“Yüksek karlı gizli fon” adıyla bilinen dolandırıcılık davası sürüyor

thumbs_b_c_cef294d29d714cc84589a548d060b5a1

Kamuoyunda “yüksek karlı gizli fon” adıyla bilinen, 2’si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasının üçüncü duruşmasında, sanık Seçil Erzan savunma yaptı.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, tutuklu sanıklar Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz sanıklar Nazlı Can ve Asiye Öztürk katıldı.

Müştekiler Mert Zeydanlı ve Nuray Şengüler ile tarafların avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada söz isteyen sanık Erzan, bir önceki celsede fazla para aldığını öne sürdüğü isimlerin mahkemede MASAK raporlarıyla ispat edilmesini istedi.

Emre Çolak’a karşı banka müdürü olarak sorumlu olduğunu, HTS kayıtlarının ortaya çıkması gerektiğini belirten Erzan, “Ben Florya şubede çalıştığım dönemde bankacılık hizmetlerinden, yüksek müşteri hizmetlerinden kaynaklı banka müdürü Seçil Erzan olarak aldım. O koltukta oturmasaydım, kartvizitimde yazmasaydı, bir saat önce işten ayrılsaydım, Selçuk İnan o parayı bana vermezdi. Teftiş gelseydi, bankanın bunu fark etme ihtimali vardı. Banka, bu yaşananları daha erken fark edebilirdi. Herkes bu paranın nerede olduğunu soruyor. Bu para bende değil.” dedi.

Sanık Erzan, müşteki Emre Belözoğlu’nun parasının 10 kişiye dağıtıldığını, kendisine teslim edilen paraların ise müştekilerce yüksek faiz beklentisiyle verildiğini iddia etti.

Gerçek mağdurlar adına üzüldüğünü dile getiren sanık Erzan, banka kayıtlarını yazdığı ajandalarını, bankanın kendisinden aldığını öne sürdü.

“Tanık” sıfatıyla duruşmada dinlenen Semih Kaya ise sanık Erzan’ın kendisine, “saklamalı fon” adı altında yatırım hesabı olduğunu söyleyip ciddi şekilde yatırım elde ettiğinden bahsettiğini anlattı.

Kaya, özel bankacılık hesabından 300 bin doları bu fona dahil ettiğini dile getirerek, Erzan’a parayı teslim ettiğinde kendisine “DenizBank” antetli resmi belge sunduğunu söyledi.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabında bulunan parasını da bozup Mayıs 2022’de sanıklar Ali Yörük ve Seçil Erzan’a teslim ettiğini aktaran Kaya, sanık Erzan’dan parça parça 3,5 milyon dolar aldığını ifade etti.

Kaya, söz konusu miktarın tamamını bankadaki hesabına yatırdığını belirterek, Erzan’ın banka yöneticileriyle olan elektronik postalarını mahkeme başkanına gösterip incelenmesini talep etti.

Mahkeme başkanının “Seçil Erzan size fazla para verdiğini söylüyor, ne dersiniz?” sorusu üzerine ise Kaya, “Herhalde matematik bilgisinde bir problem var, kurgu yapıyor.” ifadesini kullandı.

Kaya, içinde GPS cihazı bulunan boş çantayı Erzan’ın kendisine teslim ettiğini aktararak, “Arabamda bir şeyin ötmeye başladığını duydum. İnsan ister istemez çekiniyor. 17 Kasım’da Seçil’i aradım. O da bana çantayı kendisine Atilla Baltaş’ın teslim ettiğini söyledi. Şikayette bulunacağımı söyledim. Sonra Baltaş’la konuştuk, yanlış anlaşılma olduğunu söyledi. ‘Benim param sizde ne arıyor?’ da dedi. Ben de ‘Nerden bileyim?’ dedim. Bodrum’a gidip İstanbul’a döndüğüm gün GPS olayını akşamında fark ettim.” diye konuştu.

Tanık Kaya, sanık Erzan’ın ofisinde eşinin de bulunduğu görüşmede, Baltaş’ın kendisine çantasının daha önce çalındığını ve önlem amacıyla GPS taktığını ifade ettiğini savundu.

Selçuk İnan’ı kendisinin sistem içerisine dahil ettiğine dair çıkan haberlerin gerçek olmadığını, Erzan’ın kendisine 10 milyon dolar vadettiğini dile getiren Kaya, Erzan ile aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını aktardı.

Kaya, yurt dışında Çekya’nın en büyük kulüplerinden birinde oynadığını anımsatarak, “Sözleşmelerine imza attığım bedeller görülürse benim böyle bir paraya ihtiyacım olmadığı anlaşılacaktır. Ben zaten o güce sahibim. Seçil Erzan kim ki bana ev alacak, benim ona ihtiyacım olacak?” sözlerini sarf etti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın, bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

Sanık Erzan hakkında istenen ceza 252 yıla yükseldi

Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi.

Erzan’ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

İddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine, 4’ü tutuklu 7 sanık, 20 Kasım 2023’te hakim karşısına çıkmıştı.

Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak’a ertelemişti.

İkinci duruşmada da tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmanın 15 Ocak’a ertelenmesine hükmetmişti.

Exit mobile version