Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) Başkanı Şule Dilek Yağcı Tüysüz, yaptığı açıklamada, gribin RNA virüsü grubu olan “orthomyxoviriolae” ailesinin bir üyesi olarak tanımlandığını söyledi.
Virüsün boğaz, burun, akciğer gibi solunum yolu sisteminde çoğaldığını ve halk arasında grip olarak bilinen bulaşıcı hastalığa neden olduğunu ifade eden Tüysüz, genellikle bağışıklık sistemi zayıf hastalar, çocuklar ve yaşlıları etkilediğini, erken tedavi edilmediğinde ağır sonuçlara neden olabildiğini vurguladı.
Tüysüz, bağışıklık sistemi düşüklüğü, astım ve KOAH gibi kronik hastalıklar, diyabet, obezite, kanser, alkol ve sigara tüketimi ile hamilelik sürecinin gribin gelişiminde tetikleyici faktörler olduğunu dile getirdi.
Bu hastalığın halk arasında soğuk algınlığıyla karıştırıldığına dikkati çeken Tüysüz, “Oysa soğuk algınlığı sadece üst solunum yollarını etkiyen bir hastalıkken, grip akciğer dahil tüm solunum yollarını etkilemektedir. Dolayısıyla gripte oluşan ağrı, ateş ve halsizlik soğuk algınlığına göre oldukça şiddetlidir. Soğuk algınlığında nadir görünen ateş, gripte oldukça şiddetlidir. Soğuk algınlığı sinüzit ve kulak ağrısına yol açarken, grip bronşit ve zatürreye yol açar.” bilgisini paylaştı.
“Aşıların etki süresi 6-8 ay arasındadır”
Tüysüz, gribin aşılanma ve antiviral ilaçlarla önlenebildiğine işaret ederek, “Hastanın en kötü günleri ilk 3-4 gündür. Ayrıca grip ilk 24 saat ile 72 saat arası bulaşıcı hale gelir. Bu yüzden kişiler, henüz hastalanmadan virüsü başkalarına bulaştırır.” dedi.
Mevsimsel gribin Türkiye’de ve dünyada her yıl milyonlarca insanı etkilediğinin, çok sayıda hastane yatışlarına ve ölümlere neden olduğunun altını çizen Tüysüz, sözlerine şöyle devam etti:
“Hastalıktan korunmanın en iyi yolu grip aşısıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı, aşılanmanın önemini her yıl bir kez daha vurgulamaktadır. Pandemi olmasa bile gripten korunmanın tek yolu aşılanmadır. Grip virüsü sürekli değişime uğrayarak bir önceki yılda görülen virüsten farklılaşmaktadır. Bağışıklık sistemi virüsü tanımamasından dolayı her yıl milyonlarca kişi gribe yakalanmaktadır. Bu yüzden aşılar her yıl yenilenmekte, bir önceki yıl görünen 3-4 alt grup virüs aşıya eklenmektedir.
Grip aşıları güvenilir olmasına karşı yüzde 100 korunma sağlamaz. Ama kişinin pek çok grip tipine karşı bağışıklık geliştirmesini sağlar, hasta olma olasılığını düşürür. Aşılar her zaman yapılabilse bile aşılanmanın önerildiği zaman eylül ve ekim aylarıdır. Aşılanmadan iki hafta sonra kişi mevcut influenza virüsüne karşı bağışıklık kazanır. Aşıların etki süresi 6-8 ay arasındadır.”
Tüysüz, çocukların da grip aşısı olabildiğini belirterek, “Çocuklar 6 aydan sonra aşılanabilmektedir. 9 yaşa kadar 4 hafta arayla yılda iki doz aşı olmaları gerekmektedir. Yetişkinler için yılda tek doz aşı yeterlidir.” diye konuştu.
Bazı durumlarda aşı yaptırılmaması gerektiğini de aktaran Tüysüz, “Grip aşıları, 6 aydan küçük bebekler, yumurta alerjisi olanlar, aşının içindeki bir maddeye alerjisi olanlar, hamileliğin ilk 3 ayında olanlara uygulanmamalıdır.” bilgisini verdi.
Dernek Başkanı Tüysüz, kış mevsiminde sağlığın korunması için özellikle risk grubunda olanların aşılanması gerektiğini vurgulayarak, “Ülkemizde risk grubundaki kişiler için aşılar SGK tarafından hiçbir ücret ödenmeden karşılanmaktadır.” ifadesini kullandı.