Balıkesir’de 11 işçinin yaşamını yitirdiği patlamaya ilişkin iddianame tamamlandı. Bilirkişi raporlarına göre fabrikada ciddi güvenlik açıkları ve ihmaller tespit edildi. Patlamanın yaşandığı üretim biriminde kimya mühendisi olarak çalışan Özlem Özçakır’ın üretilen patlayıcıların güvenli bir depoya taşınması için üst yönetimden defalarca talepte bulunduğu ortaya çıktı. Ancak bu taleplerin yanıtsız kaldığı ve patlayıcıların güvenli olmayan bir şekilde istiflendiği iddianamede yer aldı.
Balıkesir’in Karesi ilçesindeki ZSR Patlayıcı A.Ş. fabrikasında 24 Aralık 2024’te meydana gelen patlamaya ilişkin iddianame hazırlandı. Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye sunulan iddianamede, yönetim zafiyetleri ve güvenlik önlemlerinin eksikliğinin patlamanın temel nedenleri olduğu vurgulandı. Bilirkişi raporları ve tanık beyanları, facianın göz göre göre geldiğini ortaya koydu.
İddianamede, şirket yöneticileri C.Y., S.B. ve M.B.’nin asli kusurlu olduğu, iş güvenliği müdürü H.Y.A.’nın ise tali kusurlu bulunduğu ifade edildi. Savcılık, sanıklar hakkında “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme” suçundan dava açılmasını talep etti.
“UYARILAR DİKKATE ALINMADI” İDDİASI
Patlamanın yaşandığı üretim biriminde kimya mühendisi olarak çalışan ve patlamada hayatını kaybeden Özlem Özçakır’ın üretilen patlayıcıların güvenli bir depoya taşınması için üst yönetimden defalarca talepte bulunduğu ortaya çıktı. Ancak bu taleplerin yanıtsız kaldığı ve patlayıcıların güvenli olmayan bir şekilde istiflendiği iddianamede yer aldı. Tanık beyanlarına göre, Özçakır’ın sürekli olarak üretim sahasındaki tehlikelere dikkat çekti, ancak yönetim tarafından herhangi bir önlem alınmadı.
Bilirkişi raporlarında, iş güvenliği müdürü H.Y.A.’nın riskleri tespit etmekte ve işvereni uyarmakta yetersiz kaldığı, operasyon direktörü C.Y.’nin ise bu tehlikeye rağmen üretimi durdurmadığı belirtildi.
KAMERA KAYITLARI EKSİK Mİ?
Patlamaya dair güvenlik kameralarının, olaydan saniyeler önce kayıt yapmayı durdurduğu tespit edildi. Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından hazırlanan rapora göre, kamera görüntülerinin olay anını kaydetmediği, patlamanın yaşandığı bölgede ciddi güvenlik açıklarının bulunduğu belirlendi.
KRİMİNAL LABORATUVARI RAPORU
Patlamanın ardından yapılan bilirkişi incelemeleri, facianın tamamen önlenebilir olduğunu ortaya koydu. Ankara Kriminal Laboratuvarı’nın raporuna göre, üretim biriminde patlayıcıların güvenli şekilde saklanmadığı, fazla miktarda ürünün kontrolsüz biçimde istiflendiği tespit edildi. Bu durumun patlamanın etkisini katladığına dikkat çekildi.
Tanık ifadelerinde, patlamadan birkaç gün önce bazı makinelerde arızalar meydana geldiği ve bunların yalnızca geçici çözümlerle giderildiği belirtildi. Özellikle ebat kontrol makinesinin sigorta atması gibi teknik aksaklıkların yönetim tarafından ciddiye alınmadığı aktarıldı. Bilirkişi raporunda, bu tür küçük görünen teknik sorunların daha büyük felaketlere yol açabileceği vurgulandı.
Patlamada hayatını kaybeden işçilerin aileleri, ihmallerin üstünün örtülmemesi gerektiğini belirterek sorumluların en ağır cezayı almasını talep etti.
BALIKESİR BAROSU: BİLİMSEL AKILDAN YOKSUN ZİHNİYET!
Konuyla ilgili Balıkesir Barosu’ndan yapılan açıklamada, iş kazalarına dikkat çekildi, “. Sadece Balıkesir’de değil ülkemizin her yerinde yaşanan iş kazalarının ve hatta trafik kazalarının dahi temel nedeni, bilimsel akıldan yoksunluk ve insana değer vermeyen zihniyettir” ifadelerine yer verildi.
Balıkesir Barosu’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
“Balıkesir’imizde 24 Aralık 2024 tarihinde mühimmat üreten özel bir işletmede meydana gelen patlamanın 11 yurttaşımızın ölümüne ve çoğu yurttaşımızın da yaralanmasına neden olmasının ardından patlamaya yıldırım düşmesi ve terör saldırısı dahil hangi nedenin yol açtığı belirsizliğini korudu. Baromuzca yılbaşı nedeniyle yapılan açıklamada da ülkemizde ölümle sonuçlanan olayların kaza deyip geçilmesinin ve olaylara bilimsel bakıştan uzaklaşılmasının aslında ölümlerin temel nedeni olduğunu açıklamıştık. Balıkesir’de yaşanan patlama sonrası da bu kaygımızın tekrar yaşanmaması için Balıkesir Barosu avukatları olarak soruşturma dosyasında etkin rol almaya ve olayın gerçek nedeninin ortaya çıkarılması için katkıda bulunmaya gayret ettik.
Daha önce de ısrarla belirttiğimiz gibi; “Ülkemizdeki işletmelerde yıllardır yaşanan ölümlerin ve yaralanmaların kaza deyip geçilmesi ve unutturulması, sorunun temel kaynağıdır. Yaşanan olaylardan ders alan, aklın ve bilimin yolunu uygulayan, tedbirler alan ya da bu olayların yaşanmaması için çalışan kurum ya da işletmelerin değil, olayları unutturan ve hatta ölümlerin nedenini ölenlerin başına yıkan bir zihniyetin egemen olduğu yılları yaşıyoruz.”
Patlama sonrası başlatılan soruşturma sürecinde ise, patlamada ölenlere kusur yükleyen bilirkişi raporlarına karşın Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayı ve nedenlerini bulmaya çalışan ve soruşturmanın bilimsel ve hukuksal anlamda sağlıklı yürümesi için titizlik gösteren çalışmaları sonucunda Mahkeme’ye sunulan iddianame ile patlamanın ve ölümlerin gerçek nedeni ve sorumluları açıklanmaya çalışılmış ve bu kapsamda da Savcılık soruşturması bilimsel ve hukuksal anlamda özen gösterilmiş ve adalete ulaşmayı hedefleyen bir soruşturma kimliğini kazanmıştır.
İddianamede de açıklandığı gibi, işletmede üretim hırsından kaynaklanan ihmaller zinciri ve çalışanların üretim ve depolama ile ilgili uyarı ve taleplerinin kulak ardı edilmesinden kaynaklanan aymazlık ve bilimsel akıldan yoksun bir zihniyet, insanlarımızın ölümüne yol açmıştır. Sadece Balıkesir’de değil ülkemizin her yerinde yaşanan iş kazalarının ve hatta trafik kazalarının dahi temel nedeni, bilimsel akıldan yoksunluk ve insana değer vermeyen zihniyettir.”