beyaz et ve balık tüketilmesi gerekmektir. Yapılan bilimsel araştırmalarda kırmızı et tüketimi arttıkça sperm kalitesi olumsuz etkilendiği görülmüştür. Bu yüzden haftada 2 – 3 gün mutlaka balık tüketilmeli, balıklar dip balıklarından değil daha çok küçük, yüzey balıklarından tercih edilmelidir. Çünkü dipte yüzen balıklarda ağır metal taşıma riski vardır ve ağır metaller de vücuttaki enflamasyonu artırır. Sardalya, mezgit, hamsi ve somon gibi yüzey balıkları tercih edilmelidir. Kırmızı et grubunun dışında işlenmiş ete de vurgu yapmak gerekmektedir. İşlenmiş etler yani salam, sucuk, sosis, hindi füme gibi etler de dahil olmak üzere çok fazla aslında kanserojen ve toksin yükü olan maddeler içerebilmektedir. Bu maddeler enflamasyonu yani vücutta iltihabi durumları artıracağı için doğurganlığı da olumsuz etkileyebilmektedir.
Besinleri buharda ya da düşük ısılarda fırında pişirin
Besinlerin pişirme yöntemlerine de dikkat edilmelidir. Yüksek ısılarda kızartma, ızgara veya kavurma gibi işlemler yapıldığında besinlerin içindeki maddeler kanserojen maddelere dönüşmektedir. Bu yöntemlerin yerine buharda pişirme, haşlama ya da düşük ısıda fırında veya ızgarada pişirme tercih edilmelidir. Kuru baklagillerin tüketimi sağlıklı beslenme için oldukça önemlidir. Özellikle soya fasulyesi, mercimek, maş fasulyesi, nohut gibi kuru baklagil tüketimi artırılmalıdır. Bu besinler bitkisel protein kaynaklarıdır ve haftada 2- 3 gün mutlaka bu gıdaların tüketilmesi gerekmektedir. Ayrıca sağlıklı yağlar da çok önemlidir. Soğuk sıkım zeytinyağı veya natürel sızma zeytinyağı, avokado yağı, Hindistan cevizi yağı tüketimi artırılmalıdır aynı zamanda çiğ badem, çiğ fındık, ceviz, chia tohumu, keten tohumu gibi sağlıklı yağlı tohumlar da mutlaka diyete eklenmelidir. Kola gibi tatlandırıcılı ve asitli içeceklerden, şekerli gıdalardan olabildiğince uzak durulmalı, paketli gıda tüketimi azaltılmalıdır.
Endokrin sistemi bozan kimyasal madde içeren ürünlerden uzak durun
Mutfaklarda ve evlerde yapılacak değişikliklerden bir diğer önemli faktör de kimyasal madde içeren ürünlerden mümkün olduğunda uzak durmaktadır. Kozmetik ürünlerden, deterjan gibi temizlik ürünlerden çok fazla kimyasal madde alınmakta bu durum da doğurganlığı olumsuz etkilemektedir. Bu kimyasal maddeler yerine daha çok bitkisel kaynaklı deterjanlar tercih edilmeli, yumuşatıcı kullanımından uzak durulmalıdır. Yumuşatıcı yerine beyaz sirke tercih edilebilir. Sebze ve meyvelerden de çok fazla tarım ilaçlarına maruz kalınmaktadır. Sebze ve meyveleri bu ilaçlardan arındırmak için ilk 15 dakika karbonatlı suda bekletip daha sonra suyunu değiştirdikten sonra bir 15 dakika kadar da sirkeli suda bekletmek gerekmektedir. Sebze ve meyveler organik tercih edilmelidir. Tüm bu faktörlere dikkat edildiği ve yaşam tarzı değiştirildiği zaman sebepsiz kısırlığa karşı güzel sonuçlar alınmaktadır.